Tefeci yandaşlarına ve mağdurlarına
Bir ülke düşünün ki tefecileri savunabilen siyasiler, iş insanları, meyda patronları ve avukatlar olsun. Bir ülke düşünün ki yüksek faizle para satın alanlar, iş aldıkları parayı ödemeye gelince yan çizsin.
Hangi gerekçe ile olursa olsun dayatılan yüksek faiz oranlarını bile bile borçlanan, akıllıca bir iş yapmamıştır. Ancak bir ülkenin yurttaşını hayalperestliğinden, tecrübesizliğinden ve haksız kazanç sağlayanlardan korumak da devletin görevidir.
Bu girizgahtan sonra meselenin taraflarının çıkarları ekseninde nasıl kutuplaştığına bakalım: Barolar Birliği’ne kayıtlı avukatlar arasında bazı avukatların tefeci şirketlerde hisse sahibi olduğu, bazı avukatların ise tefeci mağduru olduğu biliniyor. Tefecilerle çalışan avukatlar hissedarı oldukları finans kuruluşlarının davalarına baktıklarından, kendisi ya da ailesi ticari hayatın içinde olan seçilmiş bazı siyasilerin de çıkarları tefecileri savunmaktan geçtiğinden bu gruba giren bazı avukat ve siyasiler tefeci yandaşları arasında yer alıyor. Tefecilerden yeni para alan iş insanları da nasıl olsa borçlarını ödeyeceklerine inandıkları için tefecilere şirin görünmeye çabalıyor. Tefecilere borçlanan bazı gazete sahipleri ise tefecilerin medyadaki halkla ilişkilerini yapıyor.
Faiz mağdurları ve ailelerinin arasında ise gözü çok kararmış olanlar mevcut. Bazı siyasilere tehdit mesajları gönderenlerden tutun da gördüğü yerde siyasilerin üzerine yürüyenler de var. Sözel ya da fiziki şiddet uygulamayı aklından geçiren mağdurlar tüm haklılıklarını kaybedeceklerini idrak etmelidir. Yurttaşı koruyacak yasaların çıkarılması amacıyla verilen mücadele, faiz oranlarının düşürülmesi, bileşik faizin kaldırılması ve temerrüt faizinin yasaklanması içindir. Bu ülkede yaşayan herkes anaparanın 300, bazen 500 katına çıkan borçları kimsenin ödeyemeyeceğini kabul etmeli, faizle haksız kazanç sağlayanlar ve çevirdikleri dalaverelerle ile korkusuzca mücadele etmelidir.
Faiz ve Mazbata Mağdurları Komitesi Genel Koordinatörü Kazım And, yeni yasa önerisinin hazırlanmasında Barolar Birliği ile uzlaşma sağlamaya çalışıyor. Barolar Birliği’nin hazırladığı 8 maddelik öneri paketindeki katsayı tablosunu gördükleri an reddettiklerini söyleyen And, tablodaki katsayıların 2004 öncesi yüksek enflasyon döneminde borçlananlara hitap ettiğini, 2007’den bu yana borçlanmış olanlara ise büyük mağduriyet getirdiğini belirtiyor. Barolar Birliği ile yaptıkları toplantılarda Faiz ve Mazbata Mağdurları Komitesi’nin tablodaki katsayıları gözden geçirmesi önerisi kabul görmüş, Komite’nin yeni bir çalışma yapmasına karar verilmiş. Amaç, tüm mağdurları kapsayacak dengeli bir katsayı tablosu ortaya çıkarmak.
Faiz ve Mazbata Mağdurları Komitesi’nin ve Komite’nin Genel Koordinatörü Kazım And’ın verdiği mücadeleyi ayakta alkışlamak gerekiyor. 2007’de Yüksek Anayasa Mahkemesi’nin aldığı karara rağmen adım atmamakla eleştirilen Barolar Birliği’nin 2013 itibarıyla nihayet inisiyatif alması da takdire şayandır.
Konunun tüm tarafları itidalle hareket etmeli, birtakım çevrelere yarenlik edenler akıllarını başlarına toplamalı, oraya buraya tehdit savuran mağdurlarsa sorunu bu yolla çözemeyeceklerini kavramalıdır. Komiteler ortada, birlikler ortada. Bırakın, kendi aralarında makul bir çözüm yolu bulmak için gerekeni tartışarak, onlar halletsin.
Gerilen ipler bir koptu mu Kıbrıs’ın kuzeyinde ortalık çok karışacak ve bunun kimseye hiçbir faydası olmayacak çünkü.