Takvimler değişti. Yıl 2013 tamamlandı. Doğal olarak 2014 yılı başladı. Ancak yaşantımızda değişen ne oldu? En önemli değişim tarihte oldu. Bundan sonra yazılacak tarihlerde yıl yerine 2014 yazılacak. Bunun dışında bir önceki yılın günleri gibi günler bir birini takip edecek. İşleri olanlar işlerine, boşta olanlar kahvehanelere veya başka toplanma yerlerine gidecekler. Diğer bir deyişle yaşam kaldığı yerden devam ediyor ve edecek.
Trafik denince daha çok kara yollarının trafiği akla gelir. Hava ve deniz trafiği ve kuralları da olduğunu unutmamak lazım.Kara trafiği insanların ve araçların karayolları üzerindeki hal ve hareketlerini içerir.
Belirlenmiş kurallara göre bu trafik düzenleniyor. Kara taşıtı sürecekler bu kurallardan sınava girerler ve başarılı olmaları halinde sürüş ehliyeti alırlar.
Ne var ki sürücüler araç kullanmaya başladıklarında çoğu kez bu kurallara uymayı unuturlar. Trafikte kural dışı sürüşler de çoğu zaman kazalara sebep olur. Böyle bir durumda kurallara uymayan ve kazaya sebep olan sürücü ve çarptığı diğer arabadakiler bundan zarar görmektedirler. Ölümler, yaralanmalar ve de arabalara zararlar olmaktadır.
Sabırsız sürücüler, daha yeşil ışık yanmadan hareket etmekte. Durma ve yavaşlama aklına gelmeyen sürücüler ise kırmızı ışık yandığı halde sürüşe devam etmekte bu da kazaya davetiye çıkarmaktadır.
Önünüzdeki çembere 20-30 metre kalmış, yanınızdan süratle geçip çembere giren sürücüler ayrı bir tehlike. Veya canı çektiği an dikkat etmeden şerit değiştiren sürücüler.
Diğer bir tehlikeli durum dönüş yapılırken kendi tarafından değil de sağ şeridi ihlal edenler var ki karşıdan araç gelmesi halinde mutlaka yüz yüze çarpışma olur. Çift şeritli yollarda bir sağa bir sola gidenler de var. Yolların sadece kendilerinin olduğunu düşünürler herhalde.
Son zamanlarda çemberde durup soldan gelene yol verenleri de gördüm. Tahminim ülkenin trafik kurallarını bilmeyenlerdir bunlar.
Polis raporlarında ‘dikkatsiz sürüş’, ‘sürüş hakimiyetini kaybetmek’ gibi ifadeler bir kazanın oluşumu için kullanılıyor. Araç sürmenin ciddi bir görev olduğu ve dikkat gerektirdiği unutulduğu an kazalar oluşur. Araç sürerken tüm dikkatimizi sürüşe ve aracı kontrole vermemiz gerektiğini unutuyoruz.
Araç sürerken yola bakılması yerine başka tarafa bakılması, radyo ile uğraşılması, sigara yakılmaya çalışılması veya son zamanların tutkusu cep telefonu ile konuşulması dikkati dağıtacağından direksiyon hakimiyetinin kaybı ve neticede de kaza olacaktır.
Yapılan tüm uyarıların, araç sürenlere herhangi bir tesiri olmuyor. Tesiri olsa kazaların azalması gerekir. Ne var ki son bir yıldaki kazaların çoğu ölümle neticelendi. 2013 yılında trafik kazaları sonucu 49 kişi hayatını kaybetmiş. Yazık insanlarımıza.
Polis bültenlerinde çoğu kez kaza nedenleri ‘direksiyon hakimiyetinin kaybedilmesi’ olarak gösterilir. Yani dümeni iyi tutamıyor bazı sürücüler. Bunun neticesi de kaza olmaktadır. Sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetme nedeni hiç ifade edilmiyor. Büyük oranda hızlı araba kullanmak kazaların sebebidir. Herkeste bir acelecilik. Trafik lambası kırmızı yanarken bile hız kesmeden son sürat ışıklara doğru gidenler az değil.
Yollarda yapılabilecek hız limitleri belli. Ama trafik kurallarını takan yok. Kendi istediği kurallarla araba sürenler de kaza yapmaktan kurtulamıyorlar. Neticede bir çok insan yaşamından olmaktadır. Ölenin arkasından acı feryatlar. Ama son pişmanlık fayda etmiyor. Ölen geri gelmiyor. Ölümlü kazalarda kaza yapana hapis cezası verilmesine rağmen hızlı ve dikkatsiz araba sürülmesinin önüne geçilemiyor.
Trafik kontrollerini olabildiğince artırmak lazım. Arabaların mutlaka teknik muayenelerinin zamanında yapılmasını sağlamak lazım. Sürücülere trafik kurallarını hatırlatıcı cezalar vermek lazım. Okullarımızda trafik kurallarını öğreterek genç nesli buna hazırlamak lazım. Ölümlü kazaya sebep olan sürücülerin ehliyetini iptal ederek yeniden sınava girmesini sağlamak lazım.
Hem kendi can emniyetimiz hem de karşı araçtakilerin can emniyeti için dikkatli araç kullanalım. Sürüş kuralları ile hız limitlerine uyalım.