‘’Şok’’ başlığı ile kamuoyu ile paylaşıldı.

Eski Sağlık Bakanı Dr. Dt. Filiz Besim, Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastane’sindeki Diş Hekimliği Birimi’nin, doktor, hemşire ve diğer personeli ile birlikte, açılması planlanan özel bir üniversitenin Diş Hekimliği Fakültesi’nin içine taşınacağını duyduğunu belirtti.

Söylenilene göre, Bakanlar Kurulu’ndan beş yıllık bir protokol de geçirilmiş.

Şimdi eğri oturup doğru konuşalım.

Öncelikle, daha kapıdan çıkar çıkmaz, ağızdan çıkan bir lafın sağır sultan tarafından duyulduğu bir ada toplumunda, eski bir Sağlık Bakanı’nın, çalışma siyasi arkadaşlarından bundan haberdar olmaması imkansız. Geçelim bunu.

Konumuza dönelim.

Devletin, yani kamunun Diş Hekimliği Birimi’nin özel üniversiteye taşınması konusuna.

Elbette ki kabul edilemez.

Ama burası KKTC ise bal gibi olur, kabul de ettirilir!

Hatta buna karşı çıkanlara da şunlar hatırlatılır:

Hani, kamu çalışanlarının ikinci iş yasağı vardı ya. Serbest Çalışan Hekimler Birliği de buna istinaden, kamuda çalışan doktorların ikinci işleri konusunda hassasiyet gösterip, konuyu yargıya taşımış ve Mandamus davasınıkazanmıştı.

Yer yerinden oynamıştı, sağlıkta kaos çıkacak denilerek halkımıza ve Yüce Yargı’ya aeta göz dağı verilmeye çalışılmıştı.

Sonra, alel acele, Yüce Yargı ile dalga geçercesine, bir tüzük çıkarılmıştı.

Bu tüzük sayesinde, tüm özel hastaneler, günün belli saatlerinde kamulaştırılmıştı!

Yetmedi, tüm özel hastanelerin ameliyathanelerinde, yoğun bakımlarında kamu doktorlarının özel hasta takip ve tedavi edebilmeleri için bir düzenleme daha yapılmıştı.

Bundan sonrasında, Sayın Besim de dahil olmak üzere, tüm bakanlar, tüzüğün süresi dolmuş olsa da, bu illegalliği görmezden gelmişti.

Geçmişte ve günümüzde, sağlığın statikosunun yaptığını, Bakanlar Kurulu bir üniversiteye daha kıyak olsun diye yapıyor, ne var ki bunda?(!).

Bir başka örnek daha verelim.

Sayın Besim’in üst komşusu olan Memorial Hastanesi’nin hasta temsil ofisi de Bakanlar Kurulu kararı ile açılmadı mı? Hem kendinden önceki dönemlerde, hem kendi Sağlık Bakanlığı döneminde, hem de halen bu ofis KKTC’de hasta avı yapmaya devam etmiyor mu?

Aynı devletin Bakanlar Kurulu, en azından ülkemizde açılan bir özel üniversiteye kıyak geçmiş, çok mu?(!).

Hem, Sayın Besim’i ‘’şoka sokan’’ bu konu ile ilgili, sağlıktaki statikonun bildik ağzı ile şöyle de yorum yapabiliriz:

‘’Ne var ki bunda, özel üniversitenin yerleşkesinin bir bölümünü kamulaştırılarak, ağız ve diş sağlığı hizmetlerini tüm kamuya oradan veriyor!’’

‘’Hekim her yerde hekimdir!’’

Değerli okurlar;

Şaka ve serzenişleri bırakıp gerçeklere dönelim.

Sağlığın statikosu, kendi ektiğini biçmeye başlıyor.

Bozduğu sistemden nemalanmaya devam etmek adına, toplumumuza grevlerle hizmet vermeme tehditleri savuran sağlığın statikosu, gittikçe köşeye sıkışıyor.

Kendilerini yasaların üzerinde görenlerin oynadıkları Bakanlar Kurulu oyunları, şimdi kendilerine dönüyor.

Dün, kamu doktorlarının dışarıda hasta bakabilmeleri adına yasaları hiçe sayanlar, halkın sağlığını tehdit edici boyuta gelen sistemsizliğin temellerini atanlar, bugün de başlarına çarpan bumerangın acısı ile şoka giriyorlar!

Sağlıkta kamunun gücü her daim esas olmalı.

Özel de kendine özgü sorumluluklarını bilmeli.

Ayrık otu gibi bitmeye devam eden üniversiteler ise tepeden tırnağa yeniden ele alınmalı.

Dr. H. İlker İpekdal

İletişim: 0542-8529899