Eğitim Bakanı Mustafa Arabacıoğlu’nun ‘‘sistem bozuk, yöneten değil yöneticiyiz’’ söyleminin ardından isttifa ederek görevini bırakması, ardından da Çevre Bakanı Hamit Bakırcı’nın ‘‘suyu yönetecek konumda değiliz’’ diyerek yönetim zaafiyeti olduğunu kabul etmesi ülke siyasetinin iflas noktası anlamını taşımaktadır. Esas işi ‘‘çevre sorunlarını çözmek’’ olan bir bakanlığın koltuğuna oturduğu günden bu yana hiçbir soruna çözüm üretmeyen sayın bakan Hamit Bakırcı, zaten bu ülkenin Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanı gibi değil de, Türkiye Cumhuriyeti’nin Kıbrıs’daki ‘‘sudan sorumlu devlet bakanı’’ gibi hareket etmekteydi. Bugün itibarıyla Çevre Bakanı sayın Bakırcı, hükümet programında yazan tek bir vaadi dahi hayata geçir(e)memiştir. Öyle ki, hükümet programı ilgili bakanların taahütleridir ve bu programdaki uygulamaları hayata geçirmek için göreve gelmektedirler. Bunlar yerine getirilmedikten sonra ilgili bakanların koltuklarda oturmasının hiçbir anlama ve önemi yoktur. Buna göre; Özel çevre koruma bölgelerinin yönetim planları yürürlüğe girecekti, çevre denetimleri artırılacakı ve kamuoyu ile paylaşılacaktı, çevre kirliliği ile envanter belirlenip veri bankası oluşturulacaktı, CMC atıkları ile ilgili gerekli projeler başlatılmış olacaktı, çevre yasasında değişiklik yapılarak iyileştirme sağlanacaktı, katı atık yönetim planı yeniden hayata geçirilecekti, Stratejik ÇED tüzüğü uygulamaya konacaktı, su yönetim poltikası oluşturulacaktı, su yasası ve kimayasallar yasası çıkarılacaktı, elektrik santrallerin bacalarına filte takılacaktı... Ama, olmadı! Bugün ülkemizdeki çevre sorunları en acil çözüm bekleyen sorunlar olarak karşımızda durmaktadır. Ne var ki, bu sorunları çözmek üzere göreve gelenlerin ‘‘isterim ki bütün kaynaklarımızı biz kullanalım, biz yönetelim ve biz yapalım ama böyle bir konumda değiliz’’ diyerek çevre yönetimini başaramadığını itiraf etmesi kabul edilemez. Buna ek olarak da, Çevre Bakanı’nın ‘‘Suyu kullandıktan sonra oluşacak olan atık su için kanalizasyon sisteminizin oluşturulması şarttır. Kanalizasyon sistemi ile belirli yere giden atık suyu arıtılmış su olarak tarımda kullanabilmeliyiz. Ayrıca yağmur sularını toplayabileceğimiz yağmur toplama kanalları olmalıdır. Bunları kim yapacak devlet ve Su Dairesi olarak mevcut durumda biz mi? Yapamayız.’’ demesi görmezden gelinecek birşey değildir. Çünkü, sayın bakan ve de hükümet bunları yapmak için göreve gelmiştir. Bu devletin bir bakanı olup bu işleri yapmak için devletten maaş alıp sonra da ‘‘yapamayız’’, Türkiye ve büyük şirketler gelsin yönetsin demek en hafif tabirle utanılması gereken bir söylemdir. Böyle bir ortamda, sayın Hamit Bakırcı ve diğer hükümet mensupları derhal istifa etmeli, Kıbrıs Türk halkının önünü daha fazla tıkamamalıdır.