Birinci Balkan Savaşı’nın da aynı zamanda başlaması üzerine sahip olduğu askeri gücü birçok savaş arasında paylaştırması sonucu başarısızlığa uğrayan Osmanlı İtalya’ya karşı yenilmiş ve bu yenilgi sonucu Trablusgarp, Fizan ve Sirenayka bölgelerini kaybetmişti.

Trablusgarp Savaşı sırasında Mustafa Kemal Atatürk binbaşı rütbesi ile Tobruk Muharebesini yöneterek askeri alandaki başarısını gösterir.Savaşı kazanır.

Balkan Savaşları sırasında dört ülkeye karşı birden savaşan Osmanlı Devleti, Balkan Savaşları’nı kaybeder.

Bu sırada Trablusgarp’ta ordu komutasında görev yapan Mustafa Kemal Atatürk ise bu savaşın sonra ermesi ile İstanbul’a döner ve İkinci Balkan Savaşı’nın patlak vermesi ile Gelibolu’da yeniden görevlendirilir.

Birinci Dünya Savaşı esnasında Osmanlı Devleti’nin savaştığı en güçlü cephelerden bir tanesi Çanakkale Cephesi olur.

Birinci Dünya Savaşı’nın en kanlı cephelerinden birisi olan Çanakkale Cephesi’nde Rusya’ya yardım etmek isteyen İngiltere ve Fransa ile savaşılır.

Fransa ve İngiltere’nin Rusya’ya yardım etmek istemesinin altında yatan neden ise Rusya’nın zayıflayan ekonomisini güçlendirerek Rusya’nın Osmanlı Devleti’ni savaş dışı bırakmasını sağlayabilmekti. Bu amaçlar ile Fransa ve İngiltere Çanakkale Cephesi’ne bir saldırı düzenler.

Ancak karşılarında Mustafa kemal Atatürk vardır. Binlerce ölü ve yaralı vererek başarısız olurlar.

Atatürk 11 Mart 1916 tarihinde Kolordu Komutanı olarak Diyarbakır, Muş ve Bitlis cephesinde Ruslara ve Ruslar ile birleşen Ermenilere karşıda savaşır.

8 Ağustos 1916 tarihinde Bitlis’de ve 14 Mayıs 1917 tarihinde Muş cephesinde düşmana karşı zafer elde edilir ve bu bölgeler düşman işgalinden kurtulur.

Sonra Emperyalist güçler tarafından Türkiyenin İşgali başlar

12 Kasım 1918 Bir Fransız tugayının İstanbul'a girişi.

13 Kasım 1918 İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan gemilerinden oluşan İtilaf filosunun İstanbul'a gelmesi ve karaya kuvvet çıkarması.

20 Kasım 1918 Çanakkale Boğazı'nın Rumeli yakasındaki İngiliz işgalinin Fransızlara devredilmesi

6 Aralık 1918 İngilizlerin Kilis'i işgali

7 Aralık 1918 Antakya'nın Fransızlar tarafından işgali

11 Aralık 1918 Yerli Ermeni'lerden kurulu bir Fransız taburunun Dörtyol'a girişi ve işgali.

17 Aralık 1918 Mersin, Tarsus, Adana, Ceyhan, Misis ve Toprakkale'nin Fransızlar tarafından işgali.

27 Aralık 1918 Pozantı'nın Fransızlar tarafından işgali

1 Ocak 1919 İngilizlerin Antep'i işgali

14 Ocak 1919 Bir Yunan birliğinin Hadımköyü'nden Lüleburgaz'a kadar demiryolunu işgali.

15 Ocak 1919 İngilizlerin Haydarpaşa İstasyonu'nu, Fransızların Şark demiryollarını işgal etmeleri.

22 Şubat 1919 Maraş'ın İngilizler tarafından işgal edilmesi

24 Mart 1919 İngilizlerin Urfa'yı işgali

17 Mayıs 1919 Albay Refet Bey'in (BELE) III. Kolordu komutanlığına atanması. İtalyanların Söke'yi işgali. Yunanlıların Urla ve Çemşe'yi işgali.

27 Mayıs 1919 Yunanlıların Aydın'ı işgali

Anadoluyu işgal etmek için işgal kuvvetleri dört bir yandan saldırır.

Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk'ün 26 Ağustos 1922 sabahı Kocatepe'den verdiği taarruz emri, genç Türkiye'nin özgürlük öncesi attığı son adımdı.

Saat 04.30'da Türk topçusunun ateşiyle başlayan Büyük Taarruz, Mehmetçiğin süngü savaşıyla devam eder.

Ve 30 Ağustos 1922'de savaş, Türk ordusunun kesin zaferiyle sonuçlanır.

Hayatının büyük bölümü savaş meydanlarında geçmiş ve savaşın ne kadar vahşet dolu ve acımasız olduğunu bizzat yaşamış bir asker, bir büyük komutan Atatürk;

Vatanın müdafaası zaruri olmadıkça savaş bir cinayettir demiş.

Türkiye uzun yıllar özelliklede Suriyenin kuzeyinden gelen terör saldırılarının hedefi olmaya devam etti.

Terör nedeniyle son 30 yılda Toplam 35 bin kişi hayatını kaybetti.

22 bin kişi yaralandı yada sakat kaldı .

400 bin kişi göç etti.

Türkiye Milli sınırlarının değiştirilmesi tehditi ile karşı karşıya.

Türkiye bu anlamda güney sınırında oluşturulmaya çalışılan terör koridorunu yok etmek için Suriyede Barış Pınarı adını verdiği harekatı 9 Ekim 2019 günü başlattı.

Harekata destek verenler kadar destek vermeyenlerde var.

Halbuki bu harekatın gerekliliği veya gereksizliği konusunda çatışmak yerine ortak akılda buluşmak çok zorda olmasa gerek.

Atatürkün yukardaki sözünü esas alarak bu harekat için sorulması gereken soru şu;

Türkiyenin Suriyedeki savaşı vatanın müdafaası için zaruri mi değil mi ?

Ve Türkiyenin 1974 de Kıbrısa gerçekleştirdiği Barış harekatı zarurimiydi değilmiydi?

Önemli olan bu sorulara verilecek cevaplardır.

Sayın Akıncıda harekatın başlamasından 4 gün sonra sosyal medya hesabından açıklama yapmadan önce keşke Atatürkün o ünlü sözünü hatırlayıp önce bu sorulara cevap arasaydı.

Kişisel düşünceleri ile değil Kıbrıs Türk halkının tüm kesimlerinden ama daha çok Anavatana gönülden bağlı olanlardan oy alarak seçilen bir Cumhurbaşkanı olarak açıklama yapması gerekirdi.

Hayal kırıklığı yaratan, üzüntü verici bir açıklama olmuş