Köşkü Tatar da istese, Erdoğan da hediye etse; böyle bir zamanda bu konu konuşulduğu için toplumla dalga geçildiği hissi yarattığı gerçeğini değiştirmez.

“Sıçanı deliği sığmaz, kuyruğuna kabak bağlar”der babam.

Küçükken, babam bu lafı ettiğinde kuyruğuna kabak bağlamış bir Jerry hayal ederdim: O küçücük delikten Tom’dan kaçarken girmeye çalışan bir Jerry.

Tom ve Jerry’yi bilmeyeniniz yoktur sanırım. O delikten neler neler geçirmiştir Jerry. Tom’dan daha büyük nesneler bile geçerdi de Tom geçemezdi o delikten…

Şimdilerde adada ve Kıbrıs’ın kuzeyinde yaşananlar bu çizgi filmi pek sık aklıma getirir oldu babamın lafıyla birlikte.

Ekmek yok yemeye de köşk peşindeyiz biz.

Hükümetimiz yok ama zamlar gırla…

Pandemi Hastanemiz bile adı var kendi yok şeklinde.

Pek çok inşaat var ama imar planlarımız yok olanlarda da hayır yok…

İşte biz…

Anlayacağınız gibi köşk konuşmak bir rastlantı değil ki…

Ne derseniz deyin o mersedes araca yakışır bir köşk de olmalı(!) Haklılar doğrusunu isterseniz.

Hem hükümet turları zaten devam edecek. Daha tüm koşullar oluşturulmuş ve tüm yollar denenerek tüketilmiş değil ki.

15 güncük de CTP denesin, olmazsa bu esnada UBP kurultayını bitirmiş olur. Bir de kim olacaksa o zaman Genel Başkana verilir görev. Belki değişir rüzgârın esişi bile havadan gelen virüsten hoş kokulara kadar her şeyleri etkiler…

Değil mi?

***

Hakikaten ne olacağımız belli olmayan biz Kıbrıslıtürklerin ve hatta KKTC halkının düzenli ve sistemli işleyen bir devlet istemesi büyük bir istek mi? 40 yıla yaklaşan bir devlete yakışır bir statü kazanmış; kurumlarının işlerliği ve yeteneği sorgulanmayan bir sisteme sahip olan…

Bunun için bir köşkten önce, çok yapılması ve düşünülmesi gerekenler var.

Büyük heyetler karşılayan, çok uluslu toplantılara ev sahipliği yapan bir devlet değiliz ki Cumhurbaşkanımızın buna ihtiyacı olsun!

Kaldı ki görkem ve ihtişam için bunu kaldırabilecek bir bütçe varsa onu daha acil ihtiyaçlara kullansanıza!

Yol, elektrik, su, kentlileşme, aydınlaşma, eğitim ve daha nice eksikler var!

Krallık mıyız biz ihtişamlı saraylarımız olsun? Sarayın köleleri mi var ihtişamın gölgesinde aydınlatılmayan sokaklarda yaşayan, yıkılmaya yüz tutan evlerde yaşayan?

Akıl almaz planlamalar halkla dalga geçer gibi geliyor. Haksız mıyım ki?

***

Uzun lafın kısası: Köşk bu toplumun da bu devletin de en son ihtiyacı olan şeydir!

İlkel bir zihniyetin ihtişam ve görkem niyetiyle öne sürdüğü bir istektir. Bu ihtişam ve görkem kişisel veya zümresel bir rahat, konfor içindir. Lakin 5 yıl sonra ne 0lacağı bilinmeyen bir plandan ötesi de değildir esasında ufukta görülen…

Hükümetin olmadığı bir devletin Cumhuriyet kutlamalarında köşk konuşulmasını aklım almadı diye garip hissetmeli miyim onda bile emin değilim artık…

Akıl tutulmaları da mı bulaşıcı oldu?

DR. Çiğdem DÜRÜST