Zaten bu ülkede hiç tartışılmayacak bir karar alınsa ve ülkenin geneli onaylasa şaşardık…

Örneğin emirname kararı da öyle oldu!

Çok fazla tartışmaya açılmadan hükümetin karar verdi…

Ortalık kalktı oturdu!

Her kafadan bir ses çıkıyor şimdi…

Bölge halkı isyan ediyor!

Hükümet geri adım atmıyor…

Yatırımcı isyan ediyor!

Hükümet daha da sertleşiyor…

Sonuç ne olursa olsun, kaybeden ülke iç barışı olacak!

Söylentiler, çamur atmalar ve akıllarda kalacak olan çeşitli şaibe iddiaları da cabası…

Naylon poşetlerin fiyatlandırılması da bundan farksız değil!

Turizm ve Çevre Bakanlığı çok da tartışılıp görüşülmeden bir karar adı ve uygulamaya

geçildi…

Kimisi hak verip destekliyor!

Kimisi de ağır eleştirilerde bulunuyor…

Aslına bakarsanız doğru bir karar bu!

Teşhis doğru ama yazılan reçete insanların gücüne gitti sanki…

Konu her ne kadar 25 kuruşmuş gibi yansıdıysa da aslında bambaşka!

İnsanlar sokakta gördükleri kuruşlara bakmazken ne oldu da naylon poşetlerin paralı olmasına bu kadar tepki koyuyor özüne inmek gerek konunun…

En azından kendi adımıza konuşacak olursak 25 kuruştan daha ziyade yöntem yanlış geldi bize de!

Dün geleneksel Pazar kahvaltısına hazırlık için simitçideyiz…

Birkaç simit alıp evimize gideceğiz!

4 simit alıp parayı uzattık ve sorduk;

Naylon poşet için de para istiyor musunuz diye…

“Yok bizde mecburi değil” cevabını aldık!

Simitçinin poşeti öyle incesinden filan da değil…

Üstünde de firmanın ismi cismi var!

Bu arada bir de dip not koymak gerek simitçi konu olmuşken…

Simit geçen yıl 2 TL’den satılıyordu!

Sonra 3 TL oldu…

Döviz uçunca da 4 TL’ye fırladı otomatikman!

Döviz epey inişe geçti ama…

Simit fiyatları geri çekilmedi!

Bunun da mutlaka sorgulanması gerek…

Döviz artışını fırsat bilenlerin tespit edilmesi için önemlidir!

Sonra markete uğradık…

Meyve sebze reyonundayız…

Evin siparişlerini koyduk küçük ince poşetlere!

Sonra diğer market alışverişinde sıra…

Dana sonra da kasadayız!

Kasiyer genç arkadaş sordu;

“Ali poşet istiyor musun” diye utana sıkına…

Tabi ki kucağımda taşıyamayacağıma göre ki markette naylon poşet dışında satılan başka bez ya da kağıt çanta da yokta 4 naylon poşetin de parasın ödedik!

Bütçemiz filan da sarsılmadı öyle…

Çünkü burada konu kuruşlar ve onların toplamları filan değil ki!

Dedik ya yöntemde bir sakatlık var…

Simitçide ücretsiz!

Meyve sebze reyonunda ücretsiz…

Ama markete geldi mi ücretli!

Tamam çevre için, temizlik için, doğanın korunması için naylon poşetlere tamamen karşıyız ve alınan tüm kararları da şiddetle destekleriz ama…

Bu ayırımcılık niye!

Marketler bu çevre seferberliğinin neresinde duracaklar…

Ya da vatandaş öderken onlar haksız ekstra kazanç mı sağlayacaklar!

Doğal olarak da bu sorular geliyor insanın aklına…

Marketteki kasiyer 100 küsur lira ödeme yaptıktan sonra ‘poşet ister misiniz’ diye sorarsa ve markette başka bir alternatif olmazsa konu 25 kuruş olmaktan çoktan çıkar insan kendisiyle dalga geçildiğini hisseder!

Yine de…

Bir başlangıç için naylon poşetlerin para karşılığı satılması iyi bir başlangıç olabilir!

Ama hiç gecikilmeden bunun devamı gelmelidir ki bu da yine bu kararı alanlara düşer…

Örneğin bu ülkede naylon poşetlerin tamamen kaldırılmasını sağlayabilir misiniz?

Biz buna varız ve tam destek veririz…

Yine çok kullanılan plastik pet şişeler!

Bunlar da doğanın düşmanı değil mi?

Hadi bir cesaret lütfen…

Bunlar sadece doğayı katletmiyor, insan sağlığına da büyük zarar veriyor!

Kaldırın onların da kullanımını…

Tamamen sağlık olan cam şişeye neden geçmeyelim ki!

Biraz pahalı olsun ama en azından sağlığımızı tehdit etmesin…

Bir kere şunu kabul etmek gerek…

Çevre konusunda biz devlet olarak, toplum olarak sınıfta kalmış bir ülkeyiz!

Yapılan anketler gösteriyor ki ülkemize gelen turistler en fazla çevre kirliliğinden şikayetçi…

Hele de bir fırtınalı hava olmasın!

Uçuşan poşetler, havaya kalkan toz, ülkenin her köşesinde görülen moloz yığınları ve yeşilin çok az oyması…

Bu ayıbı temizlemek yine devlete ve ülkenin tüm bireylerine düşer!

Bunun için de toplumsal bir seferberlik şar olmuştur…

Ama doğru teşhisin yanında doğru reçeteler yazarak!

Aksi hiçbir işe yaramayacaktır…

Toplumsal münakaşalardan öte!

Sadece Merak İşte?

Aileler niye ilgisiz?

Karpaz’da bir okulda 65 öğrenci öğrenim görüyor…

Okul idaresi veli toplantısı düzenliyor!

Katılım sayısı sadece 17 veli oluyor…

Bu sayı çok garibimize gitti doğrusu!

Bu tür toplantılarda okulun ve öğrencilerin durumu tartışılır…

Bu ilgisizlik de beraberinde bir çok sorunu birlikte getirir!

Bakanlığın haberi olsun istedik…

Ucuz bilet işi ne oldu?

Bilet fiyatlarının düşmesi için bir önlem kararı açıklanmıştı…

Anadolu Jet, Ercan’da ir uçağına görev verecek hem seferler rahatlayacak hem de biraz olsun fiyatlar düşecekti!

Bu karar alınalı epey de zaman oldu…

Ama değişen bir şey yok!

Sıkışıklık hat safhada..

Fiyatlar ona keza!

Defile parası ne oldu?

Bir işletmenin himayelerinde Lefkoşa Devlet Hastanesi Fizik Tedavi Merkezi’nin yenilenmesi için defile gerçekleştirilmişti geçen yıl…

Sonra bir iddia;

Burada toplanan paralar bakanlığa teslim edilmedi!

Bakanlık yetkililerine bildirdik konuyu hassasiyet gösterdiler araştırdılar soruşturdular…

Ama onlar da para konusunda bir bilgiye ulaşamadılar!

İyi de ne oldu bu para, yoğunlaşıp uçup gitti mi?

Takibe devam ediyoruz böyle biline!

Kadının suçu yok mu?

Evli bir kadın ile bir adamın garip ilişkisi…

Adam kadınla konuşurken aynı zamanda cinsel içerikli resimler de çekiyor!

Belli ki kadının itirazı yok…

Sonra ilişki bozuluyor, adam çekilen resimleri kadının ailesine servis etmeye başlıyor!

Durum öğrenilince de adam tutuklanıp kodesi boyluyor…

Kadın da sanki zem zem suyuyla yıkanmış gibi!

Bir tuhaflık var ama…

MESAJ KUTUSU

Sayın Talip ATALAY, Rum kesiminde Müslümanlıkla bağdaşmayan ayinler düzenleyen bir kişi hakkında son günlerde yoğun ihbarlar gelmeye başladı. Konuyu mercek altına almanız ve iddiaların perde gerisini aydınlatmanız bekleniyor!

Sayın Dürdane ACI, bazı paylaşım sitelerinde hakkınızda çıkan olumsuz yayınlardan sonra konunun doğruluğu hakkında kamuoyuna açıklama yapmanız bekleniyor. Olayda bir çamur atma söz konusu mu yoksa sizde mi siyasete kurban gittiniz!

Sayın Fikri ATAOĞLU, çevre kirliğinin önlenmesi konusunda atılan ilk adım her ne kadar tartışma yaratsa da diğer adımları da hiç gecikmeden atarsanız ve hatta naylon poşetlerin kullanımını tamamen kaldırırsanız işte o zaman devrim niteliğinde bir icraat yapmış olacaksınız…

Sayın Serdar DENKTAŞ, Türkiye’nin sorumluğunda olan ödemeler konusundaki açıklamanız biraz yetersiz kalmış olmalı ki bunların neler olduğunu soran mesajlarınız gelmeye başladı. Bu arada yeniden genel başkan adaylığınız hayırlara vesile olsun…

Sayın Turgay DENİZ, ülkeye standart dışı inşaat demiri ithal eden işletmeler konusunda her hangi bir soruşturma başlattınız mı? Zira doğruysa bu ülkemiz için gelecekte büyük felaketlere gebe olabilir, bundan sonra top tamamen sizde!

Sayın Tufan ERHÜRMAN, Kıb-Tek’de ek mesai yolsuzluğu sonuçlanıp eski müdür gerekli ödemeyi yaptığına göre şimdi de sıra yine Sayıştay raporlarına yansıyan başka bir eski müdürü yargılamaya geldi mi? Çalışanlar merakla bekliyor!

Sayın Yasemin ÖZTÜRK, Lefkoşa’da yüksek lisans derslerine girmek için park yeri sorunu yaşadığınız ve 6 kez de trafik cezası yediğinizi duyduk. Durumu rektörlüğe bildirmekte yarar görüyoruz zira genelde bütün öğrencilerin en büyük soru da bu oluyor…

Sayın Faiz SUCUOĞLU, pek muhterem babanızın vefatını üzüntü ile öğrendik. Merhuma Tanrı’dan rahmet, size ve tüm aileye sabırlar dileriz. Allah geride kalanlara sağlıklı uzun ömürler nasip etsin…

Sayın Erol ATAKAN, ülkenin tanınmış iş insanlarından birisi olarak medyada üstü kapalı da olsa bir takım iddialar yapılmaya başlandı ve deşifre edilmese olayın baş aktörünün siz olduğunu bilmeyen neredeyse yok! Yanlış anlaşılmalara neden olmamak için bir açıklama yapmayı düşünüyor musunuz?

Sayın Ayşegül Baybars KADRİ, emirname kararları için en azından bir süreliğine erteleme kararı alırsanız en azından tartışmaların sağlıklı olmasına da olanak sağlamış olacaksınız! Bu arada medya çalışanları ile ne kadar iyi geçinirseniz desteğiniz de o kadar çok olacaktır…

Sayın Halil ÇİMENDAĞ, biricik kızınızın zamansız ölümünü büyük üzüntü ile öğrendik. Merhumeye Tanrı’dan rahmet size ve bütün aileye sabırlar dileriz. Allah kimselere evlat acısı ve yarası vermesin…

Sayın Vergi BEDEVİ, pek muhterem eşinizin vefatını üzüntü ile öğrendik. Merhumeye Tanrı’dan rahmet size ve aileye sabırlar dileriz. Allah geride kalanlara sağlıklı uzun ömürler nasip etsin inşallah…

Sayın Abdullah AKTOLGALI, naylon poşetlerin paralı olmasından sonra umarız çevre kirliği bundan böyle daha az olur ama marketler bu operasyonun neresinde ve ellerini taşın altına niye koymuyorlar bu da ayrı bir tartışma konusu oldu!

Sayın Anıl KAYA, maaşın yarısından fazlasını bakanlık bölgesinde bulunan restoranlara yatırdığınız yönünde memnuniyet mesajları geliyor. Yakında buralarda kırmızı halı ile karşılanıp uğurlanırsanız hiç şaşırmayacağız!

Sayın Yusuf NİDAİ, bazı turizm acentelerinin uyanıklık yaparak kaçak rehber çalıştırdıkları halen devam ediyormuş. Bu konuda özellikle sınır kapılarında birlik olarak şok denetimler yapmanız öneriliyor…