Aslında ortalık güllük gülistanlıktı…

Eski hükümet döneminde sağlıkta bir nebze bazı önlemler alınmış, gözle görülür bir rahatlama ortaya çıkmıştı!

Ama ikinci iş sorunu hep bir yerlerde kaldı işte…

Hükümet artık 6 ayını doldurdu ve Bakan Besim de sağlıkta elinden geleni yapmaya çalıştı!

Bu süreçte rahattı, ta ki artık kamu hekimlerin kendi muayenelerinde ikinci iş yapmasının 1 Eylül tarihinde sonlanacağını söyleyene kadar…

İşte o andan itibaren taraflar silahlarını kuşanmaya başladılar!

Tamam devlet işi garanti bir işti ama özel kliniklerdeki işlerden de hekimler hatırı sayılır bir kazanç elde ediyorlardı…

İşte bakanın bu açıklamasından hemen sonra sağlıktaki örgütler seslerini çıkarmaya başladılar!

Ve haliyle bakanı eleştirmeye…

Oysa ikinci iş konusunda bakanın yapabileceği çok bir şey yok!

Ortada mahkeme kararı var çünkü…

İlgili yasaların uygulanması söz konusu!

Şimdi gündeme gelen soru şu;

Örgütler bakanı eleştirirken samimi mi yoksa değil mi?

Burada bir dayanıklı dövüş olabilir mi?

Bakın bu konuda Dr. İlker İpekdal nasıl bir yorum getiriyor;

“Kim ne derse desin, bu sefer sağlıkta ciddi bir süreç kapıda!

Kapalı kapılar arkasında, ciddi pazarlıklar yapılıyor ve bu pazarlıkların odağında, maalesef yine kamudan ‘’özele’’ kurulan köprünün yıkılmasının nasıl engellenebileceği tartışılıyor. Bu sefer, köprünün ‘’özel’’ ayağı ciddi sıkıntıda! İşte bu yüzdendir ki, dün Tıp-İş bir açıklama yaparak ilk grevin sinyalini verdi.

Tıp-İş’in açık desteği ile başkanını seçen Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği de, Sağlık Bakanı’nı eleştirir gibi yaptı.

Eleştirilerin amacı, Sağlık Bakanı üzerinde baskı oluşturuyor görünmek!

Tetiği çekilen tüm bu sürecin amacı, halkımızı yine, sağlıkta kaos çıkacak, doktorsuz kalacağım korkusuna sürüklemek!

Bu kargaşada, yine bir şeylerden nemalanmak!..”

Eğer Dr. İpekdal’ın iddiaları doğruysa işte o zaman yandığımız gündür…

Kamu hekimleri sağlıktaki sorunlara ciddiyetle bakmayıp sadece kendi rantlarını düşünmektedir!

Böylelikle ilgili bakanı da kullanmaktadırlar…

Ya da bakan da bile bile kendini kullandırmaktadır!

Bunun doğru olup olmadığını hep birlikte ileriki süreçte göreceğiz…

Tamam mesleki örgütler kendi üyelerinin hak ve hukuku için mücadele ederler ama bunu yaparken hastanın haklarını da masaya yatırmazlarsa, bu eninde sonunda sırıtır ve hekimlere duyulan güven de yerlerde sürünür!

Kıbrıs Türk Serbest Çalışan Hekimler Birliği Başkanı Dr. Remzi Gardiyanoğlu ve ekibi uzun süredir konunun hukuk tarafıyla ilgileniyor…

Bu süreçte kazanan taraf da onlar oldu!

Aslında onların kazanmasından daha ziyade yasalar da, yani devletin saygınlığı da kazanmış oldu, bunu da bir yerlere not etmek gerek…

Anlayacağınız ileriki günler sağlıkta çok şeylere gebedir!

Bu arada yaşanan ve yaşanacak olan sıkıntılar da sadece ilgili bakanlık ve örgütlerin de meselesi değildir…

Sağlık Bakanlığı bu hükümetin bir parçasıdır ve yapıp yapmayacakları da sadece bakanlığı değil hükümeti de bağlar!

Bu arada bir dip not;

Uzun bir süre önce devlet hastanelerinde mesai saatleri dışında hasta bakmaya başlayan kamu hekimleri hala ödenmemiş olup, bu da çok yakında patlamaya hazır bir bomba gibi önümüzde durmaktadır…

Zira acele alınan kararlar gün gelir ve bu karaları alanların elinde patlar!

“Yol güvenliği için…”

“Önlemek istiyorsan, başka yolu yok,
Cezayı yazacaksın.

İngiltere’de bugün geçen bir yasaya göre;
Araç kullanırken Cep telefonu kullanıyorsanız, anında ehliyet 3 ay alınıyor, hem de yakalayan polis tarafından. İlaveten, 800 sterlin de para cezası.

Üstelik, aracı kenara alıp durdursanız bile motor çalışıyorsa, ayni cezayı yiyorsunuz, motoru da söndüreceksiniz.

Hadi,

Yol güvenliği için,
Yapın burada da böyle bir yasa…”

(Ülker FAHRİ)

Sadece Merak İşte?

Boykot mu dediniz?

Domates 7 küsur lira olmuş boykot çağrıları yapılmaya başlandı…

Merakımız şudur;

Hadi bırakın sıradan vatandaşı bu çağrıları yapanlar acaba boykota başladılar mı?

Kesinlikle hayır!

Bu arada bizden de onlara bir çağrı;

Hadi bakalım elektrik için de boykot kararı alın, becerebilecek misiniz?

İşimiz gücümüz lafazanlık…

TC basını ne yapmak istiyor?

Bizim turizmciler haklı olarak isyan ediyor…

Türkiye basınında KKTC otelleri ile ilgili yalan dolan haberler yayınlanıyor diye!

Yani bunu Rum basını yapsa şaşmayız da Türkiye basınına ne oldu böyle?

Buradaki otellerde kırmızı et yemek isteyenlere farkı fiyat uygulandığı kim duymuş görmüş ki?

İyi de bu tür yayınlar karşısında bizim devlet erkanı ne yapıyor bu da çok ayrı bir tartışma konusu!

Sadece CTP mi?

Yunanistan’da yaşanan acıya ortak olmak için herkes bir şeyler söylüyor…

Söylem var ama eylem yok!

Bir tek CTP çıktı eşya ve maddi yardım için girişim başlattı…

Ne kadar ilgi görür bilemeyiz ama bunu düşünenlerin olduğunu görmek bile sevindiricidir!

Bu arada sosyal medyada atı tutanlar bu kampanyaya ne kadar katılıyorlar bilen var mı?

Hadi bakalım pamuk eller cebe…

Ya cam kırıkları?

Yunanistan’daki yangın faciasının bizi de uyandırması iyi oldu…

Orman Dairesi kendine düşenleri imkanları derecesinde aldı ve ateş yakılmaması konusunda uyarılarını yaptı!

Ama konu sadece ateş mi?

Pislikten, kirlilikten, kırık cam şişelerinden geçilmeyen piknik alanlarımız için ne yapıldı?

Bu sıcaklarda küçük bir cam parçasının bile nasıl facialara yol açtığını geçmişte yaşamıştık…

Buna kim, nasıl bir önlem alacak, bilen var mı?

MESAJ KUTUSU

Sayın Kudret ÖZERSAY, medya size ve bakanlarınıza karşı sertleşmeye başladı, bu konuda önlem almazsanız ileride daha büyük sorunlar yaşayabilirsiniz! Bu sıralar yelkenleri biraz suya indirip ilişkileri güçlendirmekte yarar görüyoruz…

Sayın Aral MORAL, sizin bakan medyanın artık iyice hedef tahtası haline geldi. Basının sevilen bir zatı olarak iletişim ve köprü vazifesi olma görevi de size düşüyor daha fazla gecikmeyin deriz!

Sayın Serdar DENKTAŞ, polisteki terfiler Maliye’ye ağır yük getireceği gerekçesiyle bunları onaylamayı geciktirdiğiniz iddiaları yapılmaya başlandı. Teşkilat bu konuda kaynamaya başladı, hadi bakalım çıkarın sihirli değneğinizi…

Sayın Benan GÜRSEL, madalyalar konusunda yaptığınız açıklama ile genelin duygularına da tercüman oldunuz! Vatandaş, şehit ve gaziler hiç bu kadar ayaklar altına alınmamıştı yorumları yapmaya başladı bilesiniz!

Sayın Hasan BAŞOĞLU, elektriğe yapılan okkalı zam nedeniyle Kıb-Tek’in batmaktan kurtulduğunu söylediniz, iyi güzel de bu kurtuluşu siz mi yoksa vatandaş mı sağlamış oldu acaba? Peki devlet ne zaman elini taşın altına koyacak acaba dersiniz?

Sayın Ayşegül BAYBARS, tama bugünlerde fena halde sıkıdasınız ama vatandaş da soruyor, gece kulüpleri çalıştayının sonuçları ne zaman açıklanacak bu konuda nasıl bir girişim başlatılacak diye, bizden iletmesi!

Sayın Remzi GARDİYANOĞLU, başlattığınız hukuk mücadelesi yeni yeni meyvelerini vermeye başladı ve kamu hekimleri artık birbirlerini suçlamaya başladı. Gelişmeleri zevkten dört köşe izliyorsunuzdur değil mi? Az değilsiniz yani…

Sayın Tahsin ERTUĞRULOĞLU, UBP kurultayındaki genel başkanlık yarışı için tarafınızı belirlediğiniz ve siyasi kulislere de ufaktan başladığınız gözleniyormuş. Hayırlara vesile olsun artık sanki de genel seçim havasında geçecek gibi görülüyor…

Sayın Ali Savaş ALTAN, teşkilatta hakkınızda açılan soruşturma tamamlanmış ve iş karara kalmış artık diye duyduk. Hakkınızda hayırlısı artık, bakalım sizi bundan böyle nasıl bir gelecek bekliyor hep birlikte göreceğiz…

Sayın Ali KARAVEZİRLER, uzun yıllardır felçli olan bir bölge insanına akülü araba hibe etmeniz hem ailede hem de bölgede memnuniyetle karşılandı. Sözde sosyal devletin yapamadığını siz yaptınız ya tebrik eder başarılarınızın devamını dileriz…

Sayın Ersin TATAR, hem vekillerden hem de örgüt başkanlarından ciddi bir desteği arkanıza aldığınız konuşuluyor. Bu arada bazı vekiller de bakanlık sırasına girdi diye duyduk doğru mu? Allah sabırlar versin artık!

Sayın Fuat NAMSOY, pek muhterem validenizin vefatını üzüntü ile öğrendik. Merhumeye Tanrı’dan rahmet size ve tüm aileye sabırlar dileriz. Allah geride kalanlara sağlıklı uzun ömürler nasip etsin inşallah…

Sayın Fikret ÇAVUŞOĞLU, CAS’a özel bir işletme talip iken onların teklifine olumsuz cevap vermek sanki de çok doğru olmadı gibi geldi bize! Bu konuda size de büyük sorumluluklar düşüyor mantık kurallarını ön planda tutun deriz! Amaz üzüm yemek ki yoksa bağcı dövmek mi?

Sayın Hüseyin Çavuş KELLE, çiftçi kesimi artık iyice huysuzlanmaya başladı, birlik olarak ne gibi girişimlerde bulunup hükümetin dikkatini çekeceksiniz diye sorular gelmeye başladı! Bilirsiniz ya bizim memlekette ağlamayana meme vermiyorlar değil mi?

Sayın Taner ETKİN, uzun bir süredir sesiniz soluğunuz çıkmadığı için vatandaş soruyor Ulusal Halk Hareketi kepenk mi kapattı diye? Yoksa artık vatan millet işlerini bir yana bırakıp inzivaya mı çekildiniz acaba?

Sayın Erhan ARIKLI, son günlerde parti genel merkezine yoğun bir ziyaretçi akını başladı diye duyduk! Hayırdır, ileriki günlerde yeni gelişmeler mi yaşanacak yoksa? Bu arada bundan en fazla pastaneci arkadaş mutlu zira cirosu hayli artmış diyorlar…