UBP Genel Başkanı Ersin Tatar’ı başarısından dolayı kutlarız…

Onun kurultay başarısı, inancın, azmin ve en önemlisi de inadın çok yüksek seviyede olmasının sonucudur…

Bu makama resmen kellesini koydu, ülkeyi bir baştan bir başa adım adım gezdi!

Çok iyi çalıştı, kurultay için ciddi ekipler kurdu, bunda partili arkadaşları da ona çok yardımcı oldu ve bir şekilde ipi göğüslemesini bilerek muradına erdi…

Aynı kutlamayı Hüseyin Özgürgün’e de yapıyoruz çünkü çevre ve yakınlarının baskısına rağmen partilisinin iradesine saygı göstererek bu işin uzamasının önüne geçti!

Çünkü uzasaydı parti içinde daha fazla gerginlikler yaşanacak, daha fazla dargınlıklar olacaktı…

İlk turda alınan sonuca göre tadında bırakmasını bildi!

Ersin Tatar’ın artık omuzlarındaki sorumluluk çok daha ağırdır…

Çünkü partinin başında Özgürgün var diye seçimlerde en yüksek oyu aldığı halde UBP devre dışı bırakılmış, zor bela, bolca nisap sorunu yaşayan 4’lü bir hükümet kurulmuştur!

Parti genel başkanının değişmesinden ve yenilenmesinden sonra bundan böyle artık UBP potansiyel olarak hükümetin bir parçası olarak siyasette yerini almıştır…

Özgürgün gitti, Tatar geldi diye birileri düğmeye basar da yeni bir hükümet modeli üzerinde çalışır mı onu bilemeyiz ama bundan böyle tüm gözler yeni başkanın ağzından çıkacak kelimelere çevrilecektir!

Dövizin patlaması ile birlikte ülkede yaşanan ekonomik kriz hükümeti köşeye sıkıştırırken Tatar’lı bir UBP şimdi hükümete karşı daha güçlüdür, bu zaten Tatar için de büyük şanstır…

Ersin Tatar, ülke siyasetinin en renkli kişilerinden olduğu için de ülke siyasetini çok daha faza renkli bir dönem beklemektedir…

Ani çıkışları, el hareketleri ve yüksek ses tonu ile hatta bazen kendini kaybeden tavırları, bazen de kahkahaları ile sivrilmiş, partili partisiz tüm kesimlerin odak noktası haline gelmiştir…

Bu fevri davranışlarını yapma lüksü artık bu önümüzdeki dönemde kalmamıştır!

Hem parti içinde hem de ülke genelinde bir denge unsuru olmayı başarabilirse sadece kendisi değil partisi için de hayırlı olacaktır…

Önünde büyük bir sorumluluk vardır çünkü şimdi parti yönetiminde de bir takım değişiklikler olacak hele de iktidar olduğu zaman genelde olduğu gibi partililerin menfaatleri ön plana çıkacağı için başı epey ağrıyacaktır!

Çünkü o da her siyasetçi gibi çevresine ve partilisine bir takım vaatlerde bulunmuş ve zamanı geldiğinde bunların bedelini bir şekilde ödemek durumunda olacaktır…

Kurultay sürecinde en olumsuz yanı ‘ben’ merkezli olması ve konuşmalarını bu yönde yapmasıdır!

Oysa siyaset bir ekip işidir ve eğer o ekibi iyi kuramaz ve çalışmaları ona göre yapamazsanız gün gelir kilitlenir ve ortada yapayalnız kalırsınız…

Tatar şimdi partisinde kucaklayıcı ve ayrımcılıktan uzak bir politika izlemelidir ama daha da önemlisi partiden ziyade ülke genelini yeteri kadar kucaklayabilirse, bireysel değil de toplumsa politikalar üretebilir ve kendini iyi anlatabilirse bu ülke çıkarları için de büyük kazanım olacaktır!

Çünkü Kıbrıs Türkü çok zorlu bir süreçten geçmekte yaşanan kriz vatandaşı derecesiz boyutta etkilemekte, siyasete olan güveni olumsuz olarak etkilemektedir…

Bu ülkenin artık eskisi gibi partisel değil tüm toplumu kucaklayacak, siyasetlere ve siyasilere ihtiyacı olan günlerden geçmekteyiz!

Onun içindir UBP’deki değişim partiye olduğu kadar ülke geneline de hayırlı olsun…

Bizde siyaset böyle bir şey!

UBP’deki kurultay sürecini çok iyi takip ettiğimize inanırız…

Bu zorlu süreçte yazmadığımız, konuşmadığımız çok farklı ve ilginç duyumlar da aldık!

Ersin Tatar yarışa bir adım önde başladığı için de ardından ne konuşuldu, ne yorumlar yapıldı hatta ne gibi tuzaklar planlandı onlar da bizde saklı kalmak kaydıyla bir yerlere not edildi…

Artık kurultay bitti gitti ve UBP’de yeni bir dönem başladı!

Ve ilk turdaki sonuçların ortaya çıkması dün de Tatar’ın genel başkan olması kesinleşince gördük ki bizde hala kasaba siyaseti tüm hızıyla devam ediyor…

Tatar’a söylenmedik laf bırakmayan,onun üzerinde çeşitli senaryolar hazırlayanların şimdi sanki de onu desteklemiş gibi yorumlarda bulunması, Tatar’ı bekleyen en büyük tehlikedir!

Sapla samanı ayırabilirse ne ala…

Sadece Merak İşte?

Siyasette örtüşmemiştik ama!

Sonay Adem illet hastalığa daha faza direnemedi ve hayatını kaybederken partili partisiz herkesin üzülmesine yol açtı, Allah rahmet eylesin…

Herkes üzülüyor ve yorumda bulunuyor ama bazıları var ki yine siyaseti hep ön planda tutuyor!

Diyorlar ki…

Siyasette örtüşmemiştim ama!

Nasıl açıklama ki bunlar…

Bir değer yitip gitmiş siyaseti bu kadar ön plana çıkarmak da neyin nesi!

Acılı olaylarda bari siyaseti bir yana bırakın artık…

Helva dökenler mutlu oldu mu?

Oysa o partisine yıllarını vermişti…

Mücadeleyi hep en üst düzeyde yaptı, parmağının ardına hiç saklanmadı!

Ölümüyle birlikte haliyle insanın aklına geçmişte ona yapılanlar geliyor…

Seçim kaybedince helva dökenler!

Onlar sormak lazım şimdi…

Mutlu oldunuz mu?

Memnun musunuz?

Hadi bir cevap verin bakayım…

Parayla mı korkutuyorsunuz!

Aralık ayından itibaren marketlerdeki naylon poşetlerin artık paralı olma kararı genelde çoğunluğu mutlu etti…

Ya da ne büyük çevreci olduklarını ispat etmek için bu yönde yorumlarda bulundular!

Ama burada büyük bir tezat var…

Naylon naylondur ve eğer böyle bir karar alınacaksa da tamamen yasaklanmalıdır!

İnsanları para ile korkutarak değil…

Bu iş sadece marketlere yarayacak ve bir yükten ve masraftan kurtulmuş olacaklar!

Bizde öğretmen mi kalmadı!

Okullarda bazı dersler için dışarıdan öğretmen getirme olayı…

Ülkede binlerce işsiz öğretmen varken bu yöntemin mutlaka mantıklı bir açıklaması olmalı!

Ve gerekçeler de tüm açıklığıyla kamuoyunun bilgisine getirilmeli…

Cemal hoca bu konuya ne der ama, susmak da bir takım yanlışları kabul etmek anlamın agelir her zaman!

MESAJ KUTUSU

Sayın Ersin TATAR, UBP Genel Başkanlığınız hayırlı ve uğurlu olsun, nihayet yılların özlemi artık sona erdi. Ama sizin için asıl siyaset şimdi başlıyor ve özellikle de kurultay öncesi ve sonrası bukalemun özelliği gösterenlere çok dikkat etmeniz gerekiyor, bizden önemle uyarması!

Sayın Derviş EROĞLU, kurultayda kaybeden adaylarla kendi ofisinizde istişarede bulunmanız ve bir takım kararlar alınmasında etkili olmanız parti içinde bir kez daha ağırlığınızın derecesini göstermiş oldu, hayırlara vesile olsun artık…

Sayın Hasan TAÇOY, kurultay sonrası ilk hedefinizin parti genel sekreterliği olduğu ve bundan böyle büyük bir mücadele başlatacağınız konuşuluyor. Hem başkan hem sekreter aynı bölgeden olur mu bilemeyiz ama bu konuda yakında büyük tartışmalar yaşanacak deniliyor!

Sayın Sunat ATUN Ankara’daki refikiniz ile iyi ilişkiler nedeniyle yeni dönemde parti içinde çok daha fazla etkili ve yetkili olacağınız konuşulmaya başlandı. Hatta iktidara gelindiği zaman Ekonomi ve Maliye Bakanlığınızın garanti olduğunu söyleyenler bile var, hadi bakalım hayırlısı!

Sayın Ayşegül BAYBARS, medyadan bazı arkadaşlarla bu sıralar araları düzelttiğiniz ve ateşkes ilan ettiğinizi duyduk. Hatta bunu için bir bakan arkadaş da size epey yardımcı olmuş değil mi? Doğru olanı yaptınız zira bazıları kafaya bir taktı mı fena takıyor doğrusu!

Sayın Cafer GÜRCAFER, bir eylemi daha kesin sonuç alınmadan bitirdiğiniz ve ortada para pul olmadığı için meslektaşlarınız artık bilenmeye başladılar. Zira bir çoğu yakın bir zamanda alacaklarını alamazlarsa kepek indirmeye başlayacaklarını söylemeye başladılar!

Sayın Zeki ÇELER, sizinki de artık nasıl bir şanssa bu kadar üstüne gitmenize rağmen iş kazaları yeniden yoğunlaşmaya başladı. Artık kelle almasanız da iş yerlerinde yeteri güvenlik önlemleri hiçbir zaman alınmayacak. Daha sert olmakta yarar görüyoruz!

Sayın Aslan BIÇAKLI, yeniden Türk-Sen Başkanlığına getirilmenizden dolayı kutlar başarılarınızın devamını dileriz. Sendika içinde gençler kaçak dövüşünce biraz da zoraki olarak bu görevi sürdürdüğünüz iddia ediliyor, yeni nesil nereye gidiyor acaba?

Sayın İzzet TÜRKMEN, bir üniversitemizde yetki sendika olmak için çalışanlara yaptığınız vaatlerin biraz fazla abartıldığı yönünde şikayetler gelmeye başladı. Onun için hayata geçiremeyeceğiniz sözler vermeyin deriz zira ülke şartları da buna pek müsait değil!

Sayın İnci ÖZGÜRGÜN, kurultay sürecinde ve özellikle de akşamında eşinizden çok daha heyecanlı ve onu tekbir dakika bile yalnız bırakmamanız dikkatlerden kaçmamış. İyi ve kötü günde dedikleri böyle bir şey olsa gerek değil mi?

Sayın Murat GEZİCİ, artık kurultay da bittiğine ve genel başkan beli olduğuna göre şu işin peşini bir bıraksanız diyoruz. Tamam KKTC’yi çok sevdiğinizi biliyoruz ya biraz fazla abartmıyor musunuz artık!

Sayın Ercan POYRAZ, şömine mevsimi geldi çattı ve dolayısıyla da ormanlarda kaçak kesimler tavan yaptı. Denetimleri artırmanız ve özellikle de bazı çalışanlarınızı yakın takibe almanız isteniyor. Zira önce en yakınından başlamalı insan şüphe etmeye değil mi?

Sayın Barış SEL, ekip olarak bir kez daha büyük bir başarıya imza atarak uyuşturucu konusunda artık üretim yapan yerlerde ağırlığınızı göstermeye başladınız. Tebrik eder başarılı çalışmalarınızın artarak devam etmesini dileriz…

Sayın Enver EMİN, tarihi Sarayönü’ndeki mekanı artık sizin isminizi taşıyan toruna devrettiğiniz ve sadece sohbet toplantılarına devam ettiğiniz söyleniyor. Her şeyi tadında ve zamanında bırakmak önemli olsa gerek değil mi?

Sayın Besim TİBUK, eski müdürler işletmelerinizde vurgun olaylarına karışınca büyük tepki gösterip yeniden yapılandırma kararı aldığınız söyleniyor. Bunu hem de en düzeyde maaş alanların yapması gayet ilginç ve şaşırtıcı olsa gerek değil mi? Büyük geçmiş olsun…