Aslında adı üstünde…

Vekil bunlar!

Milletin vekilleri…

Benim, sizin, hepimizin vekilleri!

Bizden üstün filan ırk değiller…

Aksine bizim o koltuklara taşıdığımız insanlar!

Aynı zamanda bizim meclise yansımamızdırlar…

Eğer bireysel menfaatleri değil toplumsal olanları seçersek onların topluma yansımaları da o kadar olumlu olur!

Yok, sadece partime, bana ve aileme çalışsınlar, devlet kaynaklarını akıtsınlar dersek, topluma zerre kadar faydaları olmaz…

Bunu geçmişte çok defa yaşadık!

Sınavsız, sorgusuz sualsiz, hiçbir liyakata dayanmayan onca insan aldılar devlete…

Bireyler kazandı ama toplum kaybetti!

Torpilli devlete sırtını dayadı ama torpilli olmayan devlete küstü…

Bunların en büyük yanlışları nerede biliyor musunuz?

Milletin vekili olmalarını unutmalarında…

Meclis kapısından içeri girdikten sonra başlıyor onlar için büyülü dünya!

Soyutlanıyorlar kendilerini o koltuklara getirenlerden…

Milletin yanında olmaları gerekirken, uçuyorlar havaya!

Tepeden bakıyorlar…

Geçmişte verilen sözleri unutuyorlar!

Ta ki yeni bir seçim sürecine kadar…

Sonra utanmadan sıkılmadan yine başlıyor sırt sıvazlamalar!

Bir şekilde kandırıyorlar işte…

Toplumsal değil de bireyse menfaatlerde olanları her zaman ki gibi!

O zaman da ülkede ne kötü gidiyorsa, seçene de müstahak oluyor doğal olarak…

Bir kısmını elbette kenara koyuyoruz…

Ama öyleleri de var ki;

Bu iş onlar için meslek haline gelmiş artık!

Aslında hiçbir meslekleri yok, kendilerini hiçbir iş sektöründe kabul ettirmemişler…

Ama siyaset bizde ki gibi meslek olunca, o meslek bir şekilde sürecek!

Emekli oluncaya kadar…

En üst kademeden hem de!

Vekili oldukları millete kaşıkla…

Onlara kepçe ile!

Onun için utanmadan sıkılmadan vatandaş enflasyon altında ezilirken onlar maaşlarının yetmediğini rahatlıkla söyleyebiliyorlar…

Yaşam tarzları farklı ya!

Seçildikten daha fazla halka yanaşacaklarına, halk için ter dökeceklerine uzaklaşırlar aslında…

Uçuyorlar havalarda!

Aslında ilk hedef vekillik ama…

O da yetmiyor işte birçoğuna!

Sanki konuların uzmanıymış gibi bu kez bakanlık kavgası başlıyor aralarında…

Hatta birbirlerine bile ters düşüyorlar bu konuda!

Alakasız mesleklerler ve yine alakasız bakanlılar…

Yok, bu işin altında başka bir iş var!

Bunlar bakan olunca boylarının da uzayacağını sanıyorlar gibi geliyor bana…

Ya da toplumun onlara bakış açılarında büyük bir değişim olacağını mı düşünüyorlar acaba?

Düşünün bir kere;

Sabahın bir saatinde evin önünde son model kırmızı plaka bir makam aracı…

Şoförünüz sizi görünce inip arka kapıyı açıp sizi içeri buyur ediyor…

Arka koltukta gazeteleriniz hazır, suyunuz hazır, sümüğünüzü silmek için kağıt mendil bile var…

Araba hareket ediyor ve hiç çaktırmadan etraftaki evleri izliyorsunuz, makam aracının içinde sizi gören var mı diye…

Ne büyük onur değil mi?

Akşam kahvede okey oynadığınız mahalle arkadaşınız sizi makam aracı içinde ne düşünüyor acaba?

Bakan olmak bizde böyle bir şey olsa gerek;

Ülkenin şartları belli, bakanlığa ayrılan bütçe belli, sorunları çözebilmenin bu şartlarda imkan ve ihtimali yok ama siz bakan olmak istiyorsunuz!

Argoda buna caka satmak diyorlar…

Yaşanan sorunların üstesinden gelemeyeceğinizi bile bile illa ki bakan olacaksınız…

Eşe, dosta, partiliye devletin kıt kaynaklarını akıtarak bir dahaki seçimlerde de seçilebilmek için herkesten bir adım önde olacaksınız…

Makamınıza gelen çalışanlar ve konuklar sizin önünüzde düğme ilikleyecekler, ‘sayın bakanım’ diye hitap edecekler…

Ailece bolca yurt dışı ziyaret gerçekleştirip görmediğiniz, gitmediğiniz ülkeleri göreceksiniz…

Yürüyüşünüz, konuşmanız, kahkahanız hatta yemek yiyişiniz bile değişecek…

Ve değişmeyen tek şey de yaşanan sorunlar ve sıkıntılar olacak!

Bunu başka bir izah tarzı var mı ki…

MESAJ KUTUSU

Sayın Kutlu EVREN, Türkiye’de 316 yıl hapis cezasına çarptırılan Temel Bulut’un buradaki mağdurları kendisinin KKTC vatandaşlığının en kısa zamanda alınması için inisiyatif üstlenmenizi isteyen yoğun mesajlar gönderiyor. Belki gasp edilen paraları geri gelmeyen ama bir nebze olsun yaralarına merhem olacak…

Sayın Meryem ÖZKURT, UBP’li bazı vekil ve eski bakanlar kendilerinin BRT ekranlarına niçin çıkarılmadıkları konusunda sorular yöneltmeye başladılar. Hatta bazıları bu durumun devam etmesi halinde meclis nisabını sağlamama yönünde ciddi kararlar üreteceklerini söylemeye başladılar…

Sayın Olgun AMCAOĞLU, Ankara ziyaretinde Fuat Oktay’dan tam destek alarak döndüğünüz için en azından sizin bakanlık bir süre daha garanti altında demektir. Bu sıralar özellikle de bakanlık özlemiyle yanıp tutuşan bazı vekillere dikkat, ortalığı karıştırmak için ellerinden geleni yapıyorlar…

Sayın Mustafa YEŞİL, Alayköy sanayi bölgesinde ki işletmeler telefon hatlarının ne zaman çekilip hizmete gireceğini soran mesajlar gönderiyorlar. Bölgede sorunlar görünenden çok daha büyük onun için bu dairede sorumluluğunuz bir hayli fazla!

Sayın Ali GÜÇVEREN, UBP’li bir milletvekili adayı için propaganda çalışmalarında tür organizeyi üzerine aldığınız hatta seçim ofislerini bile şimdiden belirlediğiniz konuşuluyor. Bu sağlam destekten dolayı şansı bir hayli fazla yorumları yapılmaya başlandı.

Sayın Sunat ATUN sizin bakanlık döneminizdeki akaryakıt alımları için de yıllar sonra dosya hazırlandığı ve önümüzdeki günlerde kamuoyuyla paylaşılacağını konusunda yorumlar yapılmaya başlandı. Şimdiden her türlü suçlamaya hazırlıklı olmak gerek değil mi?

Sayın Nazım CED, Eski Eserler ve Müzeler Dairesi Müdürlüğünüzün daha ilk günlerinde St. Hilarion yangını ile karşılaşıp büyük bir talihsizlik yaşadınız. Bu konuda bir açıklama yapacak mısınız? Yoksa bir süre alışma dönemi geçinceye kadar sessiz mi kalacaksınız?

Sayın Cafer GÜRCAFER, emiklilik günleri için Büyükkonuk’ta büyük bir arazi yapıp bağcılık üzerine çiftlik kuracağınız ve artık tamamen doğayla baş başa kalacağınızı öğrendik. Herkesin özlemi olan ama çoğunun başaramadığı bir konuyu bakalım siz nereye kadar götüreceksiniz!

Sayın Dursun OĞUZ, hafta sonu bazı sendika başkanları ile yoğun toplantılar yapıp ek mesailer konusunda orta yol arayışları üzerine çalışmışsınız. Uzlaşma sağlandı mı yoksa ek mesaileri şimdi almakta kararlılar mı?

Sayın Bülent FEVZİOĞLU, Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat komitesi üyeliğiniz hayırlı ve uğurlu olsun. En azından birileri yıllardan sonra ortaya çıktı ve sizin gibi bir değeri de düşündü ya bu bile yeter de artar değil mi?