Hadi meclise kapağı atmak için kendilerinin bile inanmadığı sözler veren adayları bir yana koyalım…

Ama bir de her seçimde kucakta fotoğraf çektirip bunu yayınlayanlar var ya!

Görünce beynimize kan sıçrıyor sanki…

Yahu kardeşim ne istiyorsun bir damla çocuklardan!

Hadi atıp tutmalarınızı anlarız da…

İşte bunu anlamak mümkün değil!

Siyasette çocuk istismarı tabi ki yeni değil…

Yıllardan beridir yapılıyor!

Sırf görüntü almak için kucaklıyorlar…

Sonra medyaya servis ediyorlar!

Hatta daha ileri gidip çocukların eline parti bayrakları veren de var…

Bundan sözde siyasi rant elde ediyorlar!

Hadi kaşarlanmış olanları geçin…

Ya yeni yüzler ve vekil olmak isteyenler?

Onlar bari yapmasınlar bunu…

Çocuk kucaklamakla çocuklara tek bir hayrınız bile olmaz!

Aksine onları deşifre etmekle suç bile işliyorsunuz, haberiniz bile yok…

Sahi çocukları siyasete malzeme yapanlar Çocuk Hakları Sözleşmesi diye bir şey olduğunu biliyorlar mı?

Alıp okudular mı hakları hukukları nedir diye!

Dün dünyanın kabul ettiği sözleşmedeki 45 maddeyi bir okusunlar…

Sonra çocukları kucaklasınlar!

Ama tüm ülke çocuklarını…

İşte onlara özel birkaç madde;

“Çocuklarla ilgili bütün yasa ve uygulamaları oluşturanlar, önce çocukların yararını düşünmek zorundadır. Devlet, çocukların koruma ve bakımını üstlenenlerin sorumluluklarını yerine getirmeleri için önlemleri alır ve onların sorumluluklarını yerine getirip getirmediklerine bakar.

Yaşamak, her çocuğun temel hakkıdır ve herkesin ilk görevi çocukların yaşamını korumaktır.

Hiç kimse çocukların onurunu kıramaz, onları küçük düşüremez, özel hayatına karışamaz. Çocukların bu hakkı yasalarla korunur.

Hiç kimse, çocuklara karşı olan sorumluluklarını onlara zarar verecek şekilde kullanamaz. Devlet çocukların hiçbir zarara uğramaması için her türlü önlemi almakla yükümlüdür.

Engelli çocukların özel olarak korunma ve saygı görme hakkı vardır. Devlet engelli çocukların bakımını, eğitimini sağlayacak kurumları oluşturma sorumluluğuna sahiptir. Engelli çocukların ailelerine her türlü yardım yapılır.

Her çocuğun sağlık hizmetinden yararlanma hakkı vardır. Hastalıklardan korunması devletin ve toplumun güvencesi altında olup çocukların beslenmesine, aşılanmasına, çevrenin temizliğine ve diğer sağlık koşullarına dikkat edilir. Hastalanan çocuklar tedavi edilir.

Çocuk haklarına uygun olarak kreşler, çocuk yuvaları, yurtlar, okullar, çocuk hastaneleri oluşturulur, bunlar düzenli olarak kontrol edilir.

Her çocuğun gelişme hakkı ve sağlığı güvence altında olmalıdır. Bu konuda çocukların daha iyi bir yaşam sürdürmeleri için gerektiğinde yardım edilir.

Her çocuk eğitimini tam yapabilmek için desteklenir ve korunur. İlköğretim parasız ve hiçbir ayrım gözetmeksizin tüm çocuklar için hak ve zorunludur.

Hiçbir kişi kendi çıkarları için çocukları kullanamaz. Devlet böyle bir duruma karşı her çocuğu korur…

Siyasi partiler ile adaylarına sesleniyoruz;

Hangi biriniz elinize sadece seçim öncesi göstermelik aldığınız çocuklar için seçim manifestonuza bunları koydunuz?

Hoş manifestoya koysanız ne olacak ama…

Bu ülkede yaşayan çocuklar ki 18 yaş altındakiler çocuk sınıfına girmektedir, müthiş ve acımasız bir eşitsizlik içinde bulunmaktadırlar!

Kimi aileleri bakımından şanslı sayılırken yine bazıları da yine ailelerinin şartları bakımından hayata birkaç adım geride başlamaktadırlar…

Onun içindir diyoruz ki onları siyasette kullanmayın!

Onlarla ayın karelerde yer almayın…

Ama bu ülkede yaşayan her bir çocuğun eşit haklara ve imkanlara sahip olması için neler yapacağınızı anlatın!

Yeter ki bizi inandırın…

Piskot mu bunlar!

Bu ülkede stokçuluğun dik alası yapılıyor…

Daha geçenlerde okkalı bir zam yemesine rağmen piyasada yine tüp gaz bulunmuyor!

Zamlanacak diye tüccar depolarda saklıyor…

İlgili bakan da Güney’e göre ucuz olduğu için oraya götürüldüğünü söylüyor!

Bizde şaşıp kalıyoruz tabi ki…

Diyelim ki doğru!

Peki kapılarda güvenlik ne durumda…

Millet piskot gibi cebine koyup götüremeyeceğine göre!

Kapılardaki arkadaşlar uyuyor mu?

Bu ülkede işsizlik yok mu?

Güney Kıbrıs’ın 8 bin Kıbrıslı Türkü istihdam edeceği haberini olumlu bir gelişme olarak yorumlamıştık…

Öyle değil mi ya!

Pandemide yaşanan ekonomik sıkıntılar nedeniyle binlerce kişinin işsiz kaldığı yazıldı çizildi…

Doğrusu biz bu gelişmeden sonra insanların Güney’e akın edeceğini tahmin ediyorduk!

Çünkü önemli bir fırsattı bu…

Ama geldiğimiz noktada 600 kişinin müracaat ettiğini ve bunlardan sadece 130 kişinin işe başlayacağını duyunca şaşırmadık değil!

Demek ki özellikle de gençler hallerinden memnun…

Çok da rahatlarını bozmak istemiyorlar!

En azından bu da olumlu bir gelişmedir…

Sahi 30 binden fazla işsiz şu anda ne yapıyor acaba?

Değişim derken…

Hadi biz kesinlikle değişimden yanayız da bazı adaylara ne oluyor böyle?

Seçimlere az bir süre kala değişim diye tutturdular…

Yahu bunu söylerken ne demek istiyorsunuz onu da belirtin bari!

Birçoğunuz denenmiş partilerin adaylarısınız…

Diyelim ki seçildiniz de!

İyi de neyi değiştireceksiniz?

Ülkeyi mi yoksa kaşarlanmış politikacıları mı?

Biraz ayrıntı lütfen…

Parti disiplini hak getire…

Bir kere tarihin en düşük katılımlı seçimi olacağından artık eminiz…

Boykotçuların bunda payı var mı elbette var!

Ama asıl boykotçular siyasi değil de siyasetten el aman çekmiş olanlar…

Onlar siyasete değil ceplerine bakıyor!

Oy kullansam ne değişecek ki diyor…

Bir de karma konusu var ya her bölgede hayli yoğunlaşıyorlar!

Parti disiplini, mührü filan kimsenin umurunda bile değil…

En fanatik partili bile başka partilerle listeler oluşturuyor!

Öyle isimler var ki neredeyse dudağımız uçuklayacak…

MESAJ KUTUSU

Sayın Kutlu EVREN, Merkezi Cezaevi’nde yemeklerde büyük sorunlar yaşanmaya başladığını hatta ilgili şirketin mahkemelik olduğunu biliyor muydunuz? Seçim telaşının içinde birini burada görevlendirseniz de yüzlerce insan daha fazla mağdur olmasa iyi olur değil mi?

Sayın Mustafa AKINCI, genel seçimlerle ilgili açıklama yapmama gibi bir lüksünüz olamaz zira Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde size gönül ve destek verenler bu kez kendilerine borçlu olduğunuzu düşündüklerini belirten mesajlar gönderiyorlar…

Sayın Türel ÖKSÜZOĞLU, genel seçim çalışmalarında en aktif kadın aday olarak gösteriliyorsunuz. Hızla üst sıralara doğru yükseliyorsunuz artık çalışma saatlerini yedi-yirmi dört olarak belirlemeniz hayli iyi olacak sanki…

Sayın Okan ŞAFAKLI, muhalefet adayları ağız birliği yapmış gibi hep birden Euro’ya geçileceğini iddia ediyorlar da umarız sizin dünkü yazıyı okuduktan sonra daha ayağı yere basan açıklamalar yaparlar. Hoş buna kendileri de inanmıyor ya…

Sayın Hakan TANITTIRAN, televizyon programında tahrik edici sözlerinizle diğer adayları kızdırmayı başardınız. Bu arada izleyenler konulara hakim olduğunuz yönünde yorumlar yapmaya başladı. Hadi bakalım yolunuz açık olsun!

Sayın Ünal ÜSTEL, diğer partilerden de ülke genelinde yoğun karma oy desteğiniz var. Siz yine de Lefkoşa’daki dostları ziyaret etmeyi ihmal etmeyin zira onlar blok olarak çalışmaya başladılar, kendinizi göstermekte fayda var…

Sayın Şirin ZAİMAĞAOĞLU, genel seçim kulislerinde G.Mağusa’da hızlı bir yükselişte olduğunuz konuşulmaya başlandı. Bölgede genç adaylar arasında tatlı bir rekabet yaşanıyor, bakalım başkan dışında ipi kim göğüsleyecek?

Sayın Zeki ÇELER, bu kez de genel seçimlerde bölgenizde rakipsiz olduğunuz hatta geçen seçimlere göre oylarınızı artıracağınız gözlemleniyormuş. Medyatik tavırlarınız bunda büyük rol oynuyor, bir de renkli çorapları giyerseniz çok daha mükemmel sonuçlar olabilir…

Sayın Fikri TOROS, seçimlere az bir süre kala partiniz içinde türlü listeler yapılmaya başlandığını biliyor muydunuz? Makasçılara dikkat etmeniz bir sürece girdiniz, önleminizi almanız öneriliyor…

Sayın Kutlay ERK, seçimlerden hemen önce Kızılyürek ile sosyalistlik tartışması ne hoş ne de doğru karşılanıyor. Bu hesaplaşmaları seçim sonrasına bırakılması salık veriliyor haberiniz olsun istedik!

Sayın Özdemir TOKEL, genel seçim reklam ve tanıtım çalışmalarında ilk kez UBP değil de başka bir partinin içinde olmanız tartışma konusu oldu diye duyduk. Küçük bir açıklama yanlış yorumların önünü keser düşüncesindeyiz…