Kısa süren günübirlik Ankara ziyareti…

Ama birçok soru işaretine gebe!

Bu konuda o kaçar çok yorum yapılıyor soru soruluyor ki…

İşte onlardan bazıları;

Ziyareti kim istedi, bizimkiler mi onlar mı?

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile niye görüşmediler, yoksa randevu mu alamadılar!

Fuat Oktay bizimkilerin kulaklarını çekti mi?

Ankara ziyareti sonrasında kaynak akışı başlayacak mı?

Nisan ayında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi konuşuldu mu?

3 yıllık protokol niye 1 yıllık imzalanacak!

13’ncü maaşları almaya mı gittiler?

F-16’lar tepemizde uçmaya ne zaman başlayacak!

Kudret Özersay Cumhurbaşkanı adayı olmaktan vaz mı geçti?

Daha bir sürü yorum ve soru var Ankara ziyareti hakkında…

Dün sabah saatlerinde telefonu çevirdik, Ersin Tatar hiç gecikmedi telefonu açmakta…

Her zaman ki gibi çabuk ve aceleci uslubuyla hal hatır sordu, buluşalım dedi!

Elbette bugünlerde yine buluşup derinlemesine sohbet edeceğiz, bazı sorulara cevaplar almaya çalışacağız ama dünkü telefon görüşmesinden sonra anladığımız şu oldu…

Bu ülkenin öncelikli sorunu ekonomidir!

Kaynak yetersizliği…

Kaynakların zamanında neden gelmediği de zaten gün gibi ortada!

İmzalanan 6 aylık protokolün gerekliliklerini yerine getirmedik, Ankara’yı kızdırdık, onlar da kararlı duruşlarını devam ettiriyorlar…

Öyle değil mi ya, hükümeti oluşturan iki partinin liderleri muhalefetteyken, ‘protokolü imzalar kaynak akışını sağlarız’ dememiş miydi?

Başbakan Tatar bu konuda hiç parmağının ardına saklanmadan kesin bir tavırla aynen şunu söyledi;

“Halkım için talep ettim…”

Gayet kısa ve net!

Burada ev ödevini yapmadan kaynak akışını talep ederken nasıl bir ruh hali içinde olduğunu da elbette sadece kendi bilir…

Her iki taraf da talimatları verdi!

Garanti olmasa da Ocak ayı içinde protokol imzalanacak, ama 3 yıllık değil 1 yıllık…

Bunu önce defalarca yazdık, Ankara ziyareti ile de teyit edilmiş oldu!

Yeni süreçte ‘akşam elektrikler kesildi sınava çalışamadım’ demek yok…

Dersine çalışacaksın, hocanın karşısına geçip sınav olacaksın, iyi ya da kötü not almak artık senin elinde!

Dolayısıyla, sadece iktidarın değil, muhalefetiyle, sivil toplum örgütleri ve bu ülkede yaşayan tüm vatandaşların sınavıdır bu…

Ya bu deveyi güdeceğiz ya da ne olacağı meselesi!

Şunu kabul etmek durumundayız…

Bu şartlarda gemiyi yüzdürebilmek için olmazsa olmazımız Ankara’nın desteğidir!

Yine Tatar ile yaptığımız telefon görüşmesinde anladık ki Ankara burada siyasi istikrar istiyor…

Siyasi istikrar demek, kısa değil uzun süren iktidarlar demek!

Siyasi istikrar yoksa, plan yok, proje yok, kaynak yok ama sıkıntı çok…

Tatar’ın iması şu yönde oldu;

Ortada bir hükümetin bozulup yeni hükümet seçenekleri konuşuluyor ya…

“Bu hükümet devam edecektir…”

Belki siyasi istikrar için etmelidir de eder mi etmez mi bu sadece Tatar’ın elinde değil ki!

İki gün önce uzunca yazdık, bu hükümetin artık uyumunun olmadığını ifade etmeye çalıştık, HP’nin hükümeti bozma riski olduğunu anlatmaya çalıştık, onun için bu konuda şimdi tüm gözler Özersay ve ekibinin üzerinde olacaktır!

Ya siyasi istikrar için devam edecekler ya da yeni hükümet modellerinden hiçbiri olmayacağı için erken genel seçime gidilecek, herkes boyunun ölçüsünü görecek ve bu süreç de ülkeye uzunca bir süre kaybettirecektir…

Eğer büyük bir sürpriz olmazsa, bazı konularda bakanlar kurulu toplantılarını birbirlerini yemezlerse, tüm söylenti ve senaryolara rağmen bu hükümetin bozulma şansı yok gibi görülmektedir!

Özersay geri adım atar mı?

HP Genel Başkanı, Başbakan ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay’ın öncelikli hedefinin Cumhurbaşkanlığı makamı olduğunu artık herkes kabul ediyor…

Bunda kendince haklı nedenleri de var zira uzunca bir süre Kıbrıs sorununun tam göbeğinde bulundu, yeni alternatiflerin artık konuşulması gerektiğine inanıyor!

Ama hükümet bozup hükümet kurma girişimi bir anda parti puanlarını hızla aşağı çekti…

Bu arada kendi partisinin yaptırdığı anketlerde bile ilk 3’de hiç yer almadı!

Kudret hocanın aday olup olmaması bizi fazla ilgilendirmeyen bir konu ama kendi parti içinde bile artık bu süreç ciddi bir şekilde tartışılıyor…

Bir kesim var, başkanlarının bu işi en iyi yapacağına inanıyor ve aday olmasını istiyor…

Bir başka kesim var ki onlar da bir dönem beklemesini, hükümetteyken iç sorunlara eğilip icraat yapıp vatandaşın gönlünü kazandıktan sonra bir sonraki seçimde aday olmasından yana tavır koyuyor!

Biz de inanıyoruz ki Kudret hoca da siyasi geleceği olan siyasetçilerimizdendir ve bu kapıların kapanmaması için önce kendini iç siyasette ispatlamasıdır…

Sonuçta son sözü kendi söyleyecektir ve dolayısıyla kendi ve partisinin kaderini belirleyecek olan tek kişidir!

Okul müdürlerini takan var mı?

Güzelyurt’tan son günlerde ciddi şikayetler alıyoruz…

Sadece vatandaşlardan değil aynı zamanda okul müdürlerinden de!

Bölgede öğrenci sayısının artmasıyla birlikte bir takım mekanlar da çoğalmaya başladı!

Buralara en fazla öğrenciler rağbet ediyor.

18 yaş alta öğrenciler, lise öğrencileri de dahil!

Okul müdürleri durumun vahametinden dolayı uzunca bir süre gerekli birimlere şikayetçi olmuşlar ama kimse de pek ilgilenmemiş olacak ki bizi arayarak yardımcı olmamızı istediler.

Daha önce de 18 yaş altı gençlere alkol ve nargile satan ve polis tarafından soruşturma başlatılan Muflon Cafe isimli mekan hala satışlarına devam ediyormuş…

Eğer orada devlet kendini göstermezse kimlerin bu boşluğu dolduracağını hesaba katın bir zahmet!

MESAJ KUTUSU

Sayın Eybil EFENDİ, bölgenizdeki okul müdürleri bazı mekanlarda 18 yaş altı gençlere alkol ve nargile satan işletmelerden şikayetçi olmalarına rağmen kendilerini dikkate alacak makam bulamadıklarından sitem ediyorlar. Bu konuda denetimlerin sıklaştırılması isteniyor…

Sayın Mustafa AKÇABA, Bakanlıkta özel hastanelerin kestiği bir hayli şişirilmiş fatura biriktiğini ancak bunları ödememek için direndiğinizi duyduk. Hatta bazı patronlar sizi Başbakana bile dilekçe yapıp şikayet etmişler. Umarız dik durmaya devam edersiniz!

Sayın Erkut ŞAHALİ, Tufan hoca artık adaylığını açıkladığına göre en fazla çalışmak da size düşüyor olsa gerek değil mi? Zira gönlünüzdeki aslana ulaşabilmek için başkanın Saray’ın kapısından içeri girmesi şart oldu…

Sayın Ali PİLLİ, Mehmetçik sağlık Ocağı’na istihdam edilen diyetisyen arkadaşın maaşının 7 aydır ödenmemesi nedeniyle görevi bıraktığınızdan haberiniz var mı? Bölge halkının öfkesi siz düşünün artık!

Sayın Ali TUNÇTAŞLI, Afet hanımın DP genel sekreterliğine bir kez daha aday olma kararından sonra aday olmaktan vaz geçtiğinizi ve bir dahaki sefere bıraktığınızı öğrendik. Doğrusunu da yaptınız, daha çok gençsiniz ve önünüzde uzunca bir zaman var…

Sayın Fehmi GÜRDALLI, TAK’ın 46’ncı kuruluş yıldönümünü kutlar başarılı çalışmalarınızın devamını dileriz. Şimdiye kadar kimse başaramadı bakalım yeni bina konusunda siz bir şeyler yapabilecek misiniz?

Sayın Ömer GÜLTEKİN, Gönyeli kavşağındaki dev oteli Zafer İnşaat’ın Condorde grubuna satmış, Mart ayında teslim edilmesi için de sözleşme imzalamışsınız. Hayırlara vesile olsun, demek ki Lefkoşa’ya artık rekabet gelecek değil mi!

Sayın İsmail ARTER. Mağusa’da yılardan beridir su faturası ödemeyen bazı şahısların özelliğinin ne olduğunu soran vatandaş haklı olarak kendilerini enayi olarak gördüklerini belirten mesajlar gönderiyorlar. Bir eşeleyin bakalım altından neler çıkacak!

Sayın Aziz KAYA, bölgenize resmen yeni bir soluk getiren LAÜ ile yaşadığınız bir takım sürtüşmelere artık bir son verip hizmetlerin aksatılmaması için talimatlarınız bekleniyor. Altın yumurtlayan tavuğu kesmek istemezsiniz değil mi?

Sayın Nazım ÇAVUŞOĞLU, okullardan 15 Temmuz konulu slogan yarışması düzenlenmesini istemeniz sizin bir kararınız mı yoksa çok yukarılardan gelen empoze zinciri mi? Veliler çok kızgın haberiniz olsun istedik!