Son günlerde dehşet veren rakamlar açıklanıyor…

Kıbrıs Türkünün baş belası olan kanser vakaları!

Sadece son bir yılda 751 kanser vakası yaşanmış…

Tabi ki bu sayı devletin sağlık birimlerine yansıyan kısmı!

Bu konuda kayda girmeyenleri azımsamamak gerek…

Sorun aslında rakamlarda da değil!

Neden-niçin ilişkisinde…

Rakamlar kabul ediliyor, insanları dehşete düşüren rakamlar manşet oluyor ama bunları önemseyen yok!

Sadece ‘çalışmalar devam ediyor’ hepsi bu kadar…

Tamamen siyasi söylemler, göz boyama ve günü kurtarma açıklamaları!

Son günlerin gündem maddesi…

Yediğimiz sebze ve meyvelerdeki limit üstü kalıntılar!

Allahları var bunları gayet şeffaf bir şekilde açıklıyorlar, hatta deşifre de ediyorlar ama…

Oraya kadar işte…

Gün geçmiyor ki yapılan açıklamalarda ‘bütün gıdalar’ temiz çıktı diye açıklama bir açıkla yapılsın!

Çünkü işin gerçeği ortada, devlet laboratuarının durumu, gözden kaçabilecek olan denetimsiz gıdalar, insanlardaki kanser riskini bir o kadar daha artırıyor…

Denetimler yapılıyor demek sadece siyaset yapmak demektir!

Eğer bir üretici ürüne gereğinden fazla ilaç atıyorsa bunun üretimini tamamen durdurmaktır mesele…

Ama işte siyaset burada da her şeyin önüne geçen unsur olarak karşımıza çıkıyor!

Teknecik ve Kalecik’teki bacalar hala zehir kusuyor çevresine…

İkisi de kanser nedeni ama!

Birkaç asgari ücret ceza belli ki insanların sağlığından çok daha önemli kimse o bacalara filtre taktıramıyor işte…

Biri devletin biri özelin!

Ama filtre pahalı ve daha masraflı ya…

Kanser kimin umurunda, ya da insanları dehşete düşüren rakamlar?

Kes asgari ücret cezayı, ne şiş yansın ne kebap…

Sonra da hangi yüzle kanserden ölen vatandaşların cenazelerine katılıp başsağlığı diliyorlar, hangi yüzle, o da tam bir trajikomik vaka!

Maksat siyaset olsun işte…

AIDS vakaları ona keza…

Devlet bu hastalığa yakalananların sayısını bile tam olarak bilmiyor!

Sayı yoksa kişi de yoktur anlamındadır…

Tamam bu insanlar toplumdan dışlansın demiyoruz ama, belirlensin, tedavi altında olsun, başkalarına bulaştırmasınlar diye de bir çalışma şimdiye kadar ne duyduk ne okuduk!

Ortada insanları korkutan, dehşete düşüren rakamlar var sadece…

Oysa öyle illet bir hastalık ki, eğer denetim atında tutulmazsa kat kat artacak ve sonra alınacak her önlem hiçbir işe yaramayacak!

İyi de kimin umurunda…

Bizde varsa da yoksa da siyaset!

Bol nutuk ve vaatten öte bir şey yok…

Uyuşturucu vakaları başka bir alem…

Polisin özverili çalışmaları neticesinde her gün gazetelerde boy boy resimler ama ya kullanıcılar!

Bilmem farkındalık etkinlikleriymiş…

Bir avuç gönüllü gençlerin dikkatlerini başka yerlere çekmek için kendilerince bir takım faaliyetler yapıyor ama o da nafile!

Gençlerin eğitimi, tedavileri ve bakımlarından tek bir haber okudunuz mu hiç?

Yok çünkü bizim ülkede siyaset her şeyin önünde…

Siyasetçi konuşuyor, ama icraat yapmıyor!

Koltuklar korunsun kimseye kaptırılmasın tek gailemiz bu kadar…

Ve bunlar böyle giderse iyi günlerimizdir!

Ta ki siyaset artık her şeyin önünde değil de ardında olduğu günlere kadar daha çok ürküten rakamlarla kah oturup kah kalkacağız…

Nutuk var proje yok!

Başta sosyal medyada…

Sonra çarşıda pazarda!

Hemen her delikten çıkıyorlar…

Söyledikleri şu:

Daha güzel yarınlar için…

Gençlerimiz ve çocuklarımız adına!

Yani bol keseden nutuk sallıyorlar…

Proje üretip, söyleyen  o kadar az ki!

İşte seçmen burada seçici olmalı…

Bolca nutuk atan mı!

Yoksa çalışıp proje üretenler mi?

Çok ama çok seçici olmalıyız!

Sadece merak işte?

Kıbrıs sorunu kimin umurunda?

Gezici’nin anketi yine ortalığı toz duman etti…

Beğenenler sessiz!

Beğenmeyenler pür hiddet…

Ama herkes bir ayrıntıyı gözden kaçırıyor!

Anketteki en önemli nokta aslında seçim sonuçları filan değil…

Kıbrıs sorunu!

Ülkedeki en büyük sorunu çözümsüzlüktür…

İstediğiniz kadar seçim yapın Kıbrıs sorunu çözülmedikçe bu ülke insanı önünü asla göremeyecektir!

Murat Gezici deli mi?

Murat Gezici’nin anket sonuçları…

Kendini listede iyi bir yerde göremeyenler doğal olarak sonuçları bir algı operasyonu olarak görüyor ya da göstermeye çalışıyor!

Para karşılığı yaptığını söyleyenler var, sözüm ona baronlar kesenin ağzını açmış istedikleri sonuçları yayınlatmış…

İyi de bu adam deli mi?

Şunun şurasında 30 gün sonra sandıklar açılacak ve ak koyun kara koyun ortaya çıkacak…

Murat Gezici eğer bu işi para karşılığı yaptıysa zaten mesleki olarak intihar etmiş olacak!

Teknecik ya da Kalecik?

Dünyada kanser birincisiyiz ama…

Önlem yok nutuk çok fazla!

Her türlü riske rağmen Teknecik ve Kalecik santraları bölgelerine zehir saçmaya devam ediyor…

Sonuç sadece para cezaları!

Kanser artık birilerinin umurunda olmak zorunda…

7 Ocak sonrası inşallah artık!

45 yaşından sonra ne yapacaklar?

Popülizm gırla devam ediyor…

Dün bazı polis aileleri ve tabi ki bazı siyasiler Meclis önünde eylem yaptılar!

Çünkü seçim öncesi iyi bir zamanlamaydı…

Polis 45 yaşında emekli olsun otursun evinde bacak bacak üstünde otursun!

Bu yasayı desteklemek öncelikle adalet ilkesine aykırıdır…

Sonra 45 yaşında emekli olan polislerin evde oturacaklarını mı zannediyorsunuz?

Geçin bunları lütfen…

Onların refah düzeyleri artırılsın ama!

Erken yaşta emikli edilerek değil…

MESAJ KUTUSU

Sayın Hüseyin ÖZGÜRGÜN, Kıbrıs Türk basını sizin özel ilişkilerini Türkiye basınından alıp yayınladığına göre acaba dersiniz bu bilgileri TC basınına buradan kimler sızdırdı? Bu sorunun cevabını bulabilirseniz perde arkası dönen tezgahları çok daha iyi kavrayabilirsiniz!

Sayın Mustafa AKINCI, devlette geçici statüde çalışanlar için hazırlanan yasayı imzalamayıp Anayasa Mahkemesi’ne göndermekle en doğru kararı vermiş oldunuz. Geçiciler belki bu karara üzülecek ama eğer bu ülkede hak ve adalet üstünse bu yasa hem de seçim öncesinde kesinlikle geçmemelidir!

Sayın Ferdi Sabit SOYER, Mağusa’da işaret edeceğiniz parti adayların seçim kazanmasına mutlak gözüyle bakılıyormuş. Bu arada geçmiş seçimlerin de bu kez önemli olacağı ve bir tür hesaplaşmadan bahsediyorlar. Hadi bakalım kan gövdeyi götürmeden akil adamlığınızı bir kez daha gösterin deriz…

 Sayın Ali KARAVEZİRLER, parti içinde Lefkoşa’da yeni adaylar arasında en fazla size şans verildiğini biliyor muydunuz? Özellikle karma oylardan gelecek destekle diğerlerinden bir adım önde olduğunuz konuşuluyor…

Sayın Erek ÇAĞATAY, çok iyi ve kaliteli bir isim olmanıza rağmen sizin sıkıntınız pek fazla tanınmamış olmanız! Eski başbakanın oğlu olmanıza sakın güvenmeyin aksine şu tanıtım işlerini daha fazla yoğunlaştırın deriz…

Sayın Bülent DİZDARLI, namınız ve şanınız artık Gezici anketine de yansıdığına göre bundan sonra ki ilk seçimde vatandaş sizi de artık seçmen değil seçilen listesinde görmek istiyor demektir. Bu sonuca hanımefendi sitem etmez değil mi?

Sayın Erkut YILMABAŞAR, bütün adaylar ada genelinde yeme içme partileri düzenlerken sizin da aksine seçmenden tost yemeniz yeni bir seçim taktiği olarak yorumlara neden oluyor. Bakalım bu seçim sonuçlarına nasıl yansıyacak?

Sayın Asil NADİR, artık siz de Gezici’nin anket sonuçlarında siyasi dinamikler içinde gösterildiğinize göre ilk Cumhurbaşkanlığı seçimlerine hazırlanmakta yarar görüyoruz. Zaten bu yıllardır içinizde bir uhde olarak duruyor değil mi?

Sayın Ünal ÜSTEL, sadece Girne’de değil ada çapında kurduğunuz ekiplerle hayli sıkı çalıştığınız görülüyormuş. Bu arada eski bir bakan olmanız da en büyük avantajınız olarak görülüyor çünkü hemen adanın her yerinde eski bir dosta rastlıyorsunuz değil mi?

Sayın Afet ÖZCAFER, partiniz Lefkoşa ve Mağusa’da hiç de fena değil ama diğer bölgelerde sanki de biraz zayıf kalıyor gibisiniz. Bu iki ilçe dışındaki bölgelerde partililerinizin moral ve motivasyona çok ihtiyaçları var!

Sayın Asım İDRİS, eğitim defterini kapattıktan sonra artık kendinizi tamamen aktif siyasete adadığınız gözlemleniyormuş. Bu arada Lefkoşa’da partinizin en güçlü adayları arasındasınız meclis kapısı aralandı gibi diyorlar! Hadi bakalım hayırlısı…

Sayın İzzet İZCAN, TKP-YG ile işbirliğiniz ilk günlerde yadırgansa da geçen zaman içinde güzel bir kaynaşmanın başladığı ve partiye ivme kazandırdığınız konuşuluyor. Bu arada Ankara ile sürtüşme içine girmeyin sizden başka bir şey istemiyorlar!

Sayın Hasan TOPAL, HP’nin en iyi adaylarından birisi olarak Meserya’yı hallaç pamuğu gibi attığınız ve özellikle akşam operasyonlarıyla dikkat çektiğiniz söyleniyor. Sevilen v sayılan bir hekim olarak ipi göğüslemeye artık sadece 29 gün kaldı değil mi?

Sayın Murat GEZİCİ, yaptığınız genel seçim ile ilgili anket sonuçlarının dış güçler tarafından beğenilmediğini açıklamanız konuyu daha da gizemli hale getirdi. Şu dış güçler açıklamasına bir açıklık getirmeye ne dersiniz?

Sayın Eda ÇELİK, aday sıralamasında gayet iyi bir sonuçla yukarılardan listeye girdiniz ama sanki de sizin de biraz tanıtıma ihtiyacınız var gibi geldi bize! Yakaladığınız bu büyük şansı sonuna kadar kullanın deriz…

Sayın Barış BAŞEL, Mağusa çarşı esnafı ziyaretlere ne zaman başlayacağını belirten mesajlar gönderiyorlar. Zira oralarda en fazla merak edilen adaylar arasında yer alıyorsunuz. Hadi artık gösterin kendinizi bakalım…