Özersay’ın kötü giden durumu düzeltmek için hayli çaba sarf ettiği gözlerden kaçmıyor…

Siyasetin başında ne demişti Kudret Hoca;

“Ya mahalleye ya mahkemeye…”

Hepimiz tutmuştuk bu sözü!

Çünkü olması gerekeni söyledi Özersay…

Halkın da umudu olmuştu!

Şimdi bir de önümüzde Cumhurbaşkanlığı seçimleri var ya…

Kim ne derse desin Özersay’ın gözü Saray’dadır!

Hükümeti bozup yeni hükümeti kurması onun için hoş olmadı…

Epey de puan kaybetti, kendisi de bunun farkında!

Tek yapacağı bir şey vardı o da temiz toplum için yeni bir seferberlik başlatmak…

İşte dün ortaya çıkan Serdar Denktaş ile ilgili belgeler de bunun bir başlangıcı sayılabilir!

Umarız devamı da gelir…

Serdar Denktaş’a çok ağır ithamlar yapılıyor şimdi…

Malum yine arazi meseleleri!

Kudret hoca basın organlarını da arkasına alarak ciddi bir atak başlattı…

Dün haber gazetede çıkınca sabah saatlerinde yapılan yorumlar genelde şu oldu;

İşte Serdar budur…

Ya da Serdar’ı da oğlu yiyecek!

Hatta malı iyice götürmüşler diyenler de vardı…

Ta ki Serdar Denktaş öğleden sonra sosyal medyada açıklama yapıncaya kadar!

Ne dedi Denktaş;

Kudret Özersay’ın arazi kiralanması konusunda haberi vardı…

4’lü hükümeti bozmasının ayıbını temizlemeye çalışıyor!

Sonra tabi ki UBP ile yapıldığı iddia edilen Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusu…

Muhakkak ki tartışmalar ve karşılıklı suçlamalar bundan böyle de devam edecektir…

Bizim bildiğimiz kesin tek şey ise ikisinden birinin, kusura bakmasınlar ama yalan söylemesidir!

Çünkü doğru tektir…

Burada birisi eski birisi yeni siyasetçi taraftır ve sonuçta ikisi de siyasetçidir!

Karşılıklı suçlamalar sadece hem bizim hem de vatandaşın kafasının karışmasına neden olur!

Biz bu mesleği yürüten birisi olarak Cumhurbaşkanlığına aday olmak isteyen iki siyasetçi olduğunu ve tartışmaların da bundan kaynaklandığını söyleyebiliriz…

Tabi ki bu yeterli değildir!

Perde gerisinde yaşananlar, kiralanan araziler, sonrasında hükümetin bozulup yeni hükümetin kurulması ve geldiğimiz nokta budur…

Aslında bu nokta siyasetin de geldiği son noktadır!

Tabi ki içler acısı olan bir nokta…

Bu cinayetin sorumlusu kim?

Dün Lapta Belediye Başkanı Mustafa Aktuğ’a bir mesaj göndermiştik…

Lapta sahilinde yaşanan çevre felaketi nedeniyle!

İnsanların nefes aldığı tarihi zeytin ağaçlarını ve tüm yeşilliği ortadan kaldırıp beton yığınına çevirmek istedikleri için…

Orada çalışan işçiler bile bilmiyor ne için çalıştıklarını!

Söyledikleri tek şey emir kulu oldukları!

Güzelim sahil yasalara rağmen beton yığınına döndürüldü…

Lapta Belediyesi derin sessizliğini koruyor ama devreye Merkez Kaymakamlığı girdi ve dün itibarıyla yapılan inşaatı önce durdurdu sonra da mühürledi…

Şimdi tek bir soru kalıyor ortada;

Bu felaketi yaratan kim?

Kimden ne için izin aldılar ve önce yeşil katliamı sonra da beton dökümü gerçekleştirdi!

İşte cinayetten geride kalan tablo aşağıda…

,…

MERAKLI KÖŞE?

Böyle maaşı kim istemez!

Petrol-İş’in grevi devam ediyor…

Hayli ilginç bir grev çünkü bize ulaşan rakamlar dudak uçuklatan cinsten!

Bu işyerinde 20 Bin TL maaş ve ayrıca 20 Bin TL ek mesai alan çok sayıda çalışan var…

Sendika. bunları korumak için grev başlattı bazı sendikalar da destek belirtiyor!

Bu işyerine yeni istihdamlar yapılacak ve haliyle ek mesailer de belki de ortadan kalkacak!

Ayrıca yeni istihdam tabiri yerindeyse göç yasası üzerinden yapılacak…

Şimdi anladınız mı grevin nedenini!

Eskiler almaya devam etsin ama yeniler avucunu yalasın…

Bu arada halen çalışanların yılda 15 maaş aldığı ve yeni girecek olanların 12 maaş alacağını da belirmekte yara görüyoruz!

Muhtaç değil miyiz?

Başbakan Ersin Tatar çok konuşuyor çok da tepki alıyor…

Son olarak Türkiye’ye bağımlılık meselesini dile getirdi yine kimseye yaranamadı!

Yalan mı söyledi yani?

Bu günlere kadar Elimizi Ankara’ya avuç açarak gelmedik mi?

Bizim yerli kaynaklar sadece maaş ödemesine yetiyor, zaten hükümetlerin öncelikli amacı da maaş ödemek değil mi?

Tatar’a siyasi nedenlerden dolayı kızabilirsiniz ama o sadece içindekini dışa vuran bir yapıya sahip…

Doğruları söylemese içimiz yanmayacak!

Memorial Hastanesi’nin KKTC temsilcisi kim?

Dr. İlker İpekdal bugün güzel ve anlamlı bir köşe yazısına imzasını attı…

Türkiye’nin ünlü hastanelerinden Memorial’ın KKTC bağlantılarını yazdı!

İyi de bu hastanenin burada işi ne?

Bizim hekimlerimizden ne istiyorlar?

Kendi hastaları yetmezmiş gibi şimdi de bizim hastalarımıza mı göz diktiler!

Buradaki temsilcileri kimler?

Sağlık Bakanlığını bu gibi durumlar ilgilendiriyor mu acaba!

MESAJ KUTUSU

Sayın Ali PİLLİ, KKTC’de faaliyet gösteren ve hatta bazılarının özel uçağı bile olan tüp bebek 12 tüp bebek merkezinden 4’nun çalışma koşullarının yasalara uygun olmadığını biliyor muydunuz? Bu konuda hazırlanan komite raporunun size göre hiç mi önemi yok acaba!

Sayın Erdal ONURHAN, akaryakıt tahlil konusunu tam kanasıyla elinize yüzünüze bulaştırmış durumda olduğunuzun farkında mısınız? İmzasız ve mühürsüz tahlil sonuçlarını basınla paylaşarak tarafsızlığınıza da gölge düşürüyorsunuz!

Sayın Mesut GENÇ, resim öğretmeni olan eşinizi bir okulda istihdam ettirdiğiniz yönünde İskele’den ihbarlar yapılmaya başlandı. Bu istihdamın yasal olup olmadığı yönünde bir açıklama yaparsanız meraklı kesimin de merakını gidermiş olursunuz!

Sayın Tufan ERHÜRMAN, bir partilinizin hem devlet memuru hem de bir belediyede meclis üyesi olması tartışma konusu olmuş ve bunun yasalara uygunluğu tartışılmaya başlandı. Bir araştırın deriz!

Sayın Mehmet ÇAKICI, devletin yapamadığını bir kez daha yaparak ülkeye çok yararlı bir tesis kazandırdınız ama hatırlarsanız yıllar önce de bir hizmet alımı yapılmış ama devlet size büyük miktarda bir borç takmıştı. Umarız şimdi garanti altına almışsınızdır…

Sayın Serdar DENKTAŞ, iş dönüp dolaşıp şimdi de sizin dokunulmazlığınızın kaldırılmasına kadar geldi. Kimin haklı olduğu elbette bir gün ortaya çıkar ama siz de biraz fazla abartmışsınız değil mi?

Sayın Suat GÜNSEL, bizim memleketin bakanları artık tek tek değil topluca sizin mekanda ağırlamaya başlamışsınız. Bu da devletin çok daha üzerinde olduğunun en büyük göstergesidir değil mi? Helal hoş olsun deriz!

Sayın Erdal EMANET, kaçak avda yakalanan bir yakınınıza teşkilatta kol kanat gerdiğiniz yönünde şikayetler almaya başladık. Umarız doğru değildir, umarız en kısa bir zamanda bu konuda kamuoyunu aydınlatırsınız!

Sayın Dimağ ÇAĞINER, Turizm Koleji gibi çok büyük bir projeyi bu ülkeye kazandırabilirseniz hem turizme büyük katkı yapmış olursunuz hem de iyi bir amme hizmeti gerçekleştirmiş olursunuz. Bakalım devlet erkanı bu konuya ne kadar destek olacak?

Sayın Vedat ERBAŞ, Lefkoşa’nın tarihi mekanlarından Saray Otel’in işletmesinin pek yakında sizin işletmelerine geçeceğini duyduk. Şimdiden hayırlı olsun umarız otantik yapının korunmasına özen gösterirsiniz…