Fileleftheros, makaleyi “siyaset” sayfasından, “Lefkoşa Yeni Olguları Değerlendirerek Stratejik Hareketlerde Bulunsun... Kıbrıs’ın Kuzeyi’nde de MEB İlan Edilsin” başlığıyla aktardı.
Gazeteye göre, Rum yönetiminin “sözde KKTC’ye” ait deniz bölümünü de “münhasır ekonomik bölge (MEB) sınırları içerisine almak için bir ‘İlan Planı’ hazırlayıp ileri götürmesi gerektiğini” savunan Stavru, bunun hemen ardından da KKTC’ye ait denizlerdeki “parseller” için uluslar arası ruhsatlandırma programı ilan etmesi gerektiğini öne sürdü.
Makalede “Hükümetlerimizi, devletimizi MEB’ini yalnız özgür bölgeler için ilan etmeye ve o zamandan beri bu düşünceyi bir daha, en azından alenen gündeme getirmemeye iten nedenleri bilmiyoruz. Buna karşın şimdiki ve geleceği öngörülebilir olgular bu stratejik ihtiyatımızı da kullanmayı dayatıyor” ifadesine yer verildi.
Deniz Hukuku’nun komşu ülkelerle MEB ilanı için anlaşma yapılmasını peşinen yasaklamadığı, her devletin BM üzerinden ilgili sözleşme maddelerini izleyerek bu işlemi yaptığı ve ancak tepki olduğu zaman müzakere ettiği, genellikle de tek taraflı kararlarla ilgili suçlamaların da baştan reddedildiği belirtilen makalede, şunlar da eklendi:
“Kıbrıs Cumhuriyeti bu hareketiyle (KKTC sularını da sözde MEB sınırları içerisinde ilan etme) uluslararası topluma ve örgütlere, malum kötü durumu (ekonomi) içerisinde kendine saygısını, egemenliğini, bağımsızlığını, uluslararası kurumlara bağlılığını ve meşru çıkarlarını savunma kararlılığını göstermiş olacak.
Türkiye’nin bölgede gerilim ortamı yaratma ve Kıbrıs’la birlikte çalışan devlet ve şirketlerin cesaretini kırma planlarını rayından çıkaracak. BM, NATO ve AB, küçük devletlerin halklarının tepkileri nedeniyle sorumluluklarıyla baş başa kalacak. ‘Müttefiklerimiz’ meşru Kıbrıs MEB’inin geriye kalanına da erişimin kendilerine sağlayacağı önemli faydalar üzerinde duracak ve sorumluluk içerisinde destek çıkacaklar. Geriye kalan yerli Kıbrıslı Türkler cesaretlenecek, yeniden toparlanacak ve umutlanacak.”
