Çok değil daha birkaç hafta önce Ersin Tatar kararlıydı…

“Ben Başbakanlık için varım” dedi!

Hem de bir kere değil çok kere…

Çünkü gönlü yoktu Saray’da!

Ekonomiyi çok iyi bildiği için bu hükümeti iyi yöneteceğini söylerdi…

Ama bir türlü rahat bırakmadı partilileri kendisini!

Gelenekleri filan ortaya koydular…

Neymiş efendim UBP geleneklerine göre genel başkan aday olmalıymış!

Bu arada kendi söylemleri ile çelişip aday aramaya da giriştiler…

Hem de dışarıdan!

Teklifte de bulundular…

Bir türlü yıldız adayı bulamadılar!

Bu koskoca bir UBP için büyük bir zafiyettir…

UBP Lefkoşa İlçe Başkanı Sadık Gardiyanoğlu diyor ki;

“Tabanın adayı Tatar’dır…”

Güzel gaz verdi doğrusu!

Sanki de taban yana yana Tatar’ın aday olmasını istiyormuş gibi…

İlçe başkanına sormak gerek;

Hangi taban bu!

Bir kere UBP’de kaç taban olduğunu biliyor mu?

Taban o kadar çok ki…

Aday olmasın, başkaları çıksın diyen var!

Aynı zamanda aday olsun, kendinden kurtulalım diyenler de epey çok…

Çünkü o makamda gözü olan o kadar çok kişi var ki!

Tatar bile atık kimin gerçekten ne olduğunu bilemez duruma geldi…

Bilinmeyen başka konularda yok değil tabi ki…

Örneğin UBP içinde en fazla konuşulan konuların başında geliyor!

Sadece konuşmuyorlar dışarıya sızsın diye de ellerinden telefonu düşürmüyorlar…

Şu meşhur İngiltere meselesi!

Bilindiği üzere bir süredir bu konuda çok iddialı yazılar yazıldı…

Eleştiriler biraz seviyesiz de olsa da partililer diyor ki;

“Tatar o dosyayı kapatır ve eğer kapanırsa da adaylığını açıklar…”

Ama işte gelin görün ki İngiltere’de seçime gidileceği için yasaklar başlıyor ve o da mümkün olmayacak!

Tabi ki çok büyük talihsizlik…

Aslında suçlamalar yıllar öncesine dayanıyor ve tamamen iddialar üzerine kurulu ama Tatar’ın önünde öyle bir engel ki, bunalması için yeter de artar bile!

Bize göre Tatar Cumhurbaşkanı adayı olmamalı…

Birincisi bunu yürekten istemiyor!

İkincisi resmen bir tezgahın içine çekilmek isteniyor…

Bu çarkın içine girmek isterse kendi bilir!

Ama bir kere değil bin kere düşünülecek bir konu bu…

Yıllarca ülkenin başına icraat yapma heyecanı ile yaşa!

Sonra hedef değiştirip Saray’ın kapısını zorla…

Başarısız olursan da saldırıda bekleyen o kadar çok taban var ki parti içinde!

Aslında onlara taban yerine, tabanlarıyla Tatar’ı şutlamayı bekleyenler kitlesi bile diyebiliriz!

Tatar’ı asıl önümüzdeki hafta çok kritik günler bekliyor…

Eski UBP Genel Başkanı ve eski başbakan Hüseyin Özgürgün için komite karar verecek!

Dokunulmazlık kalksın mı kalkmasın mı?

Buda artık tamamen çetrefilli bir durum aldı…

Partililerin bu konuda da kafası karışık!

Bu arada küçük ortak Özersay şartını ortaya koymuş…

Diyor ki;

Bu işi halletmezseniz bu iktidarın sonu olur…

Ya mahalleye ya da mahkemeye meselesi!

Nereden baksan iki ucu kirli değnek…

Dokunulmazlığı kaldırsan vay!

Kaldırmasan başka vay…

Daha da önemlisini unutmayalım;

UBP’de 4 ya da 5 vekilin her an düğmeye basabileceği söyleniyor…

Özgürgün kararını bekliyorlarmış!

Anlayacağınız ayın sonu fırtınalara gebe…

Tatar da dolayısıyla sıkıntılı günler geçiriyor!

Bu ruh haliyle de doğru karar üretmesi çok zor…

Çünkü başta kendi partilisi olan bir grup kuyusunu kazmaya başladı bile!

Allah yardımcısı olsun…

MERAKLI KÖŞE?

Paranın geldiğinden emin misiniz?

Müjde hafta sonu Ankara’dan verilmişti…

Türkiye, KKTC’ye aktaracağı kaynağı açtı diye!

Sevinmedik desek yalan olur, çünkü devletin borçları artık boyunu çoktan aşmıştı…

Peki kaynak aktarıldı, hesaba yattı mı?

İşte o konuda şüphelerimiz var…

Ama kulaktan dolma değil!

Bildiğimiz şudur;

Maliyenin borçları ödeyebilmesi için kasasında kuruş yok…

Dolayısıyla ödeme de yok!

Peki bu para nerede şimdi?

Kimler ödensin diye gönderildi?

Kimin hesabına yattı bu para…

Tam bir muamma!

Özveri derken?

Sendikal Platform temsilcisi Şener Elcil diyor ki…

“Ankara’dan para istemekten vazgeçin…”

Sonra da ekliyor;

Sivil toplum olarak özveride bulunabilirlermiş…

Ama ne gibi özveri olduğun da gizliyorlar!

Eski hükümetler döneminde olanlar geldi aklımıza…

Gidip Başbakana ‘Ankara’dan para getir’ baskısı yaparlardı!

Ama sokaklar da Ankara aleyhtarlığından taviz vermezlerdi…

Haliyle nasıl bir özveri gösterecekler açıklamaları lazım!

Hangi haklarından vazgeçecekler?

13’ncü maaş mı?

Hazırlık ödenekleri mi?

Eşel mobilin kaldırılması mı?

Yoksa maaşlardan yüzde 50 kesinti yapılmasını mı?

Samimi olunuz lütfen…

5 yıl yaşayana vatandaşlık mı?

Sendikaların başka önemli bir iddiası…

Güya kaynağın açılması için Ankara hükümete baskıda bulunmuş ve KKTC’de 5 yıl yaşayan herkesin vatandaş yapılmasını şart koşmuş!

Hükümetten bu konuda cevap gelmedi…

Gelmeyince de insan haliyle düşünüyor, iddia doğru mu diye!

Umarız da doğru değildir…

Zira doğru çıkarsa böyle bir karara bu ülkenin ezici çoğunluğunun tepkisi çok ağır olur!

Hükümet bu konuya açıklık getirmeli…

MESAJ KUTUSU

Sayın Serdar DENKTAŞ, Cumhurbaşkanı adayı olma ihtimaliniz üzere birilerinin üniversite diplomanızın peşine düştüğünü biliyor muydunuz? Aday olmadan bu konuya bir açıklık getirmeniz tavsiye ederiz zira bu konuda dedektif gibi çalışanlar var, haberiniz olsun istedik…

Sayın Ersin TATAR,bize göre taban iddiaları filan tamamen uydurmaca! Siz sözde tabanları değil yüreğinizin sesini dinleyin deriz. Bu arada 29 Eylül tarihi hem sizin hem de partinin dönüm noktası olacak diye konuşuluyor. İpleri sımsıkı tutun, bizden uyarması!

Sayın İsmet ESENYEL, turizm açısından kumarhaneler konusunu son günlerde fazlasıyla dile getirdiğiniz gözleniyormuş! Turizmi bilmeyiz ama patronların cebini doldurdukları kuşkusuz. Bir de kumarhaneler konusunu bu yüzden mahvolanlar açısından değerlendiriniz!

Sayın Bülent ÇIRAKLI, başkanı olduğunuz kurumun Lefkoşa Surlariçi’nde harabe bir binaya 175 Bin Sterlin gibi müthiş bir rakamı ödediğiniz yönünde ihbarlar almaya başladık. İyi de bu kadar paraya nasıl oldu da kıydınız?

Sayın Sibel SİBER, son yarım asrın Kıbrıs müzakere sürecini konu edinen kitabın askısına dün itibarıyla başlandığını duyduk Bu arada kitapta çok sürpriz olayların da yayınlanacağı ve bunu sır gibi sakladığınız söyleniyor. Hadi bakalım hayırlısı…

Sayın Olgun AMCAOĞLU, KDV oranlarının düşürülmesi belki hayat pahalılığını biraz olsun azaltacak ama siz yine de KDV iadesi konusunda da düşünün deriz. Zira vergi açığının önüne başka türlü geçemezsiniz! Ekonomistler bu yönde karar üretmeye başladılar…

Sayın Dursun OĞUZ, domates fiyatları yine uçuşa geçtiğine göre şu ithalat işini gündeme getirmeniz isteniyor. Zira bizim bir çok üreticinin ürünlerini Rum kesimine gönderdiği yönünde ihbarlar almaya başladık…

Sayın Ayşegül Baybars KADRİ, vatandaşlıklar konusunda sendikalar çeşitli iddialar ortaya koymaya başladılar. Bu konuda ayrıntılı bir açıklama yapmanız bekleniyor zira konu çok büyük tartışmalara gebe olacak gibi görülüyor…

Sayın Sadık GARDİYANOĞLU, Lefkoşa tabanından mı yoksa ülke geneli tabanından mı bahsediyorsunuz pek anlayamadık ama büyük ihtimalle de ciddi bir hata yapıyorsunuz. Zira Tatar’ı koltuktan devirmek isteyen o kadar çok kişi var ki? Bu konuda sağlıklı bir anket yapmanız öneriliyor…

Sayın Fikri ATAOĞLU, ülke çapında parti örgütleri ziyaretlerini tamamladığınız ve artık karar aşamasına geldiğiniz konuşuluyor. Partiye küs ve kırgın olanların bir çoğunun onayını aldığınızı öğrendik, o zaman artık tarihi kararı açıklayın deriz…

Sayın Asım VEHBİ, oğlunuz Londra’da eğitime başlayacağından siz de ziyaretleri epey yoğunlaştırmışsınız. Allah hepsinin de bahtını da yolunu da açık etsin. Umarız onlar çıtayı daha da ileriye taşır ve memlekete taze kan olurlar…