Doğu Akdeniz’deki doğalgazın boru hattıyla Türkiye’ye, oradan da Avrupa’ya taşınmasının, uluslararası örgütlerin ve yabancı hükümetlerin gündeminin üst sıralarında bulunduğu ve Güney Kıbrıs’ın içerisinde bulunduğu derin ekonomik darboğaz nedeniyle bu yönde Rum tarafına yapılan baskıların artmakta olduğu haber verildi.

Fileleftheros haberi “El Gazıyla Ankara’ya Rol... Kıbrıs’ın Doğal Zenginliğinin Boru Hattıyla Türkiye Üzerinden Taşınmasını Dayatma Senaryoları... Türkiye’nin İran Avrupa’nın da Moskova Bağımlılığından Kurtulması Hedefiyle Doğalgaz ve Kıbrıs Sorunuyla İlgili Senaryolar” başlık ve spotlarıyla aktardı.

Rum tarafına baskıların çok daha basınçlı olacağını ve ‘ilgililerin’ memorandum aracılığıyla doğalgaz sıvılaştırma terminali inşaat projelerine engel çıkarabileceklerini belirten gazete edindiği bilgilere dayanarak yabancı hükümetlerin, Güney Kıbrıs’ın müstakbel kreditörleriyle uzlaşı içerisinde, Rum yönetimine ‘siyasi ve ekonomik patikalar’ yaratarak ‘Türkiye seçeneği’yle ilgili oldubittiler yaratmaya çalıştıklarını yazdı.

Gazete hedeflenenin, Moskova bağımlılığından kurtulma beklentisiyle Türkiye’ye, İran’dan kurtulması ve enerji alanında Avrupa’ya hizmet etmesi için yeni bir rol verilmesi olduğunu belirtti ve bilgi sahibi kaynaklara dayanarak, bu yaklaşımın ekonomik açıdan değerlendirilmediğini ve ilk bakışta, doğalgazın Avrupa’ya Türkiye üzerinden taşınmasının avantajlı görünmediğini yazan gazete özetle şöyle devam etti:

“Ancak mesele ekonomik açıdan değil siyasi açıdan ve geniş jeostratejik projelerle değerlendiriliyor ve bu senaryonun derininde Uluslararası Para Fonu (IMF) da yer alıyor görünüyor. Doğalgazın Türkiye üzerinden taşınmasına ‘her türlü itirazın kaldırılması’ için bu planlamaya Kıbrıs sorununun çözümü senaryosu da dâhil edilmiştir. İngilizlerin, Kıbrıs sorununda yeni bir inisiyatifle ilgili çabaları hızlandırma metotlamalarının ana nedeni de bu projelerin ilerlemesidir.

“DOĞALGAZLA İLGİLİ ÇIKARLAR KIBRIS’A BAĞLI OLAMAYACAK KADAR BÜYÜKTÜR”


Ülkesi bu senaryolara yatırım yapan yabancı bir diplomat ‘çıkarlar, Kıbrıs’a (çözülmemiş Kıbrıs sorunu, doğalgazın hayatta kalma sorunları olan bir ülke tarafından yönetilmesi) bağlı olamayacak kadar büyüktür’ ifadesini kullandı.

Bugünkü şartlar altında Lefkoşa’nın seçenekleri fazla değildir. Öte yandan şekillenen ekonomik koşullar altında, doğalgaza iyi gözle bakan üçüncü tarafların hedefi, gelecekte doğalgazın değerlendirilmesinde Lefkoşa’nın rolünü asgariye indirmektir.

Kıbrıs hükümetinin önünde; Noble’nin teyit sondajı yapmasını beklemeden terminali en kısa sürede inşa etme seçeneği bulunuyor. Şirket yetkililerinin bu hafta Başkan Anastasiadis’le görüşmesi bekleniyor.

Terminal inşaatıyla ilgili istişareleri uluslararası bir kuruluş üstlenecek ve öncelikle Kıbrıs parsellerinde araştırma yapacak olan şirketlerle görüşecek. Terminalle ilgili çalışmalar geciktikçe doğalgazın Türkiye üzerinden taşınması baskıları da o kadar artıyor. Memorandumun satır araları okunduğunda Troykanın, terminale yapılacak yatırımlarla ilgili birçok yorum yapabileceği ve süreç içerisinde itirazlar ortaya koyabilecekleri görülür.

İsrail’le görüşmeler iyi gidiyor. Müşterek istifade meselesi her iki ülkenin de hedefidir. Bu başlık teknik komiteler düzeyinde çalışılıyor ve müzakereler devam ediyor. Teknokratlar görüşmesinin en geç bu ay içinde; Dışişleri Bakanı Kasulidis ve Ticaret Bakanı Lakkotripis’in Tel Aviv’e (bu Pazartesi) gidişinden sonra ve Başkan Anastasiadis’in Mayıs ayına tarihlenen İsrail ziyaretinden önce bekleniyor. Her iki ülkede de müşterek istifade konusunda siyasi irade var ancak nihai sonuç olması için henüz erkendir. Mesele, Lakkotripis ve Kasulidis’in Tel Aviv ziyaretlerinin ana konusu olacak.

Yarın akşam başlayacak İsrail ziyareti arifesinde dün Dışişleri Bakanlığı’nda toplantı yapıldı. Tel Aviv’e gidecek olan Dışişleri ve Ticaret bakanları ve Savunma Bakanı Fotis Fotiu İsraillilerle görüşmelerin gündeminde olacak konuları ele aldı.”

DOĞALGAZ, KRİZ VE KIBRIS SORUNUNUN EŞZAMANLI ÇÖZÜMÜ SENARYOLARI

Politis “Kriz, Doğalgaz ve Kıbrıs Sorunu” başlıklı haberinde Güney Kıbrıs’ın yaşamakta olduğu ciddi ekonomik krizin ortasında, Kıbrıs sorununun da eşzamanlı çözümü senaryolarının son günlerde artmakta olduğunu belirterek, New York Times’ın konuyla ilgili bir yayınına yer verdi.

New York Times’ın; ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin Ankara-Tel Aviv eksenini yeniden oluşturma hedefiyle Türkiye ve İsrail arasındaki sürekli ziyaretleri ve BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Aleksander Downer’ın 23 Nisan’da Kıbrıs’a gelecek olmasının Güney Kıbrıs’ı öfkelendirmesi bağlamında, Kıbrıs sorununun çözüm zamanının geldiğini belirttiğini yazan gazete özetle şunları aktardı:

“Bu öfke Dışişleri Bakanı İoannis Kasulidis’in Downer’a karşı hoşnutsuzluk açıklamalarıyla, diğer partilerin açıklamalarıyla ve özellikle, Kıbrıs sorununda “a priori” hareketlilik olduğunu öğrenir öğrenmez bunu olumsuz gelişme algılayan bazı köşe yazarlarının yazılarıyla ifade edildi.

Bu olumsuz bilginin ve tepkilerin aksine Başkanlık Köşkü’nde, halen Benjamin Netanyahu ve ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ile telefon görüşmeleri yapan Nikos Anastasiadis durumu, kurmaylığıyla birlikte siyah-beyaz mantığından uzak incelemek zorunda.

Doğu Akdeniz ve Ortadoğu bölgesi ana karakterini mayalanmakta olan bir siyasi kayganlık oluşturuyor. Birleşik Devletler bu dönemde, özellikle Türkiye’yi kontrol etme çabasıyla, İsrail-Türkiye ilişkilerini yeniden canlandırma istikametinde hareket ediyor. Davutoğlu doktrininin, Ortadoğu’da bölgesel güç olması (İran, Mısır ve Suudi Araplar tepki gösteriyor) için çözüm olmayacağını anlayan Türkiye; ana maksadı, bypass edilemeyecek bir doğalgaz ve petrol enerji kavşağı haline gelmek olan B planına geçti.

Türkiye’nin Kuzey Irak’taki hareketleri ve İran’ın işbirliğinde yeni doğalgaz boru hatları kurmak için Kürt unsuruyla yoğunlaşmış işbirliği yeni şartlar yaratıyor. Bunlardan birincisi, Kuzey Irak’taki Kürtlerin bağımsızlaşması ve ikincisi, Türkiye-Kürtler ve İran’ın; Suriye sorununa çözüm getirmeyi ve İsrail’i daha da izole etmeyi gündeme getirecek işbirliği perspektifleridir.

John Kerry bölge ziyaretlerinde; Levantin doğalgazını Türkiye’ye, enerji projesine alternatif çözüm olarak sunarak Türkiye ve İsrail’in Suriye sorununun çözümündeki müşterek çıkarlarına işaret etmeyi amaçlıyor. Nabucco’nun yaşatılmasıyla Türkiye kanalının mümkün olan en iyi seçenek gören Amerikan petrol devleri der bu yönde bastırıyor. Kıbrıs ve Lübnan da aynı çerçeveye giriyor. Amerikalılar –herhangi bir baskı yaptıklarını şu ana kadar kabul etmeksizin- Doğu Akdeniz’deki olgulara ayrı ayrı değil bütünlüklü bakılması gerektiğini düşünüyorlar.”

Aynı gazete “Doğalgaz ve Kıbrıs Sorununda ABD’nin de Katılımıyla Yoğun Perde Gerisi... Netanyahu, Kerry ile Konuş” başlıklı haberinde, son zamanlarda Doğu Akdeniz bölgesinde büyük bir diplomatik oyun oynanmakta olduğunu, Güney Kıbrıs, Kıbrıs sorunu ve enerji parsellerinin bulmacanın parçalarından olduğunu yazdı.

Amerikan unsurunun (Dışişleri Bakanı Kerry) sürekli bölgede dolaşmasının da bu perde gerisi oyunun göstergesi olduğuna işaret eden gazete edindiği bilgilere dayanarak İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’nun beklenmedik bir şekilde Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis’i telefonla aramasının da aynı çerçevede olduğunu yazdı.

ANASTASİADİS NETANYAHU’DAN ABD DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI ARACILIĞIYLA TÜRKİYE İSTİKAMETİNDE ARABULUCULUK YAPMASINI İSTEDİ”


Netanyahu-Anastasiadis görüşmesinde ikili ilişkiler, enerji olguları ve jeostratejik gelişmeler ve dengelerin ele alındığına işaret eden gazete özetle şunları vurguladı:

“Nikos Anastasiadis muhatabından Türkiye istikametinde konusunda yardım; yani, Türkiye’nin Kıbrıs MEB’indeki enerji parselleri konusunda Ankara’nın tonları düşürmesi ve aynı zamanda Kıbrıs sorunu müzakerelerin hemen yeniden başlaması yönündeki Türk baskılarının etkisiz hale getirilmesi için ABD Dışişleri Bakanı aracılığıyla arabuluculuk yapmasını istedi.”

Rum Dışişleri Bakanı Kasulidis ve Ticaret Bakanı Lakkotripis’in yarın akşam başlayacağı ve Çarşamba sabahı tamamlanacak Tel Aviv ziyaretinin ilave bir önem kazandığına işaret eden gazete, Rum bakanların gündeminde nezaket değil, çok önemli addedilen anlaşmaların da bulunduğuna işaret etti, özetle şöyle devam etti:

“Gazetemizin öğrendiğine göre görüşme gündeminde Lakkıotripis’in geçen hafta yaptığı Lübnan ziyaretinde edindikleri ve Lefkoşa’nın Lübnan ve İsrail arasında, MEB sınırlarıyla ilgili anlaşmazlıklarında arabuluculuk rolü oynama çabası da bulunuyor. Kasulidis’in yakın zamanda Lübnan ve Mısır’a da benzer ziyaretlerde bulunması söz konusu.

Kasulidis ve Lakkotripis’in Tel Aviv gündemlerinde, iki ülkenin MEB’lerinden doğalgazı ‘çekecek’ ve aktaracak birimlerin ve altyapıların korunması ve güvenliğiyle ilgili anlaşmaların hazırlığı da var. İsrail doğalgaz platformları, boru hatları ve doğalgaz işleme tesislerinin etrafına güvenlik ağı çekecek, Kıbrıs da bu güvenlik ağının parçası olmak istiyor. Yine her iki taraf da müşterek rezervlerin (12’nci parselde her iki MEB’e de giren yataklar var) birlikte yönetilmesi anlaşmasını hazırlaması veya en azından bu konuda ilerleme kaydetmesi gerekiyor.”

İSRAİL, GOĞALAZI ETRAFINA ROBOT GEMİLERLE GÜVENLİK AĞI ÇEKECEK, GÜNEY KIBRIS DA BUNUN PARÇASI OLMAK İSTİYOR

Haberin “İsrail Terör Saldırıları Korkusuyla Robot Gemilerle Devriyeler” başlığıyla ayrılan bölümünde, İsrail medyasının son zamanlarda denizdeki doğalgaz altyapılarının tahkim edilmesi projesinden ve İsrail donanmasının bu iş için 700 milyon dolarlık savunma sistemi kurmayı planladığından söz ettiğini yazdı.

Habere göre İsrail’e yapılan tehditler arasında, depo ve platformlarına insansız bomba-gemilerle, uçaklarla, denizaltılarla ve hatta roket ve füzelerle (yatakların karaya mesafesi 15 kilometre ve bazı hallerde Gazze Şeridi’nden görülebilecek mesafededir) saldırlar da var. İsrail hükümeti 24 saat izleme yapmak için 4 civarında özel gemi, insansız uçak ve saldırıları engellemek için robot gemiler satın almayı planlıyor. Şu anda iki savaş gemisi İsrail’in kurduğu iki platformda devriye geziyor, 2013 sonunda ise sondaj noktaları ve platformlarının sayısı 18’e çıkacak.” 
Editör: TE Bilisim