Saray'ın 'basın' zaafı!

Pazartesi akşamı soluk kesecek gelişmeler yaşandı...
Sözcü Barış Burcu Cumhurbaşkanı Akıncı'nın İstanbul'a davet edilmediğini açıklamıştı ama ziyaret gerçekleşti...
Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan özel bir uçak gönderdi ve Akıncı'yı apar topar İstanbul'a getirtti!
Sevindik çünkü gururumuz okşanmıştı...
Akıncı İstanbul'a indi ama ne gariptir ki Saray'dan ses çıkmadı!
Çoğunluk Türkiye basınından öğrendi bu önemli gelişmeyi...
Saray'ın basın bürosundan tek bir açıklama bile gelmedi...
Haber özellikle sosyal medya aracılığı ile yayıldı internet gazeteleri haberi yayınladı, çeşitli olumlu ve olumsuz yorumlar yapıldı...
Saray'ın basıncıları hala uyuyordu!
...
Sonra yemek krizi yaşandı...
Cumhurbaşkanı Akıncı Tayyip beyin konuklar onuruna verdiği yemeğe davet alınca Anastasiadis küplere bindi ve bu yemeğe katılmayarak protesto etti!
Saray'ın basıncıları yine uyuyordu...
Kıbrıs Türkü bu önemli gelişmeyi yine Türkiye basınından aldı ve yayınladı!
Saray'dan tek kelimelik bir açıklama yapılmadı...
Sosyal medya çalkalanıyordu, bir takım bilgi kirliliği olabilirdi ama nafile!
Derin bir sessizliğe bürünmüştü Saray'daki meslektaşlar...
Elbette bu yönde talimat almadıkları ihtimalini de bir yana koyuyoruz!
...
Gecenin geç saatlerinde hiç beklenmedik başka bir gelişme yaşandı...
Cumhurbaşkanı Akıncı BM Genel Sekreteri Ban ki Moon ile görüşüyordu!
Bu haberi de medya Türkiye basınından ya da yerli internet gazetelerinden aldı ve paylaşmaya başladı!
Bu görüşme bittikten sonra Cumhurbaşkanlığı basın bürosundan medyaya iki resim düştü...
Başlık şuydu;
CB Akıncı -BM Genel Sekreteri Görüşme Haber ve Foto...
O da olsun dedik açtık gelen iletiyi sadece iki resim!
Haber filan yok...
İki tane bir yemekten çok kötü çekilmiş bir resim ve bir de Akıncı-Ban görüşmesinden bir kare..
Hepsi bu!
kendi adıma konuşacak olursam hayal kırıklığı yaşadım...
...
Çok da üzüldüm...
İstanbul'da nefes kesecek gelişmeler yaşanırken bizim Cumhurbaşkanlığı Basın Bürosu'ndan tek bir açıklama yapılmadı...
Hadi onlar yetkisizdi yapmadılar...
Müsteşar da sessizdi...
Sözcü de...
Özel kalem müdürü de!
Basın bürosunun başındaki çok yetkili arkadaş da!
İşin daha da enteresan yanı, bu önemli gelişmeyi izlemek için ne BRT ne de TAK'tan da kimse götürülmemişti...
Bu bir zaafiyettir!
Cumhurbaşkanlığı yetkilileri ve basın bürosu üstlerine düşeni yapmamış Kıbrıs Türk basınını Türkiye medyasının insafına terk etmiştir...
O yüce makama yakışmayan zaafiyetler bunlar! 
 
 
CTP’de kadın kotası sorun oldu!
 
CTP’de seçimlerde kadın kotasının yüzde 40’a çıkarılırken buna olay vermeyenlerin de baskı altına alınmak istendiği söyleniyor…
Bu konuda oylama yapılırken bazı milletvekillerin fotoğraf çekti ve kabul oyu vermeyenlerin fişlendiği iddiaları parti içinde büyük huzursuzluk yarattı.
Bazı parti yetkilileri oy verenlerin fişlenmeye çalışılmasının demokrasi ile bağdaşmadığını ifade ettiler..
 
 
Özel TV’ler desteklensin de…
 
Sorun özel TV’ler değil aslında…
Devlet medya kuruluşlarını desteklesin mi desteklemesin mi!
Burada özel kanallar iyi bir örgüt oluşturdular ve hükümete bir baskı unsuru oluşturdular…
Devletten destek alıp nasıl objektif bir gazetecilik yapılır bu tartışılır ama eğer devlet televizyon kanallarına destek verirse gazeteleri de göz önünde bulundurmak zorundadırlar!
Bu destek konusunda ayrı gayrı da ne demek yani!
 
 
 
Anastasiadis’in gözüyle de bakmak gerek!
 
Önceki akşam İstanbul’da baş döndürücü gelişmeler yaşandı…
Yemek ise tam bir krize dönüştü!
Akıncı’nın da yemekte olacağını duyan Anastasiadis yemeğe katılmaktan vazgeçti tepkisini de Kıbrıs’a erken dönerek gösterdi…
Son olarak da Akıncı ile Cuma günü yapacağı görüşmeyi iptal etti!
Bir Kıbrıs Türkü olarak bunu eleştirebiliriz çünkü duygusal davranırız…
Ama bir de öteki taraftan bakmakta yarar var, empati yani!
Yaşananlar Anastasiadis’e karşı değil de bize karşı yapılsaydı biz ne yapardık…
Bunu da kendimize sormak gerek!
Bu tür son dakika atılmaya çalışan goller Kıbrıs sorunu görüşmelerini fena darbeliyor…
Bakalım altından nasıl kalkacağız!
 
 
 
BRT’ye sürpriz müdür geliyor!
 
UBP-DP hükümetinin kurulmasından sonra atamalarda en merak edilen kurumların başında BRT geliyor…
Müdür adaylarını bilmeyen yok zaten!
Elbette onlar da kaderlerini doğal olarak merak ediyorlar ama buradan bir ipucu verelim herkese!
Adayların hiçbiri BRT Müdürü yapılmayacak…
Atama dışarıdan olacak!
Dışarıdan derken epey dışarıdan…
Yani yeni müdür halen yurt dışında bir basın yayın organında çalışıyor!
Biraz merak edin bakalım…
 
 
MESAJ KUTUSU
 
Sayın Mustafa AKINCI, İstanbul’daki yemekte yediğiniz içtiğiniz sizin olsun ama o fırtınalı gecede buradaki basıncılarınız tam manasıyla sınıfta kaldı! Burada artık yeni bir düzenleme yapmanız şart oldu! O kadar önemli gelişmeler yaşanırken Kıbrıs Türk medyası Türkiye medyasının eline kalmamalıydı!
Sayın Serdar DENKTAŞ, bazı bakan araçlarının düğün dernek önlerinde görülmesi vatandaşı çileden çıkarıyor. Tamam devletin işlerinde araçlarını kullansınlar ama düğünlerde bakan aracının işi ne!
Sayın Sunat ATUN, bakanlığa kendi aracınızla gidip gelmeniz örnek alınması gereken bir davranış ama özellikle odacılar araç yetersizliği nedeniyle kendi araçlarını kullanmak zorunda kalınca sıkıntılı durumlar yaşanıyormuş! Araç eksikliğini bir an önce giderirseniz hepsi de mutlu olacaklarını söylüyorlar…
Sayın Ali BİZDEN, Cumhurbaşkanlığı Basın Bürosu’nun başına geçtikten sonra ne yalan söyleyelim sizden çok şeyler beklerdik ama tam aksi oldu gibi görülüyor! Basından gelen birisi olarak medyayı da anlamanız gerekiyor değil mi!
Sayın Redif GÜVENSOY, G.Mağusa Meslek Lisesi’nde yaşanan bazı öğretmenlerin keyfi davranışları konusunda şikayetler almaya başladık. Yani üç öğretmenin yaş günü diye bazı şeylerin aksatılması çok yakışık almıyor!
Sayın Erhan ARIKLI, YDH’den elinizi ayağınızı çekince ortalık fena karıştı ve geri dönüşünüz için yoğun bir mesaj trafiği başladı…Bu iş daha başından böyle tartışmalara neden olursa ileride ne olur acaba!
Sayın Süleyman MANAVOĞLU, Koçak kardeşler basınla paylaştıkları yazıda buradaki alacaklı olanlardan ölüm tehdidi aldıklarını iddia ettiler! Konu teşkilata yansıdı mı yoksa bu arkadaşlar günü kurtarmaya mı çalışıyorlar!
Sayın Hasan SADIKOĞLU, bölgede size karşı muhalif hareketin düğmeye bastığını biliyor muydunuz? Öncelikle de size yakın duranlara dikkat! Bu sıralar sağlam basmakta yarar görüyoruz!
Sayın Feride YILDIRIMER, hükümet atamalarla meşgul olurken sizin de derin bir sessizliğe gömüldüğünüz gözleniyormuş. Bu bir fırtına öncesi sessizlik mi yoksa bir takım hesaplar mı yapıyorsunuz! Hayırlara vesile olsun artık…
Sayın Polat ALPER, gazetede robot editör uygulamasının başlayacak olması çalışanlar arasında merak konusu olmuş! Acaba diyorlar bundan sonra da robot muhabirler ve köşe yazarları gelir mi!
Sayın Osman AMCA, ülkede baş gösteren işçi sıkıntısı epey artıyor ama işçisine zamanında maaşını ödemeyenleri de artık bir mercek altına almak gerekiyor değil mi! Bu gidişle özellikle de inşaatlarda sadece Afrika’dan gelenleri bulacaksınız!
Sayın Taner ETKİN, UHH şu sıralar 15’nci kuruluş yılını kutluyor ama sanki de eskiye nazaran epey pasif bir süreçten geçiyor! Hele de Güney’de ELAM meclise girdikten sonra size daha fazla iş düşecek gibi görülüyor değil mi!
Sayın Ramazan GÜNDOĞDU, YDH partilileşme kararı aldıktan hemen sonra ortalığın toz duman olması ardından resminizin yayınlanmasına bu kadar tepki niye gösterdiniz ki! Bilirsiniz ada küçük olduğu için hiçbir şey gizli kalmaz burada!
Sayın Cafer GÜRCAFER, Müteahhitler Birliği’nin binasında iş güvenliği olmadan çalışan işçiler görülünce vatandaş haklı olarak tepkisini ortaya koydu! Taşeron da olsa en azından denetleme sizde değil mi!