Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, Kıbrıs sorununa çözüm bulunmasına yönelik yürütülen müzakerelerin Rum tarafınca askıya alınmasının ardından, ilk söyleşisini Simerini gazetesine verdi.

Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, söyleşisinde, gerek kendisinin gerekse Rum müzakerecinin, görüşmelere katılmasının askıya alınması konusunun yanı sıra, müzakerelere geri dönmesine olanak sağlayacak şartlar ve önkoşullardan da bahsederken “Kıbrıs Cumhuriyeti”nin egemenlik haklarına saygı duyulması durumunda müzakerelere döneceğini ifade etti.

Anastasiadis, Kıbrıs sorununun özüne ilişkin olarak bugünkü olguların, beklentilere fazla çerçeve bırakmadığını, müzakerelerin şimdi olmasa bile daha sonra KKTC’deki seçimler ve buna eşlik eden Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun ortaya koyacağı görüşler nedeniyle zaten askıya alınacağını savundu.

Anastasiadis, “batı unsurunun mesafeli tepkisine” ilişkin eleştirilere de değindi ve diplomasinin, mutlak gelişim halinde olduğunu ve sözlü açıklamalardan çok daha fazlasını kazandıracağını söyledi.

Anastasiadis, söyleşisinde ayrıca, “tepkiler oyununda İsrail’in de olduğu” imasında bulundu.

“İLK REAKSİYONUMUZ MÜZAKERELERİ ASKIYA ALMAK”

“Son günlerdeki endişe verici gelişmelerin ve ilk görüntüyü değiştirecek gelişmelerin var olup olmadığı” şeklindeki bir soru üzerine Anastasiadis, Türkiye’nin, Kıbrıs sorununa ilişkin müzakerelerde özlü diyaloğun başlamasından önceki tahrikkar davranışlarından birini teşkil eden bir durum olduğunu savundu ve en büyük sorunun “Türkiye’nin ne amaçladığı” olduğunu ileri sürdü.

Anastasiadis, “KKTC’de Cumhurbaşkanlığı seçimi, bunun akabinde Türkiye’deki genel seçimlerin var olmasına bağlı olarak, müdahil olmasının, bazı Kıbrıslı Türkler tarafından suçlanması riskini beraberinde getirecek olması nedeniyle Türkiye, seçim maksatlarına mı hizmet ediyor” sorusunu sordu.

Türkiye’nin, Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik katkıdan bahsederken “büyük bir ihtimalle demek istediklerini kast etmediğini” ileri süren Anastasiadis, Türkiye’nin ayrıca, uluslararası ittifakın Türkiye’nin IŞİD’e karşı savaşılmasında müdahil olması gereksinimine ilişkin konjonktürü de değerlendirdiğini savundu.

Anastasiadis bir başka soru üzerine, reaksiyonlarının artık çok iyi bilindiğini, ilk önce diyaloğa katılmayı askıya aldıklarını; bu konuda da Kıbrıs sorununun çözümüne ilgi duyanları ve benzer olaylardan kaçınmasına yönelik olarak Türkiye’ye baskı yapabilecek olan herkesi zamanında uyardığını da söyledi.

İkinci olarak ise, BM Genel Sekreteri’ni, Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesini, AB organlarını, Avrupa’daki ortaklarının hükümetlerini bilgilendirdiğinden bahseden Anastasiadis, gerekmesi durumunda başka tedbirlerin de alınacağını, bu kararların da alındığı zaman açıklanacağını ifade etti.

MÜZAKERELER BİR ŞEKİLDE ZATEN ASKIYA ALINACAKTI

Anastasiadis, bir başka soru üzerine, seçim maksatlarından söz ederken bunu tesadüfen söylemediğini belirtti.

Anastasiadis “Kıbrıs Türk toplumunda Cumhurbaşkanlığı seçimleri için adaylıklar gösterilmeye başlandı. Kıbrıs Türk müzakerecinin, Eroğlu’nun karşısında aday olacağı için görevinden alınması olayına kadar gelindi” ifadesini kullandı.

Anastasiadis ayrıca, müzakerelerdeki mevcudiyetini şimdi sonlandırmasa bile, Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun bilindik tezleriyle bir aşamada yine aynı durumla, ya çıkmaz ya da kesinti ile karşı karşıya gelecekleri öngörüsünde bulundu.

MÜZAKERELERE GERİ DÖNME....

Hangi önkoşullar altında müzakerelere döneceğine ilişkin soru üzerine Anastasiadis “düzen sağlandığı sürece, yani Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenlik haklarına saygı duyulduğu zaman müzakerelere döneceğini” söyledi.

EIDE İÇİN BAŞARI ALANI...

BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide için başarı sağlama alanlarının var olup olmadığı sorusu üzerine ise Anastasiadis, bunun Türkiye ve Kıbrıs Türk liderliğinin tezlerine bağlı olduğunu savundu.

Anastasiadis çözümün, Eide’ye bağlı olmadığını, Kıbrıs Rumların endişelerinin giderilmemesi halinde yaşayabilir bir çözüm bulunmasının mümkün olmadığını bilmesi gereken tarafça, müzakere masasında geliştirilecek tezlere bağlı olduğunu da savundu.

İKİ KESİMLİ FEDERASYON

İki kesimli federasyonun terk edilmesi düşüncelerine ilişkin olarak Anastasiadis, bunun bertaraf edilmesinin kolay olmadığını söyledi.

Anastasiadis, “1960 Anayasasının öngörülerinin öğrenilmesi gerektiğini, zira iki kesimli iki toplumlu federasyonun ırkçı olduğunu duymayı kabul etmediğini, ayrıca iki ayrı toplum, ayrı seçimleri öngören 60 Anayasasının öngörülerinin ırkçı olmadığını” belirtti.

NAVTEX KONUSU

“Türk Navtex”in 20 Ekim’de uygulamaya girmesiyle, bu tarihin kritik olup olmadığı sorusu üzerine Anastasiadis, Türkiye tarafından Navtex’in yayınlanmasının ardından her günün kendisi için tehlike olduğunu ileri sürdü.

Anastasiadis, “sadece mevcut görüşmenin askıya alınmasından söz etmediğini, ihlaller ve Türkiye’nin benzer davranışlarının devam ettiği sürece ve ne kadar zaman gerekirse diyaloğa müdahil olmayı askıya almaktan bahsettiğini” söyledi.

BATILI ÜLKELERİN TEPKİLERİ

Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, batılı ülkelerin tepkilerinden memnun olup olmadığı şeklindeki bir soru üzerine, açıklamaların, duymak istediklerini söylememesinin mümkün olduğunu ancak bu durumun sona ermesi için perde gerisinde önemli diplomatik faaliyetlerin yürütüldüğünü çok iyi bildiğini ifade etti.

Rusya’nın tepkisini de hafife almadığını belirten Anastasiadis, bunun aksine, memnuniyetle karşıladığını belirtti.

“Tüm yumurtaların, batı veya tamamen Amerikan sepetine konulduğu” şeklindeki bir soru üzerine Anastasaidis, Batı veya Doğu’nun artık bulunmadığını, stratejik çıkarlarla büyük ülkelerin bulunduğunu, bunun ister Avrupa, ister Amerika veya Rusya şeklinde söylenebileceğini ifade etti.

Amerikalıların tepkisinden memnun olup olmadığı şeklindeki bir soru üzerine Anastasiadis, mevcut durumlara ilişkin konjonktürü göz önünde bulundurduğu zaman, kesinlikle tatmin edici olmadığını düşündüğü bu açıklamayı değerlendirmeyeceğini ancak diplomatik düzeyde yapılan faaliyetlerden mutlak bir şekilde memnun olduğunu söyledi.

DENİZ ANLAŞMAZLIĞI

Türkiye faaliyetinin artık deniz anlaşmazlığı olarak karşılanmasının yeni olgular yaratıp yaratmayacağı sorusu üzerine Anastasiadis, “hiçbir zaman, deniz anlaşmazlığından bahsettiklerinin düşünülmediğini net bir şekilde açıklamak istediğini” söyledi.

BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’nin deniz anlaşmazlığına ilişkin ifadesine de değinen Anastasiadis, Eide’nin, “işgal eden, Kuzey’i elinde bulundurarak Kıbrıs’ı bölünmüş tutan ve bunun akabinde, 3 Ekim’de yayımladığı açıklama ile denizdeki egemenlik haklarını çiğneyen bir ülkenin var olduğu” şeklindeki tezlerini bildiğini iddia etti.

İSRAİL

İsrail’e ilişkin bir soru üzerine ise Anastasiadis, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ile bir kaç gün önce telefon görüşmesi gerçekleştirdiklerini, aynı zamanda İsrail’in, Türkiye’ye müdahale edebilecek ülkelere yönelik yaptığı girişimleri bildiğini söyledi.

Anastasiadis, sözlerinin devamında, İsrail Başbakanı Netanyahu’nun Güney Kıbrıs’a yapacağı ziyaret tarihinin de bugünlerde belirleneceğini belirtti. 
Editör: TE Bilisim