Öncelikle bir soru…

Bu yazıyı okuyanlar acaba şimdiye kadar hayatlarında kaç tane görme engelli vatandaşın bazı ana caddelerin kaldırımına yapılan engeli yolundan yürürken gördü?

Varsa lütfen söylesin çünkü bunu şiddetle öğrenmek istiyoruz…

Kendi adımıza konuşacak olursak…

Dışarıda fazlasıyla gezen birisi olarak tek bir kişi bile görmedik!

Şu kaldırımlardaki sarı parkelerden yapılmış sözde özel yollardan bahsediyoruz…

Bazı belediye başkanları bu yollardan yapıyor sonra yapılan haberler basına servis ediliyor!

Sonra yerel yönetimler yerel seçimler öncesinde bunu reklamlarında tepe tepe kullanıyorlar…

Bilmem ne kadar kaldırımlarda engelli yolu yapmışlar!

Utanmadan sıkılmadan da oy istiyorlar…

Güya engelli vatandaşlara hizmet götürüyorlarmış!

Ne alakaysa artık…

Buradan tüm belediye başkanlarına soralım onlar da cevap versinler!

Görme engelli bir vatandaşımız ana caddelerde neden yürüme ihtiyacı hissetsinler ki?

Hadi bazı ana yolların kaldırımlarına yaptınız, peki evinden çıkıp o caddeye nasıl ulaşacak hiç düşündünüz mü?

Niye düşünesiniz ki!

Yapın bu özel yollara asıl onların oturdukları arka sokaklara, yollara ana caddeler olmasa olur…

Görme engelli birisi kendi evinin sokağında sağlıklı bir şekilde yürüyemiyorsa ana caddede yürümüş ne fayda!

Yine belediye başkanlarına başka bir soru;

Zira bu engellerin gününde çok sayıda başkan gün dolayısıyla nutukları patlattı!

O zaman cevaplayın bakalım;

Hangi belediyede ne kadar engelli vatandaş çalıştırılıyor?

Onara iş, aş veriliyor?

Var mı böyle bir politikanız!

Yok olduğunu biliyoruz da varsa da alnınızdan öperiz…

Bir kere bu ülkede engelli sayısının bile tam olarak bilinmemesi rezaletin daniskasıdır…

Bu konuda her kafadan bir ses çıkıyor ama net bir rakam var!

Tahmini 5 binin üzeri filan, bu kadar…

İyi de sayı yoksa bu ülke nasıl sağlıklı bir şekilde engelliler için projeler üretebilir ki!

Aslında üretmek filan da istediği yok…

Dostlar alış verişte görsün yeter de artar bile!

Nasılsa 364 gün boyunca bir daha engellilerin adı sanı da okunmayacak…

Patlak basın bildirisin gitsin!

Başka bir ayıp;

Bu ülkenin yasalarına göre engelli vatandaşlar devletin koruması altındadır ve bunu için de devlete istihdamlarda bir takım zorunluluklar vardır…

Ama gelin görün ki devlet tam12 senedir engelli istihdamı yapmıyor!

Bunu hesabını birisi verebilir mi?

Devlet iş engelliye istihdama gelince kendi koyduğu yasaları ayaklar altına alıyor…

Engelliye iş yok!

Ama partiliye var, eşe dosta var, akrabalara var…

Engelli kimin umurunda!

En azından Kudret Özersay bu ülkede bir ilki gerçekleştirdi…

Devlet adına özür diledi!

Bu da bir farkındalıktır…

Çünkü devlet engelli insanlarımız konusunda sınıfta kalmıştır!

Gelmiş geçmiş tüm hükümetlerden bahsediyoruz…

En azından birisi çıktı ve bunu fark etti, şu anda da yapabileceği tek şey özür dilemekti onu söyledi!

Çünkü herkes binaların içine girilmesi için yapılan eğimli yolu bu ülkede icraat yerine koyuyor…

Engelli içeri giriyor ama yukarıya çıkamıyor!

Hem de devletin binasında…

Bu samimiyetsizlik değil de nedir Allah aşkına!

Bir sözümüz de engelli örgütlerine…

Yani onlar da kusura bakmasınlar artık!

Şikayet etmekten başka yaptıkları bir şey yok…

Tamam bazıları bu konuda büyük hizmetler veriyor ve camiaya sahip çıkıyor ama!

Bir yere kadar…

Onarda çünkü işin ucundan siyasete bulaşmışlar!

Kendilerine yakın parti muhalefette olunca bas bas bağırıyorlar…

Partileri hükümet olunca pissi kedi gibi susuyorlar!

Siyaseti bu işlere bulaştırmak niye ki?

Madem 5 binin üzerinde engelli vatandaş var onları bir çatı altında örgütlesene…

Sokaklara döküp devletin ayıbını yüzüne yapıştırsana!

Kim tutabilir ki seni…

Bizde klasik sözdür, hak verilmez alınır!

Siyasilere ne malzeme olur ne de onların yalanlarına kanın…

Denemesi de bedava!

Sadece Merak İşte?

Sendikanın masraflarını niye devlet karşılıyor?

Bir sendikamız yurt dışında bir dizi etkinliklere katılmış…

Parası de devletin kasasından çıkmış!

Yani vatandaşın cebinden…

Sanki de sendikalar çok fakirmiş gibi!

Hem tasarruf diyorlar hem de maşallah kepçe ile dağıtıyorlar…

Hem de vatandaşın cebinden alarak!

Mahalle karısı ne demek?

Bu kez devletin değil özel bir okul…

Öğretmenin birisi sınıfta birkaç kız öğrenci konuşurken hiddetle bağırmış!

Mahalle karısı gibisiniz diyerekten…

Ruh hastası mıdır nedir!

Sınıfta konuşan öğrenciye verilen cezalar bu kadar seviye altına düştüyse vay halimize…

Umarız okul yönetimleri bu konuda ipleri ellerinden bırakmaz!

Hangi belediye kaç engelli çalıştırıyor?

Engelliler günü geldi mi kimse mangalda kül bırakmıyor…

Belediye Başkanları da öyle!

Sanki yerel yönetimler olarak bu konuda ellerini taşın altına sokuyorlarmış gibi…

Bir günlük engelli sevdası kimseye fayda getirmez!

Onları belediyende istihdam edebiliyor musun, bunu yap sonra konuşma hakkın olsun…

Sırada kim var?

Özersay Savcılıkta yolsuzluk dosyalarını görüymüş, işi takip ettiklerini açıkladı…

Bu arada önemli detay çoğul konuştu!

Dokunulmazlığı kalkan vekiller sonra da mahkemede hesap verecek diye…

Haliyle akla gelmiyor değil!

Aytaç Çaluda’nın dokunulmazlığı kalktı…

Sıradaki vekil belli mi oldu yoksa!

MESAJ KUTUSU

Sayın Cemal ÖZYİĞİT, Yedidalga İlkokulu’nda müzik ve beden eğitimi derslerini bir gastronomi uzmanını verdiğini biliyor muydunuz? Ortada yüzlerde bu branşta öğretmen işsiz gezinirken böyle bir tercih ne kadar doğru ki!

Sayın Gülşah Şanver MANAVOĞLU, sizin kırbaç paylaşımı kırbaç satışlarına tavan yaptırmış hatta vatandaş yurt dışına sipariş bile vermeye başlamış diye duyduk. Bu arada artık yakında şeriat kanunlarının getirilmesi için de girişimde bulunmanız bekleniyor!

Sayın Ali Murat BAŞÇERİ, medya ile ilk buluşmanızda epey yüksek not aldınız ve babacanlığınızla kendinizi sevdirdiniz de yine de deriz ki aradaki mesafeyi koruyun zira bir takım suistimaller yaşanmasın diye!

Sayın Kamil KAYRAL, Kamu sınavlarında birinci gelen bir elemanın sınavlardan sorumlu bilgisayar firmasında çalışıyor olması beraberinde bir takım soru işaretlerini de gündeme getirdi. Konuşla ilgili detaylı bir açıklama iyi olacak galiba değil mi?

Sayın Mustafa NAİMOĞLULARI, hellimin yarı fiyata düşürülmesi için açıklamayı yine patlattınız da et konusunda fiyatlarda hala bir düşüş göremiyoruz bunun için de bir öneriniz var mı? Kasap arkadaşlarınızdan da hiç ses çıkmıyor!

Sayın Erhan ARIKLI, yeni bir seçim yasası için proje üretmekle meşgul olduğunuz konuşuluyor. Bunu yaparken diğer siyasi partilerle de dirsek temasında olursanız meclisten daha rahat geçirebilirsiniz. Hadi bakalım kolay gelsin!

Sayın Günay KİBRİT, engelli vatandaşlarımızın hakları konusunda nedense siz de modaya uydunuz ve siyasileri ziyaret etmekten başka bir icraat gösteremiyorsunuz! İşiniz onlara kaldıysa daha çok beklersiniz, biraz kıpırdanmakta yarar görüyoruz!

Sayın Kudret ÖZERSAY, yolsuzluklar konusunda yapılan açıklamalar artık çok bir işe yaramıyor ve hatta eleştirilere bile neden olabiliyor! Anlayacağınız vatandaş artık kelle istiyor bakalım bunu başarabilecek misiniz?

Sayın Abdullah AKTOLGALI, bir vatandaş sigara izmaritini yere attığınızı görüp anında telefona sarıldı ve şikayette bulundu. Çevre Dairesi Müdürü olarak bu mereti bırakmayı düşünmüyor musunuz?

Sayın Ali ÇIRALI, naylon poşet üreten sanayiciler yeni gelişmelerden hayli tedirgin olduklarını konuşmaya başladı. Acaba diyoruz artık naylon poşet yerine kese kağıdı yapan makineler mi ithal etseniz!

Sayın Ziya EMİR, Londra’da bir Türk mezarlığı kurmak için yoğun bir çalışma içinde olduğunuz ve gerekli girişimleri başlattığınızı duyduk. Bu arada yatırımlara biraz ara verip nefes almayı filan düşünür müydünüz? Bu enerjinin kaynağını merak edenler var bilesiniz!

Sayın Özdil NAMİ, hükümet mademki büyük bir çevre seferberliği başlattı ve bunu için de naylon poşet kullanımını kısıtlama yoluna gitti siz de hem çevreyi hem de insan sağlığını tehdit eden Teknecik Santrali’ne filtre takılması için bir girişimde bulunmayı düşünür müydünüz?

Sayın Dimağ ÇAĞINER, gelenek yine değişmemiş ve ülke en fazla turist getiren acentenin direktörü olarak ödülü bu kez de kimseye kaptırmamışsınız. Tebrik eder başarılı çalışmalarınızın devamını dileriz…

Sayın Yükse ÇELEBİ, genelde bütün belediye başkanları olası bir sel felaketi için uykusuz geceler yaşarken siz aldığınız önlemler nedeniyle şimdi işin keyfini çıkarıyormuşsunuz! Bu arada sizin sular da Lefkoşa’yı darmadağın ediyor o da çok başka bir mesele değil mi?

Sayın Hasan UZUN, siz artık sel felaketlerinin müdavimi olduğunuz için bu kez tehlikeyi eskisine göre çok daha kolay atlatmışsınız. Bu arada yakında dalgıçlık derslerine başlayacağınız söyleniyor geç bile kalmadınız mı!