Bugünkü ilk görüşme bize göre önemlidir…

KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis için tanışma sohbeti olacaktır!

Bu görüşme sonrası Kıbrıs konusunda bir çözüm için kimse umutlu değil…

Tatar’ın pozisyonu bellidir, iki devletlilik dışında bir şansı yok!

Aynı şekilde Rum lider de iki devletlilik konuşmayacağını baştan söyledi…

Boşuna mı görüşecekler diye yorumlar yapılmaya başladı bile!

Artık Kıbrıs’ta bir çözüm alternatifi kalmadı diye demek ki en azından insani konular artık gündeme gelmelidir…

Aynı coğrafyada aynı gökyüzünün altında burun buruna yaşıyoruz…

Sınır kapıları açıldıktan sonra da bir hayli kaynaşma oldu!

Bizden orada gittiler yerleştiler, onlardan bize gelip içimizde yaşamaya başlayanlar var…

Bu bile artık bundan böyle insani ve sosyal konuların masaya getirilmesinde önemli bir faktördür…

Kahramanmaraş depreminden umarız iki taraf olarak kendimize düşen payı çıkarırız!

Çünkü bir afet anında kaderim aynı olacak…

Türkiye ve Yunanistan Dışişleri Bakanlarının deprem nedeniyle birbiri kucaklamasını ibretle izledik!

Hatta biraz da kıskanmadık değil…

Güney’den gelen deprem yardımlarının deprem bölgelerine gönderilmeme kararı çok hatalıydı!

Eminiz ki bu karar bizim değil Türkiye’deki yetkililerin kararıydı…

Kısa sürede yanlıştan dönüldü yardımlar gönderilmeye başlandı!

Burada detaylara fazla girersek, yanlışı tartışmayı uzatırsak bunun kimseye faydası olmaz…

İki liderin bugünkü görüşmelerinde eminiz ki çözüm konuları konuşulmayacak, deprem ağırlıklı bir sohbet olacaktır…

Küçük bir adada yan yana yaşayan iki toplum başta insani konular olmak üzere bir çok konuda birliktelik sağlayabilir!

Doğrudur, geçmiş orman yangınlarında ne yazık ki siyasi nedenlerden dolayı karşılıklı yardımlar yapılamamış, bundan da iki toplum olumsuz olarak etkilenmiştir…

Yanan onca orman bunun bir sağlamasıdır!

İki toplum geçen zaman sürecinde bireysel yakınlıklar kurmuş, güçlü dostluklar kurarak insanlığın en güzel örneklerini sergilemiştir…

İnsanlar bu kadar kucaklaşırken, yönetenler düzeyinde bu kucaklaşma niye olmasın ki?

Onları tutan, engelleyenler varsa da bunu da bilmek zorundayız!

Cumhurbaşkanı Tatar, iki devletlilik ve egemenlik diyor ya…

Birçok kişi de kendisini eleştiriyor!

Aynı oranda eleştirinin Rum lidere karşı yapılmaması elbette manidardır…

Ancak süreç siyasetin değil, ikili ilişkileri konuşmanın, ortak akılla hareket etmeyi bize emretmektedir!

Cumhurbaşkanı Tatar’dan bu konuda ilk adımı atmasını bekliyoruz…

Bu konuda birilerine sormam gerek demesine hiç gerek yoktur!

İnsani konulara kim karşı çıkabilir ki?

Umarız Tatar görüşmeye dersini çalışarak gider…

Umarız ki bu konularda bir çalışma yapmış, önerilerini çoktan hazırlamıştır!

İlk adımı atması kendi ülkesinde de olumlu karşılanacak, hakkında yapılan olumsuz konuşmalar eminiz ki azalacaktır…

Yok, konu sadece kahve içip görüntü vermekse işte o zaman yapılacak olan eleştirileri de göğüslemek zorundadır!

Kıbrıs Türk toplumunun yüreği hala Adıyaman’da Grand İsias Otel’de atıyor…

Deprem sonrası yapılan bazı ‘gizlilik’ kararı iddiaları hepimizi kızdırdı, dehşete düşürdü!

Konuyla ilgili biz de eleştirilerde bulunduk…

Bu otelin dosyası için gizlilik kararı var mı yok mu diye bizde kendimize düşen görevi yapmaya başladık!

Bölgede ki bazı dostlar ile hukukçu olan damadımıza da ricada bulunup böyle bir kararın olup olmadığı araştırmasını istedik…

Böyle bir gizlilik kararı kesinlikle alınmamış!

Bu konuda resmi belgelere de ulaşmışlar…

Yüreğimize bir nebze su döküldü doğrusu!

Ama bu tür haberlerin muhalif siyasiler ve medyadan asparagas olarak çıkarıldığını öğrenince de yine sinir küpüne döndük…

Böyle bir süreçte, binlerce canın gitti bir zaman bu tür yalan haberler kime ne fayda getirecek kesinlikle anlayamıyoruz!

Bizim muhalefete gelince…

Türkiye’de deprem anında bile siyasilerin kapışmasını ibretle izlerken sadece onlar adına utanıyoruz!

Bizimkiler onların yanında zemzem suyuyla yıkanmış gibi duruyor…

Ağır eleştiri yok, öneri ve çözümler ortaya koyuyorlar, hatta hükümetin yasal olmayan kararlarında gerim adım atılmasını sağlıyorlar!

Türkiye’den baş gösteren göç dalgasını bile insani duygu ve düşüncelerle karşılayıp buna destek vermekle gönlümüzde taht kuruyorlar…

Alkışı da hak ediyorlar!

MESAJ KUTUSU

Sayın Ünal ÜSTEL, şu anda kadrosunda 200 çalışan olması gereken Sivil Savunma Teşkilatı’nda ne yazık ki 100 kişi var. Bu kurumun güçlendirilmesi için çok gecikmeden istihdam sayısını artırmak öncelikleriniz arasında yer almalıdır, haberiniz olsun istedik…

Sayın Ersin TATAR, bugünkü ilk görüşmeden bir şey çıkmayacağını herkes biliyor ama en azından sizin insani konularda dosyalarla gitmeniz sürekli eleştirildiğiniz kamuoyunda da olumlu etkiler yaratacaktır. Herhangi bir çözüm olmasa da iki toplumun birlikte dayanışma içinde yapacağı o kadar çok şey var ki…

Sayın Dursun OĞUZ, Adıyaman’da bulunduğunuz sürede Türkiye’deki devlet makamları ile kurduğunuz temaslar nedeniyle bizden giden ekiplere büyük destek sağladığınız konuşuluyor. Böylelikle kötü gün dostu olduğunu bir kez daha gösterdiniz, tebrik ederiz…

Sayın Mehmet HARMANCI, su faturalarında 137 TL’lik sağlık kesintisini görenler şikayet için sıraya girdiler. Bir çoğu asgari ücrete yapılan zam oranında olmadığını belirten mesajlar göndermeye başladı, küçük de olsa bir açıklama yapmakta yarar görüyoruz…

Sayın Rifat GÜNAY, Arap sermayeli bir Türkiye bankasının ülkede banka kurma izni alması özellikle yerel bankalarımız arasında bir takım tepkilere neden oldu. Yasallığı konusunda bir tartışma yok ama bir çoğu böylelikle pastanın küçüldüğünü düşündüklerini söylüyorlar…

Sayın Sezai SEZEN, KKTC Kızılay’ının deprem sürecin de çok da ortalıklarda görülmediği yönünde mesajlarınız geliyor. Çok iş yapıp az konuşanlardan mısınız yoksa yardımlar konusunda elinizi kolunuzu bağlayanlar mı oldu acaba?

Sayın Erhan ARIKLI. Depremzede öğrenciler için THY ile sıkı görüşmelerinizin olumlu sonuçlandığını memnuniyetle öğrendik. Bir de şu yeni tarifeli seferleri başlatabilirseniz keyfinize değecek olmayacak değil mi? Tebrik eder başarılı çalışmalarınızın devamını dileriz…

Sayın Adil ÖZYILKAN, Lefkoşa Devlet Hastanesi’nin depreme dayanıklı olmadığı yönünde raporların bulunduğu iddiaları üzerine başta hastalar olmak üzerinde sağlık çalışanları arasında panik yaşanmaya başladı. Bu iddiaların doğru olup olmadığı konusunda resmi bir açıklama yapılması bekleniyor…

Sayın Hüseyin PAŞA, Ocak ayı elektrik faturalarının geçmişe göre üç katı fazla olduğu yönündeki şikayetler yine yoğunlaşmaya başladı. Daha önce açıklama yaptınız ama duymayanlar için bir kez daha yaparsanız iyi olacak gibi gözüküyor…

Sayın Prof. Salih SANER, yerli bir uzman olarak deprem konusunda yaptığınız açıklamayla vatandaş az da olsa rahatlamış oldu. Bu arada yerli bilim adamı olarak daha sık kamuoyunu bilgilendirmeniz konusunda mesajlarınız gelmeye başladı, haberiniz olsun istedik…