Adalet geç de olsa yerini buldu..

Sucuoğlu, 1 yıl gecikmeli de olsa hakkı olanı aldı.

Neden bu gecikme oldu hepimiz çok iyi biliyoruz...

Yiğidi öldürelim ama hakkını verelim.

Şimdi gelelim 'yiğit'e...

UBP'nin başında olmaktan daha önemlisi nedir?

O makamda kalıcı olmaktır.

Fark atarak başkan olan bir siyasinin hedefi ancak bu olabilir.

Faiz bey, başkan olduğum diye zafer sarhoşu olur, astığım astık derse taban bunu affetmez.

Neden mi?

Onu o makama getiren tabandır.

Son kurultayla müdahalelerle bir yere varılamadığını bir kez daha gördük çünkü...

Sucuoğlu, Bakanlar kurulunu açıkladı ve Ünal Üstel'in üzerinin çizildiğini gördük.

Yakın çevresine bozuk olduğu bilinen Ankara ilişkilerini düzelttiğini söyleyen Sucuoğlu, yaptığı değişikliklerle bunun doğru olmadığını da ispat etti.

Bu hamleler, Eroğlu ve çevresine 'artık sizi istemiyorum' mesajıydı.

Ancak unutmamalı ki Derviş bey UBP'nin halen onursal başkanıdır ve taban üzerinde ciddi etkisi vardır.

Eroğlu, bugün aday olsun açık ara yine genel başkan seçilir.

O derece...

Peki Faiz bey nerede yanlış yaptı?

İhtirasına yenik düştü...

Eroğlu cephesi ve dolaylı olarak bu konuda Türkiye'yi tekrar karşısına aldı.

Kendisine destek veren arkadaşlarını da saf dışı bıraktı.

Yani dakika bir gol bir kendi kalesine ilk golü attı...

***

Ünal Üstel'in suçu neydi peki?

Üstel, ilk olarak Saner'e destek veriyordu. Saner çekilince, Sucuoğlu'na destek vermeye başladı.

Hem de tüm gücüyle...

Ancak Taçoy'a destek verenler bile kabineye girerken Üstel kabine dışı kaldı.

Üstel görevinde başarısız mıydı?

2 ay daha bu görevi sürdüremez miydi?

Üstel adeta kurban edildi...

***

Bakanlık bekleyip hüsrana uğrayan bir isim de Lefke'nin tek milletvekili Aytaç Çaluda oldu.

Çaluda, Sucuoğlu için çalıştı.

Hem de ne çalışma...

Elinden geleni yaptı ama olmadı.

Faiz beyin listesinde varken son anda devre dışı kaldı.

Oysa ki tüm bu kırgınlıkları ortadan kaldıracak tek bir hamle vardı.

Kabineyi hiç değiştirmemek ve bu işi seçim sonrasına bırakmak...

2 aylık bir seçim hükümeti için ortalığı bu kadar bulandırmaya gerek yoktu.

'Ne şiş yansın ne kebap' Faiz beyin huzur reçetesiydi ama bunu kullanamadı...

***

UBP'de parti genel başkanlık seçimi kadar önemli olan bir seçim daha vardı.

Parti Meclisi seçimi...

Bölgelerde listeler yapıldı..

Kıran kırana bir savaş yaşandı.

UBP parti meclisi demek ülke yönetiminde söz sahibi olmak demek...

Müdür müsteşar atamaları demek...

Kurum ve kuruluşlarda devlet bankalarında söz sahibi olmak demek.

Eşi dostu istihdam edip siyasi rant elde etmek demek.

İşte bir parti meclisi üyesi olmak nelere kadir...

***

Ersan Saner'in başına gelen video olayını unutmak istiyoruz.

Bu konu kapansın ve bir daha yaşanmasın.

Bu tür olaylar kimseyi cesaretlendirmesin ve tehdit aracı olarak da kullanılmasın.

Bu olayın siyasi sonuçları mutlaka olacaktı ve oldu.

Bu dünyanın her yerinde böyledir.

Daha öncede söyledik aile konusu her şeyden önemlidir.

İşte bu yüzden biz bu olayı unutmaya çalışırken, Saner'in ısrarla bu konuyu gündeme getirmesini açıkça anlayamıyoruz.

Saner'in bu yaklaşımı kendine ve ailesine daha çok zarar vermekten başka işe yaramaz artık...

Sessizlik bazen çok daha iyi bir savunmadır...

MESAJ KUTUSU

Sayın Turgay AVCI, dünyanın ilk 100 üniversitesi arasında bulunan bir kurumla GAÜ’nün yaptığı işbirliği anlaşması hakkında disiplin soruşturulması başlatılması YÖDAK’a tepkilere neden oldu. Bu karar başka bir üniversite patronunun isteğiyle alındı diye yorumlar yapılmaya başlandı…

Sayın Faiz SUCUOĞLU, parti meclisi üyeliği seçimlerinde kazanamayan bazı isimlerin sizin kontenjanınızdan üye olarak atanması seçilmek için emek sarf edenleri çileden çıkardı. Tamam şimdi partinin patronu sizsiniz ama etik kuralları da gözden çıkarmamak gerekiyor değil mi?

Sayın Kudret ÖZERSAY, partide gözle görünür bir toparlanma görülürken genel seçimlerde adaylarınızın sadece zen iş çevrelerinden değil halkın içinden olanlara da yer vermeniz salık veriliyor. Zira eğer ki gerçekten halkın partisi iseniz halkı temsil edenlerin de aday yapılması daha doğru olacaktır…

Sayın Ünal ÜSTEL, kurultayda Ersan beyin çekilmesinden sonra oylarınızı tamamen Faiz beye doğru yönlendirdiniz ama gelin görün ki kabine dışı kalan tek partili bakan olarak tarihe geçtiniz. Bu arada güvenoyu konusunda söylenenlerin aksine oyunuzu olumlu olarak kullanacağınızı duyduk, tecrübe de bunu gerektirir değil mi?

Sayın Fırat ATASER, yerel seçimlerde bazı çok yakın aile bireylerinin size oy vermesinler diye seçmeni etkilemeye çalıştıklarını biliyor muydunuz? İyi de aileden birileri de artık muhalefet yapmaya başladılarsa, bunun için mutlaka geçerli bir nedeni vardır değil mi?

Sayın Olgun AMCAOĞLU, yeni kabine listesinde sizin de adınız olmadığı ancak yaşanan gelişmeler nedeniyle tekrardan listeye dahil edildiğiniz yönünde yorumlar yapılmaya başlandı. Bu dönem artık biz de kime inanacağız kime inanmayacağız şaşkına döndük doğrusu…

Sayın İzlem Gürçag ALTUĞRA, yeni kabine üyeleri belirlendikten sonra öyle bir teşekkür mesajı yayınladınız ki tüm kesimlerce hayli manidar olarak söylentilere neden oldu. 2 Ay olsa da bölgeden bir bayan vekilin bakanlık yapması göze de hoş görülecekti değil mi? Kısmet genel seçimler sonrasına artık…

Sayın Oğuzhan HASİPOĞLU, sizin bölgeden iki PM adayının oylarının yasal olmayan yollardan yükseltildiği ve divanın da bunu fark ettiği yönünde ihbarlar geliyor. Resmi açıklamadan sonra seçilenlerin listesinin değişeceğini duyduk, açıklamayı fazla geciktirmemekte yarar görüyoruz…

Sayın Erhan ARIKLI, siz bakanlıktan inince birileri belli ki bayram yapmaya başladılar da bakalım yeni dönemde de hayatın ucuzlaması için size yaptıkları yoğun baskıyı yapmaya devam edecekler mi? Bekleyip hep birlikte göreceğiz artık!

Sayın Derviş EROĞLU, kurultaydan sonra kurulan ve tartışmalara neden olan yeni kabine de gösterdi ki eskisi kadar olmasa da siyasette gücünüz kuvvetiniz bir hayli fazla. Eski düşmanların yıllar sonra dost kuvvetler haline dönüşmesi de bir hayli manidar değil mi?