DSÖ’ye göre şiddet, fiziksel enerji ya da gücün kasıtlı olarak bireyin kendisine,

başkasına ya da bir grup veya topluluğa karşı sakatlama, öldürme, fiziksel açıdan zarar

verme, gelişim bozukluğu ya da mahrumiyete yol açacak şekilde korkutma amaçlı ya da

gerçekten kullanılmasıdır. Ayrıca örgüt tarafından şiddet, bireyin kendisine uyguladığı,

kişiler arasında meydana gelen ve kolektif olmak üzere üç kategoride değerlendirilmiştir.
 * * *

Aynı raporda şiddet, fiziksel şiddet, cinsel şiddet, psikolojik şiddet ile yoksunluk

ve ihmal kategorileri altında ele alınmasa da en yaygın şiddet tasnifinde fiziksel, psikolojik,

cinsel ve ekonomik şiddet yer almaktadır. Uygulama alanı bulabilmesi için daima araçlara

ihtiyaç duyan şiddetin, sosyal, ekonomik, kültürel, cinsel ve psikolojik faktörlere, bireyin

yakın çevresi ile ilişkilerine dayalı olarak ortaya çıktığı görülmektedir. Şiddet denildiğinde

ilk akla gelen fiziksel ve cinsel şiddet olsa da diğer şiddet biçimlerinin özellikle psikolojik şiddetin de son derece yaygın biçimde olduğu ve bireylerin ruh sağlığını sanıldığından daha fazla etkilediği bilinmektedir.

* * *

Yukarıda şiddetin en kabul görülen tanımının ve raporlanmış biçiminin küçük bir kesitini sizlerle paylaştım. Ülkemizin gelmiş olduğu, bu buğranlı günlerini adeta dünden yazan yönetimler, nerdeyse yaşamsal faktörlerin tamamında ki eksikliği, halkları bu konuda da yalnız bırakmış, ve şiddet uygulayan bireylerin, yasal olarak aldığı yaptırımlar, onları bu şiddet eğiliminden uzaklaştıracak ya da iyileştirecek hiç bir bilinç ve katkı sağlanmazken, yine şiddet gören birey ayni oran da yalnızlaşır.

* * *

Eğtim eşitliğinin bile sağlanamadığı bu düzende, bunların doğru planlanmış bir eğitim planı ile, aileleri, bireyleri ve de cocukları en güvenli alana taşırken, şiddet eğilimli bireylerin doğru biçim de hayata kazandırılacağı yapırımların sağlanması, ve en önemlisi şiddet gören bireyin, önce devlet tarafından en iyi şekilde güvenliğinin sağlanması çok zor olmasa gerek.

* * *

Yaşamsal olarak en büyük cehalet, bildiklerinizin ölçüsü değildir. Doğruyu bilip, doğruyu tanıyıp yanlışa yönelmektir.

Behiç Anibal…