Şu anda gündemin tepesinde Kıb-Tek’e alınacak olan akaryakıtın ihalesiz alımı konusu var…

Başbakan açık ve net konuştu;

Daha pahalı alacağız ama başka da çare yok…

Yok günlerce elektriksiz kalmayı göze alıyorsak buyurun yapalım!

Bu sıcaklarda elbette bunu göze alacak tek bir kişi bile çıkmaz…

Onun için Kıb-Tek için açılan soruşturma fazlasıyla önemlidir!

Sorumluları da ortaya çıkarılmalı ve hesap sorulmalıdır…

Hoş toplumda şöyle de bir genel kanı var;

Şimdiye kadar kimden hesap sorulmuş ki!

Zaten sorulsaydı şimdi bu kötü günleri yaşamazdık…

Anlayacağınız akaryakıt konusu bambaşka bir şey!

Burada hükümet edenler şuna hassasiyet göstermelidir…

Zamlı alınacak olan yakıt vatandaşa yansıtılırsa vay halimize!

Devlet, devlet olduğunu göstermeli ve bu artışı kendi üstlenmelidir…

Para yok bahanelerini kabul edemeyiz!

Ama hiç konuşulmayan başka konularda var…

Hadi akaryakıt konusu hayati olduğu için bir nebze olsun anlarız ama ya Sağlık Bakanlığı için alımlara ne demeli!

Başbakan da Sağlık Bakanı da burada gözlerini dört açmalıdır…

PCR ve antijen test kitleri ve diğer tüm sağlık malzemeleri için de artık ihaleye çıkılmayacak!

Peki ne olacak?

Malzemeler Türkiye Sağlık Bakanlığı’nın bir yan kuruluşu olan özel USHAŞ şirketinden temin edilecek…

Hem de 3 kat daha fazla fahiş fiyatlarla!

Bu konuda geçtiğimiz ay içinde de uyarıda bulunmuştuk…

Bakan Altuğra şimdi daha tecrübeli olduğu için bu soygunun kesinlikle önüne geçmelidir!

İşte o yazımız;

“Dünkü bir gazetede haber başlığı;

“1 Milyon test kitine 30 Milyon TL ödenecek…”

Allah versin de ödeyelim!

Ama haberin içeriği tam bir facia…

Bu alım kesinlikle ihalesiz olacakmış!

Dalga geçiyorlar sanki de…

Kime vereceğiz bu kadar parayı?

TC Sağlık Bakanlığı bünyesindeki USHAŞ adlı işletmeye…

Dahası var!

Arada özel bir firma var, alımlar onun üzerinden olacakmış…

Özel firmanın ismi belirtilmemiş!

Aracı firma yani, oturduğu yerden cebini dolduracak…

Taş atıp da kolu yorulmayacak!

Bu para da Corono Virüsü ile Mücadele Projesinden ödenecek…

Yani bizim, hepimizin cebinden!

Eğer ihalesiz alım gerçekleşirse bunun adı tam anlamıyla vurgun olacak…

Birileri hiç yoktan para kazanacak ama meteliğe kurşun atan bu ülke kaybedecek!

Kimse de gözünün yaşına bakmayacak…

Ama bunun da hesabını kimse veremeyecek!

Bu ülke 2.5 yıldır hem salgın hem de parasızlıkla mücadele ediyor, çok büyük miktarlarda tıbbi malzeme alımları yaptı…

Ama bir çoğunda da kazık yeni!

Bunu nereden mi biliyoruz;

Test kitlerini sürekli olarak 1.80 olardan temin etti, son aylarda bu rakamın yarısı teklif edildi ve rota yeni şirkete yöneldi…

Yapılan harcamaların yarısı da devletin cebinde kaldı!

Şimdi çok büyük vurgun yapmaya hazırlanıyorlar…

Mübalağasız belirtiyorum;

Bu paranın tam yarısı haksız kazanç olarak başkalarının cebine girecek…

Hani devlet malı deniz yemeyen keriz ya…

Vurun abalıya misali!

Çiçeği burnunda bakan İzlem hanımı buradan uyarıyoruz…

Bu konularda çok yenisiniz ve şu anda kadro kurmakla meşgulsünüz ama fırsattan istifade diye bu devleti keriz yerine koyanlara karşı gözünüz açık olsun!

Önünüze konulan her evrağı sakın ola okumadan, araştırmadan, sorgulamadan imzalamayınız…

Belli ki aç gözlü birileri sizin yeni ve acemi olmanızdan dolayı bunu fırsata çevirmeye çalışıyorlar!

İhale sistemini ortadan kaldırıp öyle bir vurgun yapacaklar ki siz de ardından baka kalacaksınız…

Resmen devleti soymaya hazırlanıyorlar!

Hele de ihalesiz olacak ya…

Eğer böyle bir şey gerçekleşirse vebali sizin de boynunuza olacaktır!

Umarız da çalıp çırpmalarına izin vermezsiniz…

Konuyu hiç gecikmeden masaya yatırmanızı öneririz!

Farklı bir bakan farklı bir yönetim olmak için buyurun size iyi bir fırsat…”

Sağır sultanlar sessiz!

Denize dökülen atık su ve lağımların yanında bölgedeki büyük tatil sitelerinin atık sularının İskele kırsalına vidanjörler ile taşınarak döküldüğü haberimizden sonra sağır sultanlar hala sessizliğini koruyor…

İçişleri Bakanlığında gerçekleşen olağanüstü toplantı sonrası İskele belediye başkanı Hasan Sadıkoğlu canlı yayında günah çıkarsa da ovaya dökülen atık sular ile ilgili sağır sultanı oynamayı sürdürüyor.

Nedenini birazcık araştırınca bulduk.

İskele kırsalına dökülen atık suları dökenlerden birinin de kendi diktiği “atık su boşaltmak yasaktır” levhasının olduğu alana bizzat İskele belediyesi olduğu iddialarına cevap vermediği ve dökenler için de gerekeni yapmadığından, Hasan Sadıkoğlu inandırıcılığı ve güvenirliliği bugünden sonra kaybetmiştir.

Ya büyük şirketlere ne demeli?

Noyanlar Construction, Döveç Construction, Afik Group, Dörter Construction ve diğerleri.

Sağır sultanı oynamaya ve yetersiz altyapılar ile diktikleri ve inşa etmeye devam ettikleri binlerce kişilik lüks sitelerin atık sularını vidanjörler ile doğaya dökmeye devam etmekteler.

İçişleri bakanı Ziya Öztürklerin denize dökülen atık su ve lağıma hemen müdahale ederek çevre katliamını önlemesi sonrasında paydaşlar ile Bakanlıkta yapılan toplantıda yaptığı açıklama ise tek umut.

İçişleri bakanı toplantıda hem bölgedeki yatırımcıları soruna dahil etmiş hem de yapılması gerekeni de Devlet ciddiyeti ile ortaya irade koyarak reçeteyi “.. komitenin altında oluşacak bir fon için bölge iş insanlarının maddi ve teknik katkı koymaya hazır olması çok sevindiricidir. Bizlere düşen de İskele Bölgesi kanalizasyon ve atık su arıtma sistemi projesinin bir an önce hayat bulmasını sağlamaktır” ifadeleri ile yazmıştır.

Ve bu reçete İskele’nin tek kurtuluşu ve kurtuluşunun habercisidir.

Noyanlar Construction, Döveç Construction, Afik Group, Dörter Construction ve diğerleri ile İskele Belediyesi’nin “sin da gülle geçsin” ezberi ile doğaya karşı yapılan tecavüzleri bu kez unutturamayacakları aşikar.

Artık herkesin elini taşın altına koymasının vakti geldi de geçiyor bile.

Reçete ortada.

Sıra, sağır sultanı oynayarak eskiden olduğu gibi “sin da gülle geçecek” sananlarda.

Bu arada dünkü Star Kıbrıs’ın Başyazı’nda sorulan soruları biz de buradan paylaşma ihtiyacı duyduk;

“1-Halk sağlığını bilerek ve isteyerek tehlikeye atan bu firmaya yaptırım ne olmalı?

2-Bu binalara İskele Belediyesi tarafından son onay belgesi verildi mi?

3-Söz konusu binalara ruhsat verirken Koşul sayılan arıtma tesisinin takibini yapmayan ve denetleme

görevini yapmayarak suç işleyen Belediye yetkililerine ne tür bir kovuşturma yürütülecektir?

4-Taammüden suç işleyenler yargı karşısında hesap verecek mi?

5-Sicili karanlık olan bazı firmalar kaçak inşaatlarına devam edecek mi?

6-İnşaat ruhsatları askıya alınacak mı, müteahhitlik karneleri dondurulacak mı?

7-Çevre Yasası’na göre bu suçun cezası nedir?

8-Denetim görevini yerine getirmeyerek taammüden bu suça ortak olan yöneticiler Fasıl 96 Yollar ve Binalar yasasının Suç ve Cezalar maddelerine (20. ve 21. Maddeler) göre hukuk karşısında hesap

verecekler mi?

Başsavcılığı, Ombudsmanı, Bakanları, Başbakanı göreve davet ediyoruz.

Bu sorularını yanıtı çok acil verilmelidir.

Aksi halde ülkenin yükselen yıldızı İskele’yi göz göre

Kaybedeceğiz!

Bizden söylemesi…”

MESAJ KUTUSU

Sayın İzlem Gürçağ ALTUĞRA, Sağlık Bakanlığı için alınacak korana ve tüm ürünler eğer ihalesiz olursa normal fiyatların tam üç katı kadar bu devletin sırtına yük binmiş olacak. Biraz araştırırsanız geçmişte yapılan ihalesiz alımların neye mal olduğunu kolaylıkla görebilirsiniz…

Sayın Sunat ATUN, sizin bakanlıktan alınma girişimi 20 Temmuz sonrasında yeniden gündeme getirilecek. Ama hükümet kararlı ve her türlü riski alarak cesaretli bir adım atacağa benziyor. Bundan sonrası da kader kısmet artık!

Sayın Turgay DENİZ, dünkü uyarımızdan sonra İskele’de Deniz Plaza önündeki bayrakları hiç gecikmeden verdiğiniz bir talimatla değiştirildiğini memnuniyetle öğrendik. Hassasiyetinizden ötürü teşekkür ederiz…

Sayın Hakan TÖREHAN, Güneş Gazetesini size devredenler neyi amaçlıyor bilemiyoruz ama Kıbrıs Tercüman’ı da sizin çıkardığınızı öğrendik. Eğer medyada sürekli olacaksanız kışkırtıcı değil birleştirici yayınlar memleket için daha hayırlı olacaktır…

Sayın Hasan SUNGUR, İhtiyat Sandığı’na pirim borcu olan bir iş insanının yine bu kuruma yönetim kurulu üyesi olarak atanması ne etiktir ne de yasal. Eğer iddialar doğruysa yapacağınız tek şey borcunuzu hiç gecikmeden kapatmak olmalıdır…

Sayın Ersin TATAR, YÖDAK’a üye atayan birisi olarak şimdi de diplomasını sunamayan aynı üye için soruşturma başlatma talimatını vermek yine sorumluluğundadır. Devletin saygınlığını korumak isterseniz hiç gecikmeyin deriz…

Sayın İsmail ARTER, belediye başkanlığına aday olmayacağını açıkladınız ama örgütlerin yeniden aday olmanız için yoğun ziyaretler gerçekleştirdiği konuşulmaya başlandı. Oysa biz sizin siyasetten tamamen kopup süt ürünleri üzerine ticaret yapacağınızı tahmin ediyorduk hayırlara vesile olsun artık…

Sayın Ünal ÜSTEL, akaryakıt konusunda en azından bir süreliğine ihalesiz alımları belki anlarız ama sağlık ürünlerine de aynı uygulamayı başlatırsanız aracılar kazanırken devlet büyük zarar görecek. Umarız bu kararı baştan değerlendirirsiniz…

Sayın Nazım ÇAVUŞOĞLU, maaşlar konusunda sendikalar ile ataşeleri aynı kefeye koymanız sanki de çok doğru olmadı gibi geldi bize. Bu arada ataşe atamasının artık tamamen siyasi bir atama olduğunu bilmeyen de kalmadı ki…

Sayın Mehmet HARMANCI, Kızılbaş parkının açılışına gelenler genelde memnuniyetlerini dile getiren mesajlar göndermeye başladılar. Bir da burada haftanın belirli günlerinde yine çocuklara yönelik etkinlikler düzenleyebilirseniz dört dörtlük bir icraata imzanızı atmış olacaksınız…

Sayın Ziya ÖZTÜRKLER, G.Mağusa Tapu Dairesi’nde çökme tehlikesi bulunduğunu ve tehlikeli duvarların yıkılmasın diye takozlarla desteklendiğini biliyor muydunuz? Özellikle çalışan ve daireye gidenlerin risk altında olduğu söyleniyor aman gözünüzü seveyim bir an önce önlem alınması talimatı verin…