Hepsini denedik.

İkili ,üçlü hatta dörtlü

Bizim başka bir sisteme ihtiyacımız olduğu apaçık ortada. Ama yinede değiştirmemekte direniyoruz.

Albert Einstain’a atfedilen bir söz var

‘’Ayni şeyleri yaparak farklı sonuçlara ulaşamazsınız.Bunun adı olsa olsa deliliktir’’ diye.

Belki bilimsel anlamda söylüyor Einstein bu sözü ama gerçek yaşama da uygulanabilecek bir anektod. Fikirleriniz kanaatleriniz hep aynı ise,

bulunduğunuz yerden milim kıpırdama, asla sapma yoksa hep aynı yaşamı sürmek zorundasınız demektir.

Bir memurluk işi ayarlayalım karşılığında oy alayım.Geri dönüşümsüz kredi vereyim seçimlerde destek bekleyim.Kapımın önüne asfaltçık

dökülsün gerisi beni ilgilendirmez diyerek bu sonuca geldik.

Sizin için her gün güneş doğudan doğar batıdan batar o zaman. Hep aynı öğünü yer, aynı muhitte yaşarsınız.Ve üzgünüm ama her döviz

yükseldiğinde maaş artık yetmiyor diye inim inimde ağlarsınız.

Değişim ne zaman gerekli sorusuna verilecek en güzel cevap gerekli hale gelmdendir. Kendini geliştirmenin anahtar cümlesi bu bence.

Artık davranışların, düşüncelerin olaylara verdiğin tepki ve sonucunda ortaya çıkan durumdan hoşnut değilsen neyi doğru yapmıyorum

diyerek öz eleştiri yapmak ve tepkilerini değiştirmeyi denemek gerekiyor.

44 yılda 43 hükümet.

Bu ne istikrar getirir nede toplumsal huzur var olur.

O zaman ne yapmak lazım.

Önce tüm partiler sistem değişikliğinde hemfikir olmalı.Bunun için gerekli çalışmalar süratle yapılmalı ve kamuoyu ile istişare edilerek bize

en uygun sistem ortaya konulmalı.Anayasa değişikliği referandumuda gerçekleştirilmeli.

Eğer başta meclisteki partiler bu konuda toplumsal mutabakat sağlayamazsa yapılması gerekende ortada.

Bölük börçük böylesi bir yapının memlekee ne zararlar verdiğini son 3-4 senedir yaşıyoruz.

Değişim kaçınılmazdır,gelişim ise bir seçenek.Dış dünyanın uyaranlarına rağmen içimize bakmayı,kendimizi tanımayı ve geliştirmeyi

seçersek muhakkak karşılığını alırız zira ne ekersek onu biçeriz.

Sırasında 1 milletvekilinin halkın en önemli temsil organı meclisi dolayısı ilede halkı rezil etmesine fırsat vermeden belkide tek başına bir

partiyi göreve getirmek gerekiyor.

Son 45 senede tüm partiler denendi.

‘’Bizi denemediniz deneyin’’ diyenlerde denedi.

Hepsini gördük.

İlahiyat koleji olmaz diyenlerin Eğitim bakanlığı koltuğuna oturunca sus pus olduğunu hatta ilahiyat mezunlarına diploma verdiklerinide

gördük.

Kurumlarımız korunmalı diyenlerin iktidarında kurumların batırıldığına şahit olduk.

Haktan hukuktan bahsedenlerin suçladıkları ile benzeştiğine tanık olduk.

Her gelen önce senpatizanlarını işe aldı.Senpatizanlarına kredi kullandırdı.Hibe verdi .Arsa verdi.Kamu maliyesi borçlandık sonra daha da

dibe battı.

45 yılda 40 Çevre bakanı. Dile kolay.Ama bir çöp sorumuzu dahi halledemedik.Hala daha yollarımız çöp içinde.Hala belediyeler vahşi çöp

depolama alanalarına vidanjör sularını döküyor.

45 yılda 40 Bayındırlık ve Ulaştırma bakanı o makam koltuğunu işgal etti ama doğru dürüst otoban yapmayı beceremedik.İnsanlarımız gün

ve gün altyapısı eksik yollarda can verdi.Ne teknolojiyi yakalayabildik nede günlük hayatımıza sorunsuz katabildik.İnternet altyapımız,

telefonlar evlere şenlik.

45 yılda 40 Ekonomi Bakanı geldi ama hala daha bir bir yağmurda elektrikler gidiyor.Asgari ücretli maaşının dörtte birini elektrik faturasına

veriyor.

45 yılda 40 Hükümet değişti hala daha bir bir kamu yasası ,sağlık yasası, seçim ve halk oylaması yasasını insana yakışır hale getiremedik.

En önemliside son 45 yıldır 40 maliye bakanı 004 plakalı araçlarda gezdi durdu ama bütçenin %85 lik bir kısmı hala maaş ödemelerine

gidiyor.Birtürlü bu %85’i %75 ‘e indirmedik .Hani Türkiyenin hibeleri olmasa beceriksiz kamu yöneticileri sayesinde aç kalacak

konumdayız.

Yani değişen hiçbirşey yok.

Hiçbirşey olmadıysa ve sistem değişikliğinide beceremiyorsak o zaman geriye tek bir seçenek kalıyor tek başına bir partiyi iktidara getirmek.

En azından 1 milletvekilinin oyuncağı olmaz bu toplum.Koalisyon ortakları ortamı germez,En azından yasalar geçer en azından iyi kötü işler

yürür. Vatandaşın kanaatide bugünlerde bu yönde .

Tabii tek başına iktidar konusundada iddialı partilerin bir şeyide gözden kaçırmamaları gerekiyor. İktidarda tek bir parti olmalı ama halkın önünede seçmesi için güçlü adaylar konmalı.

Bu noktada dikkat çekmek istediğim konu, ‘’Seçim’’ . Neyi seçersek onu yaşarız.

Denenmişler ve eski siyaset anlayışında olanlar değil.

Sakın aklınızdan çıkarmayın ve aşağıda söyleyeceklerimide çerçeveleyip evinizin,odanızın , ofisinizin bir kenarına asın.

‘’Sıradan hırsız paranızı cüzdanınızı arabanızı çalar.Politik hırsız hayallerinizi ,bilginizi, eğitiminizi ,sağlığınızı ,gülümsemenizi umutlarınız çalar.

Ve ikisi arasındaki tek fark var .Sıradan hırsız sizi seçer Siyasi hırsızı siz seçersiniz.’’

Geleceğinizi çaldırmayın....