3 canı kaybettik ya…

Sigortalar haliyle fena attı vatandaşın!

Tepki göstermekte de elbette haklıyız…

Peki bu tepkiler nereye kadar gidecek?

Birkaç gün sonra unutulacak, ta ki yen ölümlü bir trafik kazasına kadar!

İnsanın geninde var bu…

Kaybedip yeri göğü inletmek, sonra da kaza resimlerinin gazete sayfalarında sararıp solması!

Ha keşke böyle olmasak…

Kendi sıramızı beklemeden ülkenin çok ciddi sorunları çözülünceye kadar duyarlı olup, gerekirse sokaklara dökülsek!

Bizim böyle güzel huylarımız yok…

Ta ki ecel kapıyı çalana kadar!

Şu sıralar Bakan Atakan’a yoğun bir saldırı yapılmaya başladı…

Çünkü bizim işimiz bu!

Faturayı illa ki birinin boynuna geçirmek…

Sonra da şeytan taşlar gibi linç etmeye çalışmak!

Bu arada Tolga Atakan da suçlu ama…

Suçu sadece 18 aylık!

Peki ya öncesi…

Ondan önceki ilgili bakanlar?

Kemal Dürüst, Tahsin Ertuğruloğlu, Hasan Taçoy, Ahmet Kaşif, İsmail Başarır, Ersan Saner, Salih Usar, Ömer Kalyoncu ve ondan öncekiler…

Bu ne demektir bilir misiniz?

Ülke genelinde yaşanan hele de ölümlü trafik kazalarında suç hemen herkesin…

Bu arada Bakan Atakan’ın gayet manidar bir açıklaması vardı dün…

Diyor ki Atakan, kaynak vardı ama nerelere gitti!

Haksız mı?

Yollar ayrılan hem de ciddi boyutlardaki paralar nerelere gitti!

Kimse bunu sorguladı mı?

Sendikalara bakarsanız, memur maaşlarından bahsedersiniz bile sizi anında vatan haini ilan ederler…

Burada kimsenin maaşları filan gerekçe gösterdiği filan yok aslında!

Bu açıklama aslında yıllardan beridir ülke gerçeklerinin ta kendisi…

Sadece maaş gaylemiz ve haklarımız!

Toplumsal menfaatler gitmiş, yerini bireysel menfaatler almış…

Sonra da toplum olarak timsah gözyaşları!

Ne kadar samimiyse artık cenazelerin ardından öfke ve üzüntü seli…

Yollarda eğer bariyerler bir tamam değilse, ölümlü trafik kazalarından kaçamayız…

Ülkenin en işlek anayollarına bakınız lütfen, baştan sona bir tane bariyeri tamam yol bulabilecek misiniz?

Çünkü biz iş yaptık mı hep yarım yamalak yaparız…

Genlerimize işlemiş bu!

Buna bir de denetimsizlik ve bananecilik eklendi mi, geçmişte yaşanan ölümlü kazalar ileride yine yaşanacak ve bu olaya toplum sahip çıkmazsa gelenek hiçbir zaman bozulmayacak…

Ta ki sıra bize gelip de, ateş düştüğü yeri yakıncaya kadar!

Canımızdan parçalar kopup canımız yanıncaya kadar…

Hadi bizi yönetenler hiçbir zamen bunu layıkıyla yapamadılar…

Peki bir üzerimize düşeni yaptık mı?

Bu konuda hiç mi kendimize pay çıkarmıyoruz yoksa…

Büyük hata!

Tamam yollar kötü, bariyer yok, belki de yollarda mühendislik hataları da olabilir ama araç direksiyonunda oturan Azrail değil ki…

Kendi ya da başkalarının Azrail’i olduğumuzu ya da olacağımızı hiç mi durup da düşünmeyiz!

Herkes suçlu da biz çok mu masumuz sanırsınız…

Alkolü biraz kaçırınca kendini yolların fatihi sananlar!

Cep telefonlarını bir türlü ellerinden bırakmayanlar, direksiyon başında uyuyup sızanlar?

Bunların günahı yok mu acaba!

Başımızı iki elimizin arasına alıp çok ama çok düşünmemiz gereken günlerden geçiriyoruz…

Ve bu tür acılı olayların sorumlusu olarak kendimizin de özeleştirisi yapmamızın zamanı gelmiş ve geçmiştir bile!

MERAKLI KÖŞE?

İranlı öğrenciler ne olacak?

DAÜ Rektörü Osam’ın izinsiz işleri nedeniyle sokakta kalan İranlı öğrenciler…

Ülkeye diş hekimliği okumaya geldiler ama sanırız geldiklerine de bin pişman oldular!

DAÜ bilmecesi devam ederken onların geleceğinden söz eden birileri şimdilik yok…

Çünkü bizde maksat sadece tartışma ve birbirini suçlama olsun!

Böylelikle ülkemize korsan diyenleri bir kez daha haklı çıkardık…

Tepedeki sürtüşme ve suçlamalar sürerken umarız birileri de çıkar ve 42 öğrencinin içler acısı durumunu ele alır!

Aksi taktirde biz daha çok dışarıdan öğrenci bekleriz…

Ercan standartlara uygun değil mi?

Bize gelenlere göre Dünyanın çeşitli ülkelerinden Antalya’ya ve oradan da Ercan’a turist taşıyan bazı uçak firmaları Ercan’ı devde dışı bırakmaya çalışıyormuş!

Eğer bu gerçekleşirse vay halimize…

Zaten ambargolar altında ezim ezim ezilirken bir de bunu uçak boykotları eklenir ve Ercan devre dışı kalırsa işte o zaman yandığımız gündür!

154 Milyon TL nerelere kullanıldı?

İnsanın başına gelince bunlar hep gündem oluyor…

Ulaştırma için toplanan p154 Milyon gibi çok ciddi miktardaki para yollara değil de devletin başka harcamalarına gidiyormuş!

İlgili bakan bunu sitem ederek açıkladı da madde madde saymadı…

Sonuçta da haksız yere suçlana kendisi!

Çok geçmeden açıklasın da kamuoyu bilgiyi ilk ağızdan alsın…

Dünyanın neresinde var?

Geleneksel medya devletten yardım bekliyormuş…

Tam manasıyla dilenciliğe çevirdiler bu işi!

21 günlük gazete çıkan bu ülkede pasta küçüldükçe medyada çekilen sıkıntılar daha da büyüyecektir…

Ama bunun çözüm yolu da devlete el açmak ya da onu tehdit etmek değildir!

Hele de parayı verenin düdüğü çaldığı memlekette gayet ciddiyetsiz ve hoş olmayan bir istektir bu…

MESAJ KUTUSU

Sayın Hasan TAÇOY, Kıb-Tek çalışanlarına gönderdiğiniz bir talimat yazısıyla mal varlıklarını açıklamalarını istemişsiniz. Bu arada özelikle bazı mühendislerin parça alımlarında bir takım şaibeler olduğu iddiaları yapılıyor. Hadi bakalım gazanız mübarek olsun!..

Sayın Dr. Ali PİLLİ, bazı hekimlerin yazışmalar ve sosyal paylaşımlarda sizden ‘Ali Pilli ve çetesi’ diye bahsettiklerini duymuş muydunuz? Bunların hadlerini anında bildirmezseniz ipleri elinizden kaçırır ve onların ellerine teslim edersiniz, bizden uyarması!

Sayın Tağmaç BİLGEHAN, DAÜ VYK hukuk danışmanlığı görevinden niye alınmak istendiğinizi bir türlü çözemeyip büyük şaşkınlık yaşadığınız konuşuluyor. Acaba birilerinin tavuğunu kışlamış olabilir misiniz? Siyaset nelere kadir değil mi?

Sayın Ziya ÖZTÜRKLER, Bakan nihayet dilindeki baklayı açıkladı ve size de böylelikle müsteşarlık şansı doğmuş oldu! Hoş bu konuda partide epey tantana yaşanacak ama şimdilik en şanslı aday da sizsiniz. Hayırlara vesile olsun artık!

Sayın Tufan ERHÜRMAN, kurultayda 36 ayda vekiller partiye 400 bin TL bağışta bulunurken 12 belediye başkanınızın bağışlarının azlığını görenler küçük dillerini yutmuşlar. Bu konuda vekiller ve başkanlar arasında bir muharebe yaşanabilir bizden uyarması!

Sayın Nazım ÇAVUŞOĞLU DAÜ’de mağdur olan 42 İranlı öğrenci akıbetlerinin ne olacaklarını merak ediyorlar ve bu konuda sizin de sorumluluğunuz büyük. Bu arada bir üniversite bunlara göz dikmiş diye duyduk, temkinli olun deriz…

Sayın Cemal BULUTOĞLULARI, 2 Milyonluk dava konusundan sonra geceleri epey uykularınızın kaçtığını duyduk. Bu arada bu işin niye bu kadar uzadığı da başka bir tartışma konusu tabi ki! Dua edin de faiz filan istemesinler!

Sayın Sıla Usar İNCİRLİ, kurultay sonuçlarına göre genel sekreterlik en fazla size yakın gözüküyor ama çok büyük ihtimalle de sonuçlardan memnun olmayan bir kesim de aday çıkarmaya hazırlanıyor diye duyduk. Kulisleri yoğunlaştırmak iyi olacaktır…

Sayın Yasemin ÖZTÜRK, Meclis’te Özgürgün dosyasını vekillere sunarken epey duygusal anlar yaşadığınızın partililer tarafından en çok konuşulan konuların başında geliyor. Bir hukukçu duygusal olmamalı diyenler epey fazla…

Sayın Ali KİŞMİR, gazeteler devletten yardım almaya başlarlarsa bunun sonunda burada da bir havuz medyası doğma riskinin olduğunu hiç düşündünüz mü? Bu mesleği dilenci durumuna düşürmek ne kadar doğru bunu bir düşünün deriz…