Ve dün Cumhurbaşkanlığı’nda bir araya gelen yetkililer, Cumhurbaşkanlığı seçiminin Cumhuriyet Meclisi tarafından yapılacak çalışmalar sonrasında ertelenebileceği sonucunu üretmiş (!)

Herkes derin bir oh çekti!

Ne de olsa en derin mevzumuz haftalardır bu idi…

Yok! Sakın halkın rahatladığını söylemeye çalıştığımı düşünmeyin. Ben siyasetçilerden, özellikle de adaylardan bahsediyorum.

Siyasetçiler arasında en rahatı Serdar Denktaş’tı… Aday olmamaya karar verdiği için dünya yansa içinde yorganı olmayacağı düşüncesiyle en sağlıklı kararı üretme kapasitesine sahip siyasetçiydi belki de saraydaki.

Şimdi artık madem seçimi bir yana bıraktık, rahatlıkla memleketin ahvalini düşünmeye başlayabilirler.

Öyle değil mi?

Bir düşünün:

Seçilmek için popülizm yapmak pahasına konuşmalar sergilemeyecekler.

Birbirleriyle yarış halinde açıklamalar yapmayacaklar.

“Halkım”, “memurum”, “vatandaşım” gibi monarşik bir edayla konuşmalarına da gerek kalmayacak.

Gelgelelim bu sefer koca koca edilen laflardan geri dönüşleri başlatmaları gerekebilecek.

Neyse; “6 aya unutulur” diye düşünürler herhalde…

***

Virüs salgınına dair bilgilerin doğru olduğunu ve şu ana kadar açıklanan gibi sadece 7 ile kısıtlı kaldığını düşünerek, herhangi bir ölümün de olmadığını varsayarak bundan sonraki hamlelerin daha sakin, daha iyi düşünülmüş, daha derinlikli ve bütünlüklü bir şekilde karara bağlanmasını umut ediyoruz.

Besbelli insanlar evde bir yaşam alanı oluşturmaya meylettiler.

Besbelli kamu görevlilerinin dairelerde olmasının hatalı bir karar olduğunu, para toplamak değil ama israfa daha çok yol açtığını da anlamaya başladılar ki ay sonunu düşünmeye başladılar.

Belli ki özel sektör çalışanının ay sonunda ne yapacağı, ev, gıda, sağlık vs. gibi harcamalar için ne yapacağını devlet düşünemediğinden bir miktar mahcubiyet duyarak açıklamalar yapmaya başladı.

Belli ki küçük yatırımcının işyerlerinden gelir alamayışından sonra yaşanacak ekonomik darboğazdan nasıl çıkılacağını düşünemediklerinden de az biraz mahcuplar.

Buna bağlı olarak sağlık bakanlığı, sigortalılık veya alınacak sağlık hizmetleri hususunda hastanelere başvuran kişilerden belge istenmemesi kararını da üretmiş durumda…

***

Zor günlerden geçiliyor olduğu kabul görmüş, lakin uygulamada kendini hissettirememişti. Bunun ekonomik ve ticari boyutundan yarın bahsetmeyi planlıyorum.

Lakin şu seçim ertelenmesi mevzusu ile seçim yasakları da ortadan kalkmış olacak, siyasetçilerin konuşma özgürlükleri de geri gelecek.

Dilediklerince açıklamalar yaparak, gönüllerince propaganda yapabilecekler. Gelgelelim, bundan kim ne kadar kar sağlayacak, sürecin sonunda kim madara olacak hep birlikte göreceğiz.

Sahi şu Cumhurbaşkanı yetkilerinin müzakerelere dair kısıtlanması mevzusunu da meclis seçim ertelerken bir görüşse bari. Çünkü Güney’den gelen Kıbrıslı Türklerin Trodos’ta karantinaya alışları ve buna benzer iki toplumun birbirinden ayrıştırılmasını mümkün kılmayan meselelere bakışın değerlendirilmesine tıpkı hiç yapmadıkları gibi gerek de yok(!)

Bahane ile kapıları kapatın, hiçbir sağlık yardımı alışverişinde bulunmayın, asla temas kurup adanın temizlenmesi için gerekenleri değerlendirmeyin.

Bunun yerine bazı aklı evvellerin dediği gibi, çocuklarımızı Rumların elinden kurtarma politikası üretmeye çalışın. Hani İngiltere’den gelip karantinaya alınanlardan bahsediyorum (Üzgünüm ama doğru). Bu siz gibi düşünenleri sizlerin saflarına çekecek bir yatırım olarak Ekim ’20 gibi size geri dönecektir.

***

Gözlerimizi meclise çeviriyoruz şimdi…

Ve dönüp izliyoruz…

Meclise kaç vekil gelecek? Kaçı sağlığını halka örnek olur şekilde korumaya alacak? Tartışmalar nasıl gerçekleşecek? Ülke çıkarları için neler tartışılacak? Ve gündem dışı konuşmalarda kim, ne diyecek?

Sorumluluklar ve sorumsuzluklar Meclis TV’den nasıl yansıyacak?

Sahi, bir de ve hatta en önemlisi, kaç gün alacak toparlanarak mecliste buluşmaları?

***

Virüs, vahametini korumaya devam ederken, sağlık çalışanları gerilmeye başladı. Halksa sessizce tedirginlik içinde beklemeyi sürdürüyor.

Yalnız uyarmak istiyorum ki, tek bir ölüm halkın infilakı anlamına gelecektir!

O nedenle elinizi çabuk tutun beyler…

Keyfinizi beklemekten yorulduk.

Dr. Çiğdem DÜRÜST