Güney Amerika’da, Peru ile Bolivya arasında, And Dağları’nın 3.810 metre yüksekliğinde yer alan, kıtanın en büyük dağ gölüdür Titikaka Gölü. Hem coğrafi hem de tarihsel açıdan büyük önem taşıyor bu tatlı su gölü. 8.882 kilometrekarelik alana sahip bu heybetli gölün %60’ı Peru, %40’ı ise Bolivya sınırında yer alıyor.

İnka efsanelerine göre, en güçlü tanrı olan Güneş Tanrısı İNTİ’nin bu adada doğduğu kabul ediliyor. İnka kültürünü devam ettiren Quechua halkı, gölün ortasında, sazlıklardan yapılan yüzen adalarda yaşıyorlar. Uro adaları denilen adalarda yaşayanlara da Uros adı veriliyor. Titikaka Gölü’nde yaşayan halkın temel geçim kaynağı turizm. Quechua Dili'nde titi "kurşun" veya "kurşun rengi" qaqa ise "kaya" demektir. Yani "kurşini (kurşun rengi) kaya" anlamına geliyor TİTİKAKA.

Adalarda yaşayanlar, teknolojiden uzak bir hayat yaşıyorlar. Aralarında tam bir ‘’imece’’ temelli yaşam söz konusu. Sazlardan yaptıkları ada evlerin ömrü ortalama 20 sene. Sonrasında evleri çürümeye başlıyor. Ve yine imece ile, yeni adalarını inşa ediyorlar. Sazlardan yaptıkları küçük sandallardan birisinin küreğini, 9-12 yaşlarında bir kız çocuğunun çektiğini görebiliyorsunuz. Yaklaşık 1,5 saat süren yolculuğun sonunda, 3 arkadaşıyla birlikte, topu topu iki derslikli ada okuluna gidiyorlar. Okulda verilen öğle arasında, evlerinden getirdikleri kısıtlı erzaklarını paylaşarak tüketiyorlar. Gölün suyunu avuç avuç içerek susuzluklarını gideriyorlar. Ayakkabıları yok bu çocukların. En gözde şekerlemeleri, gölün onlara sundukları, içi tatlı olan sazlar. Titikaka Gölü’nün sakinleri, her türlü yokluğa rağmen, geleneklerine bağlı, birbirlerine karşı hoşgörülü, mutlu ve huzurlu…

***

Kıbrıs, Doğu Akdeniz’in ortasında bir ada. Hem coğrafi hem de tarihsel açıdan büyük öneme sahip. Yüzölçümü 9.251 kilometrekare (Titicaca’dan birazcık büyük). Bu ada da bir sınırla, %66 ve %34 olarak ikiye ayrılmış durumda. Yunan mitolojisinde, Aşk ve Güzellik Tanrıçası AFRODİT’in, Kıbrıs'ta deniz kabuğundan yaratıldığına inanılır. Kıbrıs’ın adı, bakır ile ilişkilendirilir. Hatta, Kıbrıs isminin bakırdan değil, bakırın isminin Kıbrıs’tan geldiği söylenir. Adanın en önemli geçim kaynaklarından birisi turizmdir.

***

Yüzölçümleri ile, ikiye bölünmüşlükleri ile, isimlerinin kaynakları ile, mitolojiye dayanan geçmişleri ile, coğrafi önemleri ve kültürel derinlikleri ile, Titikaka ile KKTC’nin birbirlerini çağrıştırdıklarını gördüğümde şaşkınlığımı gizleyemedim. Ancak, KKTC gerçeğini de işin içerisinde kattığımda, biraz irkildiğimi de itiraf edeyim.

***

KKTC, adanın kuzeyinde bir ülke. Titikaka’nın aksine, modern teknolojinin nimetlerinden faydalanabilmekte. Titikaka’nın idari şekli, tek şeflik esasına dayalı iken, KKTC’de maddi gücü olan kendini şef ilan edebilmektedir. Çocuklar, servislerle ya da ailelerinin arabaları ile, okullarının dibine kadar götürülse de, birbirleriyle yardımlaşma, elindekileri paylaşma kültüründen gittikçe uzaklaşmakta… Titikaka’da standart bir mimari anlayış varken, KKTC’de mimari standartlar evlere şenlik durumda. Titikaka’da herkes birbirine sahip çıkarken, birbirinin işlerine yardım ederken, KKTC’de artan sahipsizlikle, insanlar yalnızlaşmaya devam etmekte… Titikaka’da insanlar, gelenekleriyle ayakta iken, KKTC’de geleneklerin tek sığınağı festivaller olmuş durumda… Titikaka’da insanlar, yarı tok yaşamalarına rağmen mutlu ve huzurlu iken, KKTC’de çoğumuz tok, ama ‘’huzura ve mutluluğa aç’’ yaşar olmuşuz. Titikaka, iki ülkenin ortasındaki ‘’huzur’’ iken, KKTC, Akdeniz’in ortasında, adeta bir Yedi Kocalı Hürmüz…

***

Birbirinden binlerce kilometre uzaklıkta iki farklı coğrafya ne de olsa…

Ah TİTİKAKA, ah KIBRIS, vah KKTC....

Dr. H. İlker İpekdal

İletişim: 0542-8529899