SEN AĞLAMA HEP GÜL DİYE …

Gri günlere uyanıyoruz bu günler’de,kışı sadece mevsimlerle değil ruhumuzla hisseder olduk.

İnsan kendi özünden bu kadar uzaklaşabilir mi ? ...................’tan yani , sabah uyandım biraz erken vakitte , her gün olduğu gibi ;  ama üç beş farkla ...

Önce evimin balkonunda oturdum ,biraz soğuk ama şal’la bu sorunu çözdüm saat 05:55

Her sabah olduğu gibi bir neskafe  elimde uyanmaya çalışıyorum gün daha ışımadı bile, önce sokak köpekleri geçti sürü halinde ,ardından çimlerin üzerindeki çiğ taneleri parladı ve gün ağarıyor saat 06:35

Ne kadar güzel bir ‘an’’ diye düşünürken karşı bloklardan birinde bir çocuk ,çok üşümüş belli sabahın o saatinde tatil gününde ne işi vardı sokakta anlam veremedim …

Seslendim, duymamazlıktan geldi,içim rahat etmedi pijamalarımla çıktım yanına gittim ama gerçekten soğuk ,üstelik çimler ne kadar parlak olursa olsun hava Gri ….

Elinde boş bir poşet var ,sanırım 7-8 yaşlarında belli ki üşümüş burnu kıpkırmızı elleri soğuk.Günaydın dedim.

Baktı boncuk boncuk  gözleriyle hiç konuşmadı ,koşarak merdivenlerden çıkarken ikinci kattan kapı açıldı ve bir kadın sesi ….. geldin mi annem ?

Çocuk:’’ aşağıda bir abla var … ‘’

Kadın :’’ hımm kim o bakim ,kimsin sen ? ‘’

Ve ben :’’ Günaydın ben çocuğu görünce anahtarını mı unuttu acaba diye bi bakmıştım ‘’,dedim

Sonra kendime güldüm ne saçma bir mazaret geldi aklıma diye,neyse ki kadına mantıklı gelmişti .’’hıı tamam gel bir çay iç yeni demledim ‘’ dedi ,saate baktım 06:45

İşe gitmek için daha vakit var ,rahatsız etmeyim desem de ısrarcı tavrı işime gelmedi diyemem doğrusu !!! Çıktım eve girdiğimde çok temiz düzenli bir evdi  ha bu arada sıcak ,,, katalitik bir soba açık ,yere özenle serilmiş bir sofra…

Kadın : ‘’Gel ha böyle otur çayı getirim o elindeki bardağı da bırak soğumuştur o’’ dedi.

Bu arada hala tanışmadık ne ben onun adını ne de o benim adımı bilmiyor , boncuk gözlü çocuksa sobanın önüne çökmüş ısınmak için küçük parmaklarına üfleyip üfleyip sobaya tutuyor.

Bana baktı gülümsedi , ben de ona ,ardından annesi geldi elinde çaydanlık ,yer sofrasına koydu çayları doldurdu ve sonunda beklediğim soruyu sordu ‘’ee kimsin bakim sen ‘’

Çiğdem, karşı blokta kalıyorum dedim,’’hıı ben hiç seni görmedim buralarda  ‘’dedi.

‘’Sorun yok ben zaten pek dışarı çıkmam’’ diyerek cevap verdim …

Çocuk :‘’yok anne ben tanıyorum bu ablayı arabasıyla her gün geçer ,hem arkadaki köpeklere yemek götürür bize de yemiş verir ‘’ diye lafın içine girdi.

Birden samimi bir sohbetin ortasında buldum kendimi saat  07:05

Sohbet ilerledikçe sordum okula gidiyor musun? Diye , ‘’evet ama  bu aralar gitmiyorum ‘’ dedi boncuk gözlü ; Şaşırdım ‘’aa ama neden gitmelisin ,dersler mi zor geldi yoksa ‘’dedim

‘’Yok dedi parlak gözleriyle ve gülümseyerek odasına gidip bir iki tane defter ,kitap getirdi.

‘’baaak ders yapmadık ödev de yok’’ diyerek sayfaları öyle gelişi güzel savurdu .

Defterin kabında duran çıkartmalı etiketlere baktım Eğitim yılı başladığından bu yana Grev’de olan Devlet okullarından biri …

Annesi o sırada araya giriyor ‘’zaten öğretmenler de okula gitmiyor,çocuklar ne edecek , ben de alacam okuldan bir ustanın yanına vereyim, meslek öğrensin bari ‘’ dedi

Dondum içerisi sıcaktı ama içim o kadar titredi ki bir an sanki teras’ta oturuyorum gibi oldu ,öyle üşüdüm ,öyle titredim ki sanırım hiçbir soğuğun tarifi anlatamaz bunu.

Boncuk gözler gülümseyerek ben zaten para kazanacağım ekmek alacağım dedi .Daha 7-8 yaşında ve eğitimin ne kadar önemli olduğunu anlamamış ,kimse de anlatmamış ona 7-8 yaşında bir boncuk gözlü alacağı Temel eğitimin hayatının ilerleyen yıllarında ne adar önemli olabileceğini fakında değil,ama anne de farkında değil…

Temel eğitimin önemini ailelere,veli toplantılarıyla anlatması gereken ,küçük yürekleri arkadaşlarıyla buluşturup sosyalleşmelerini sağlaması gereken,Temel eğitimle hem okuma yazma hem de onları topluma yararlı birer birey olarak yetiştirmek açısından en önemli görevi üstlenen öğretmenler ise grevde ….

Çocukların evde KTÖS ‘e üye öğretmenlerin de bazı okullarda Grev ‘de olduğu günlere uyandık ,uyandık uyanmasına da gelecek nesilleri uyutarak uyandığımızı fark edemedik ….

Kim çözecekse çözsün ,nasıl çözülecekse çözülsün artık boncuk gözlülerin hayallerini ve umutlarını da Grev’e sokmayalım yeter ….

Çocukların yüzlerinde gülücüklerin,hayallerinde geleceğin doktorları,polisleri,avukatları,öğretmenleri ,iş adamları olduğu ve kimsenin eşit eğitim hakkının Hak uğruna gasp edilmediği bir güne uyanmak umuduyla ….

Ve saat 08:30 ,İşteyim….