Başlıkta özellikle DP-UG demeyip DP olarak kullandım.
Çünkü henüz bütünleşmenin gerçekleştiğine inanmıyorum.
Serdar Denktaş, üstüne basa basa ‘biz artık bütünüz’ dese de, öyle demesine hak veririm ama inandığını sanmam…
Tam 4 yıldır karşılıklı atışacaksın, çeşitli suçlamalarda bulunacaksın, yerin dibine batıracaksın, sonra bir gecede bütünleşeceksin!
Olmaz öyle şey!
Hatta imkansız ve ihtimal dışı…

Serdar Denktaş’ı önümüzdeki dönem zor günler bekliyor.
Artık eski Serdar Denktaş değil, daha fazla olgun ve oturaklı ama kendisini kabul ettirmesi için epey zamana ihtiyacı var.
Öncelikle Ankara’ya!
Her ne kadar gelmiş geçmiş bütün Ankara hükümetlerine kızıp gönül koysak da, Ankarasız bir Kıbrıs Türkünün ayakta kalamayacağı gün gibi aşikar…
Hele de bu dönem DP’nin iktidarda olması onay görmediyse Denktaş’ın haddinden fazla efor sarf etmesi, gerekirse de acil olarak bir Ankara ziyareti ayarlaması gerek…

Serdar Denktaş’ı önümüzdeki günlerde içerde bekleyen sorun ise müdür ve müsteşarların atanması olacak…
Sonuçta Serdar Denktaş, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun büyük desteği ile 12 vekil çıkardı…
Haliyle Derviş beyin bir takım ricaları olacaktır…
Serdar Denktaş ile bunları kıramayıp, elinden geldiğince bir çoğuna dokunamayacak, böylelikle Derviş beyi kırmak istemeyecektir.
Zira tersini yaparsa, Derviş beyin neleri yapabileceğini en iyi bilenlerden birisidir.

Bir de seçimlerde çok konuşulan sağda birlik meselesi var!
Şu anda düşman gibi görülseler de uzun vadede UBP ve DP birleştirilmek istenmekte, hatta yerel seçimlerde CTP’nin güçlü olduğu ilçelerde ortak aday gösterilmesi düşünülmekteydi.
Ancak CTP-DP koalisyonu ile bu şimdilik mümkün görülmüyor.
Ama ileride sağda birliğin olabilmesi için bakanlıklardaki müdür ve müsteşarlara dokunmak biraz zor gibi görülüyor.
Daha şimdiden bir çok bürokrat ‘seçimlerde çok çalıştık’ palavrasıyla Serdar beyin ya da Derviş beyin kapısını aşındırmaya başladı bile…

Peki DP tabanında durum nedir?
Hiç de iç açıcı değil!
Zira, yıllarca DP’de görev yapmış, muhalefetteyken bile partilerini bırakmamış çok sayıda partili daha şimdiden aralarında kulislere başlayıp, üst düzey görevlere gelemeyeceklerini konuşmakta ve çoğu da Serdar beye bu konuda tepki göstermektedir.
Hele de yıllarca muhalefette kalıp da iktidara gelince kendilerini dışlanmış gibi görüp sitem etmektedirler…
Sonuçta, Serdar Denktaş için önümüzdeki günler hiç de kolay olmayacaktır.
Hem Ankara, hem Saray ile ilişkiler hem de parti içi dengeleri koruyup sağlamakla Serdar beyi sıkı bir sınav bekliyor…
Allah yardımcısı olsun.


GÜNÜN FOTOGRAFI


MESAJ KUTUSU 


Sayın Resmiye CANALTAY, Cumartesi günkü UBP kurultayında bazı partililerin size hakaret etmesi sonucu epey moralinizin bozulduğu gözlemlenmiş. Yıllarca emek verdiğiniz partide bu günleri yaşayacağınızı daha önce söyleselerdi inanır mıydınız?

Sayın Ahmet ÇALUDA, bugün Ahmet Kaşif’i bakanlığında ziyaret etmeniz epey manidar bulundu. Bir takım ricalar için gittiğiniz ve çıkarken de epey mutlu ayrıldığınız iddia ediliyor. Merak ettik doğrusu…

Sayın Talip ATALAY, tam 2 aydır işe gitmiyorsunuz ve bu konu dairede sorun olmaya başladı. Yönetim kurulu üyeleri ateş püskürüyor haberiniz olsun. En azından hangi sebeple işe gitmediğinizi bile bilmiyorlarmış.

Sayın Önder SENNAROĞLU,
Tarım Bakanlığı için uykularınız kaçtı ama şimdi göreve gelir gelmez parasızlıktan bahsetmeye başladınız. O da artık sizin kabiliyetinize kalmış bir şey değil mi?

Sayın Suat YELDENER, ABD’den buralara kadar müsteşar olmak için gelmiştiniz bu hafta içinde kaderiniz belirlenecek diyorlar. Umarız sizin gibi bir değeri yeni bakan kolay harcayıp da yazık etmez…

Sayın Sibel SİBER, dün akşam tiyatro festivali açılışında o kadar çok alkış aldınız ki az kalsın ağlayacaktınız. Bu kadar kısa bir sürede gönüllere taht kurmak herkese nasip olmaz. Her şeye rağmen Meclis Başkanlığı da size çok yakışacak ve seviye yükselecek.

Sayın Ahmet GULLE, vatandaş sizden ilk olarak devlet hastanelerinin yeniden düzenlenmesini bekliyor. Hiç kusura bakmasınlar özellikle Lefkoşa’da bazı hizmetliler vatandaşa gavur eziyeti çektiriyor.

Sayın Mehmet ÇAĞLAR, kadınların yerel yönetimlerdeki önemi konusunda açıklamalarınız onları mest etti. Bu söylemleri bir de eyleme çevirebilirseniz ne ala! Kadın ruhundan iyi anlıyorsunuz doğrusu…

Sayın Özkan YORGANCIOĞLU
, Eylül ayı ile birlikte mazbata tutuklamaları yine başladı. Bu sorunu ilk günlerde gündeme koyarsanız binlerce aileyi de mutlu edeceksiniz.

Sayın Suat GÜNSEL, Tiyatro Festivali’nin yapıldığı salon ilk gece saunadan farklı değilmiş. Sanatseverler soğutma sistemini biraz olsun çalıştırmanızı isteyen mesajlar göndermiş, bizden iletmesi…

Sayın Özdil NAMİ,
daha ilk iki günde bakanlık çalışanlarına kendinizi sevdirmeyi başardınız. Özellikle centilmenliğiniz dikkatlerden kaçmadı. Ne de olsa babanıza çekmişsiniz değil mi?

Sayın Asım AKANSOY, vekilliğin ilk günlerinde yaptığınız çıkışlar ve cesur açıklamalarla hem partilileriniz hem de kamuoyunda beğeni topladınız ama Ankara’yı da hesaba katmakta yarar görüyoruz. Daha sağduyulu olmakta yarar var…

Sayın Mehmet HARMANCI,
kısa da olsa başarılı bir bakanlık dönemi ile TDP’de gözler şimdi size çevrildi. Özellikle parti gençliği tam kadro arkanızda.

Sayın Ahmet MURATOĞLU, Başbakanlık Özel Kalem Müdürlüğünüz hayırlı ve uğurlu olsun…Zaten Sibel hanımın yanında epey antrenman yapıp kendinizi ispat etmiştiniz. Yolunuz açık olsun…

Sayın Asaf ŞENOL, eski göreviniz olan Sağlık Bakanlığı müsteşarlığına dönüş için hazırlık yaptığınız söyleniyor. Ancak bir tane daha rakibiniz var ve çok önceden kulislere başladı bile…

Sayın Serhat KOTAK,
Serdar beyin yeni prenslerinden biri olarak sizin makam garanti de bazı partili arkadaşlarınız gönül koyuyor haberiniz olsun. Şu sıralar ne kadar mütevazi olursanız sizin siyasi geleceğiniz için o kadar hayırlı olacaktır.




Günün Fıkrası

Boğa


Temel gezmek için İspanya’ya gider etrafı turlar alış veriş yapar ve karnı acıkır restorana gider. siparişini verir o sırada karşı masada oturan adamın yemeğine gözü takılır, kocaman oldukça gösterişli bir yemektir.
Temel hemen garsonu çağırıp
- Bende o yemekten istiyorum
der.
Garson özür dileyerek
- O sadece ayda bir yapılan boğa güreşlerinde öldürülen boğanın hayalarıdır ve isterseniz gelecek ay için rezerve yapabilirsiniz.
der.
Temel yemeği ayırttırır ve bir ay sonra tekrar aynı restorana gider. Garsonu çağırıp durumu belirtir. Arkadan yarım saat geçer ve yemek gelir ama bu Temelin geçen ay gördüğü yemeğin sadece onda biri kadardır. Kızar ve garsonu çağırır
- Benim gördüğüm çok daha büyüktü neden bu böyle
der.
Garson cevap verir
- Eee efendim hep boğa ölecek değil ya!