Yazarsam ayıp olur diye düşünmüştüm.

Olaylar tekrarlandıkça, ‘’yazmazsan hata edersin’’ dedirtti.

Yazayım…

Olay-1:

Tarih 13 Haziran Perşembe. Saat 19:00 sularında, 010 plakalı araç, Lefkoşa-Girne istikametinde seyrediyor.

Yeni konulan 100 km sınırlı radara giriyor, hızını artırıyor ve 110-125 km arasında seyretmeye devam ederek gözden kayboluyor.

Olay-2 :

Tarih 14 Haziran Cuma. Saat 08:40 sularında, 002 plakalı araç, Girne-Lefkoşa istikametinde seyrediyor.

Boğaz’daki 65 km hız kamerasında, soldan sağa, Ağırdağ yönüne geçmek üzere sinyal verip yol isteyen kamyonete yol vermeden, yoluna devam ediyor.

Yeni konulan 100 km sınırlı radara giriyor, hızını artırıyor ve 115-128 km arasında seyretmeye devam ederek gözden kayboluyor.

Olay-3 :

Tarih 24 Haziran Pazartesi. Saat 09:35 sularında, 010 plakalı araç, Girne-Lefkoşa istikametinde seyrediyor.

St. Hilarion kemerasından hemen sonra, Girne’den Lefkoşa’ya doğru inen yokuşta, önündeki aracı arkadan yanaşarak sıkıştırıyor. Önündeki araç yana çekilip yol veriyor. O virajdaki hızı yaklaşık 110 km. Akabinde, yine 100 km hız sınırlı radara giriyor. Hızını artırarak gözden kayboluyor.

Olay-4 :

Tarih yine 24 Haziran Pazartesi. Saat 09:43 sularında, RHA 3387 plakalı araç, 100 km sınırının üzerindeki hızlarla, bazen de hızını düşürerek, bir sağa bir sola, tatlı tatlı makaslar atarak yolunda ilerleyip gözden kayboluyor.

….

Değerli okurlar;

Yukarıdaki olaylarda plakaları zikredilen araçları kimler kullanıyor, içlerinde kimler seyahat ediyor bilemeyiz.

Ancak bilinmesi gereken tek bir şey var ki, bu ülke ‘’ülke’’ olsun istiyorsak, kuralların da ‘’herkes için kural’’ olduğunun kavranması gerekir. Devletin resmi plakalı araçları da buna dahildir!

Konu hele hele trafik ise, ‘’ben kamu görevlisiyim, benim işim acele, toplantı var, karşılamaya yetişeceğim’’ gibi ‘’Azrail’e yutturtamayacağımız’’ mazeretleri uydurmaya hakkımız ve hukukumuz yoktur!

O kamu araçları, o kuralsızlıkları ile, trafikte hiç kaza yapmadan da seyahat edebilirler.

Ama o araçlar, karşılarında, arkalarında ya da yanlarında seyahat etmekte olan araçların kaza yapmalarına neden olmayacaklarının garantisini asla veremezler.

O kamu araçlarının içlerinde, ‘’çok önemli’’ insanlar seyahat ediyor olabilir.

Ama o araçların riske attıkları diğer araçlarda da, ‘’ mutlaka birilerinin sevdiklerinin’’ seyahat etmekte olduğu bilinmelidir!

O kamu araçlarında seyahat edenler, zaman zaman cenaze törenlerine, taziyelere, hasta ziyaretlerine gittiklerini hatırlasınlar lütfen.

Ve kendilerine soruyorum:

Allah korusun ama, makam aracınızın neden olabileceği bir kazaya kurban gidebilecek bir kişinin cenaze törenine, taziyesine ya da hastane ziyaretine gitmeye yüreğiniz elverecek mi?

 

Dr. H. İlker İpekdal

İletişim: 0542-8529899