Refikoğlu, yazılı açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “2018’in sonunda Mağusa-İskele-Yeniboğaziçi imar planı çalışmalarının daha sağlıklı bir şekilde yürütülmesi için bölgeyi kapsayan bir emirname hazırlanmıştı. Bu süreçte müteahhit, emlak ve buna benzer çıkar çevreleri büyük baskı uygulayıp emirnamenin çıkmasını uzatmışlardı. Bu oyalama sürecinde de 500’e yakın irili ufaklı ‘naylon’ olarak isimlendireceğimiz dosya acele bir şekilde eski mevzuata göre hak kazandırılmıştır. Hatta hükümet yasadışı bir şekilde emirnamedeki müktesep hak maddesini genişletmiş ve ‘belediyelerden inşaat ruhsatı almış dosya hak kazanır’ yerine ‘vizeye başvuran dosya hak kazanır’ olarak değiştirmiştir. Bu yapılan 55/89 imar yasasına aykırıdır. Bu müktesep hak maddesi yazılırken naylon dosyaları biraz olsun engellemek için ‘vizeye girmiş dosyaların 3 ayı aşmayacak bir zaman dilimi içinde planlama onayına başvurması’ koşulu koyulmuştu.” 3 ayın dolduğunu ve hükümetin yeniden yasadışı bir işlem yaptığını savunan Refikoğlu şöyle devam etti: “Bu sürenin değiştirilmesi emirname değişikliği gerektirmektedir ve İyi İdare Yasasına göre Emirname değişikliği yapılabilmesi için halka danışma toplantısı yapılması gerekmektedir. Ancak keyfi bir şekilde bu 3 üç aylık süreç uzatılmış ve bölge ile ilgili dosyalar dağ gibi büyüyerek, hem emirnamenin yaygın parçacıl gelişmenin önüne geçmesi amacını aşmış hem de imar planının kararlarının sağlıklı oluşturulmasına engel olmuştur. Kısaca yürürlüğe giren emirnamenin hiçbir anlamı kalmamaya başlamış ve bazı çıkar çevreleri haksız kazanç sağlamıştır.” Refikoğlu, “Yıllardır ülkemizde planlama açısından yapılan büyük yanlışlar vardır. Yapılan bu son hareket de hem Mağusa-İskele-Yeniboğaziçi İmar Planı’na zarar verecektir, hem de ülkenin çarpık yapılaşmasına bir çarpıklık daha ekleyecektir” ifadelerine yer verdi.