Cumhurbaşkanlığı seçimlerine bir haftadan az kaldı.

Pandemi önlemleri altında yapılacak bir seçim.

Özellikle belli bir yaşın üzerindeki seçmen, sağlık endişesi ile en azından ilk turda oy vermeye gitmeyi düşünmüyor.

Bir de tepki nedenli sandığa gitmeyecekleri eklediğimizde, bu seneki Cumhurbaşkanlığı seçimleri, belki de KKTC tarihinin en düşük katılımlı seçimi olacak.

Bu durumda da tek bir oy bile çok değerli hale geliyor.

Bu yüzden, adaylar herkesi oy vermeye davet ediyor.

Bu yüzden adayların seçim çalışmaları gençler üzerine yoğunlaşıyor.

Birkaç oyun bile çok şeyi değiştirebileceğini biliyorlar çünkü!

Ancak, diğer taraftan, Yüksek Seçim Kurulu’nun aldığı karar da var.

Evinde veya devletin gösterdiği bir merkezde karantinada olan kişiler ile izolasyon uygulanan kişiler oy kullanamayacak.

Neden?

Başka hiçbir soru sormaya gerek yok.

Neden?

Gerekçe olarak, toplum sağlığının riske atılmamasının gösterildiğini varsayalım.

O zaman başka bir konuyu da gündeme getirmek gerekiyor.

Sayın Tıp-İş Başkanı ve bazı meslektaşlarım, asemptomatik vakaların sayılarının bilinmediğini açıklamıştı.

Hadi görevliler aralarında asemptomatik pozitifler varsa ve seçimden sonra yerel vakalarda artışlar yaşanırsa?

O zaman neden seçimde görev alacak, yüzlerce kişi ile temas edecek görevlilere, seçimden önce PCR testi yapılmıyor?

Yüksek Seçim Kurulu ya da Sağlık Bakanlığı, herhangi bir seçim görevlisinin asemptomatik olma riskini neden görmüyor?

Asıl konumuza dönecek olursak, bir vatandaş olarak;

Evinde veya devletin gösterdiği bir merkezde karantinada olan kişiler ile izolasyon uygulanan kişilerin, gerekli tedbirler alınarak oylarını vermeleri sağlanabilecek iken, neden oy verme haklarından mahrum bırakılacaklarının izahını talep ediyorum.

O zaman neden bu karantinada ya da izolasyonda olan kişiler, seçimden önce bir merkezde toplanıp, oraya bir seçim sandığı konularak, alınacak basit hijyen ve bulaş önlemleri ile oy vermeleri sağlanmıyor?

Neden bu Anayasal Hak, gerekçe göstermeden seçmenin elinden alınıyor?

Hukuki bir durumda yasaları bilmemek mazeret sayılmasa da yasalardan herkesin anlamasını ve onları doğru yorumlamasını da bekleyemeyiz.

Yasaları yorumlamak, yorumlarken de geçerli gerekçeler üretmek profesyonellerin işidir.

O profesyonellerden biri Sayın Yüksek Seçim Kurulu Başkanı’dır.

O profesyonellerden bir diğeri de Sayın Ombudsman’dır.

Tek bir oyun bile değerli olacağı bu Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin, tıbben ve hukuken gönül rahatlığı içerisinde icra edilebilmesi adına bazı kararların yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Yapacakları açıklamalar ile bizlere aydınlatmalarını beklemek en doğal hakkımız olduğuna inanıyorum.

İletişim: 0542-8529899