İşi gücü bıraktılar, Cumhurbaşkanı olmak veya partilerinin adayını başkan yapmak için koşturacaklar.

Şimdi hayat duracak: Yolmuş, suymuş, elektrikmiş, kamu hizmetiymiş, sağlıkmış, eğitimmiş…

Hak getire…

Bununla da kalsa yine ilgilenmeyeceğiz. Normal kabul edip geçeceğiz işte…

Bırakın eğlensinler, egolarını tatmin etsinler diyeceğiz amma…

Parti içi kavgalar da 4 koldan devam ediyor..Soldaki adayları destekleyenler bölündü. Herkesin başka adayı var. Hatta CTP’de iki farklı adayı desteklemeye hazırlanan kesimler olduğu söyleniyor.

Öte yandan sağda aday bolluğu var. Bunların en ilgi çekici olanı UBP’deki Genel Başkanlık yarışına bağlanacak ki bu içten içe süren başkanlık yarışını hep yazıp çizdik.

Birileri Tatar ivedi saraya geçsin de UBP’nin başına geçelim sorgulamasına bakıyor… Bekliyor!

Haklılar…

Haklılar çünkü KKTC siyasal geleneğinde birincil amaç çoğunlukla topluma ve devlete hizmet ya da halk yararına çalışmak olmadı ki hiçbir zaman. Kendi hesaplarına, kendi iktidar ve çıkar süreçlerini uzatabilecek şekilde belli çevrelere çalıştılar. Zaten öyle gelmedik mi bugünlere. Arazilerden ganimetlere kadar her şey aynı mantıkla parsellenmedi mi?

Bu memlekete balı tutan parmağını yalamadı mı?

Bugün memlekette refah içinde yaşayanların bir çoğu bu mantıkla nemalanarak yaşamadı mı hayatını?

Biz zaten buna kızgın değil miyiz?

Tatar KKTC’nin güçlendirilerek geleceğe taşınmasından bahsediyor bahsetmesine de 1983’ten bu yana kendi partisinin hem sarayda hem de iktidarda olduğu yılların sayısına bakılırsa pek bir şey olmadığını anlamak çok kolay değil mi? Yoksa şimdi Tatar kişisel girişimleriyle sözlerini yapmaya muktedir olduğunu kulağımıza çalmaya mı çalışıyor?

O da pek mümkün değil….

Diğer yanan Erhürman halk ne istiyorsa onu istediklerini söylüyor. Kıbrıs sorununda, yani Cumhurbaşkanlığı yarışında halkın istediğinden yana tavır segileyeceklerini söylüyor. İyi de halkın ne istediğini araştırdı mı partisi? Bununla ilgili kamuoyu yoklamalarına hakikaten objektif açıdan baktı mı?

Bilemiyoruz…

Hem halkın istediğini yapacaklarını söylerken 1990’lardan bu yana çok defalar iktidarda kalmış olan bu siyasal partinin bunca zamandır fark etmediği lakin şimdi fark ederek harekete geçmeyi planladığını anlayacaksak bu söylemden, tamam, gözlemleyelim diyeceğim.

Bunu da çok inanarak söyleyemem doğrusun isterseniz.

YDP genel başkanı 2. Turdan medet umarken, Özersay da İngiltere’de Kıbrıs sorununa dair göndermeler yapıyor üstü kapalı. Brexit ile İngiltere ile yapılacak ticaretten ve kurulacak ilişkilerden bahsediyor.

***

Beyler gene kuyruğa girmişler sarayda tahta yerleşmek için!

İktidar hırsı gene gözlerini kör etmiş ne yazık.

Biz halk olarak sadece kelle başı oy sayılıyoruz!

Şimdilerde en şirin tavırlarını ve en süslü laflarını dizecekler art arda.

***

Karnımız tok beyler!

Karnımız çok tok bu laflara!

Eliniz kolunuz bağlı oturmaya çıkacaksanız sarayda o çok hayalini kurduğunuz tahta.

Kazanan ve kaybedenler ne yazık ki futbol maçı müsabakasında maçı kaybeden veya kazanan takımların psikolojisini yaşayacaklar hepsi bu!

Ne de güzel kör olduk…

Ne de güzel umursamaz olduk…

Ne de güzel biz olmaktan vaz geçtik…

Şova devam beyler! Sahneler sizindir!

Hep de sizin kalacak merak etmeyin(!)

Dr. Çiğdem DÜRÜST