KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı idi.

Tarih yazdı, tarih oldu… Tarihi yazıldı, yazılacak…

Seveni var sevmeyeni var…

İnsan her yerde insan…

Yıl 2011, aylardan Mayıs.

Hastalık insan seçmez…

Bir pıhtı yürüdü beynine ve süreç başladı…

Sol tarafı felç olmuştu…

Yoğun bakımda idi. Bilinci kapalıydı.

İlave birtakım sağlık sorunları vardı.

Hepsi ile tek tek ilgilendi doktorları.

Bilinci açıldı, ama hala solunum cihazına bağlı idi.

Yaşama azmi takdire şayandı.

Karşısına yerleştirilen televizyondan dünyadaki, Türkiye’deki ve ülkesindeki siyasi gelişmeleri izlemeye başlamıştı bile.

Solunum cihazına bağlı iken üstelik.

Bir de Muhteşem Yüzyıl dizisini izliyordu düzenli olarak.

Zaman zaman da sevdiği şarkıları dinletiyordu doktorları O’na.

Dinlerken gözleri dalıyordu uzaklara.

‘’Öyle Sarhoş Olsam Ki’’ favorilerindendi…

Zamanla solunum cihazından ayrıldı.

Doktorları, yoğun bakımdan servise aldılar.

Rehabilitasyon süreci başladı.

Haftalar sonra boğazından geçen ilk gıda bir kaşık yoğurt olmuştu doktorunun eliyle kendisine verilen…

Ama bir sorun vardı…

Uyuyamıyordu…

Normaldi aslında uyuyamaması.

Hastanede yatıp da doğru düzgün kim uyur ki zaten…

Ama biraz buruktu bakışları, farklıydı burukluğu…

Günler sonra ailesinden birisi hatırlattı...

‘’Boncuk’u özlemiştir.’’ dedi. Zaten Boncuk da evde huzursuzmuş, O’nu ararmış sürekli…

Boncuk…

Rauf Denktaş’ın Terrier cinsi köpeği…

Dostu…

Sırdaşı..

Konuşmadan anlaştığı arkadaşı…

Bir formül bulunmalı idi.

Rauf Denktaş ile Boncuk nasıl buluşturulabilirdi?

Doktor kararını vermişti.

Buluşturacaktı iki dostu, sırdaşı…

Ve operasyon başladı…

Rauf Denktaş tekerlekli sandalyesine alındı. Rehabilitasyona götürüleceği söylendi.

Yanında da doktoru…

İndiler rehabilitasyon biriminin koridoruna.

Saat 16:00 suları idi.

Rauf Denktaş’ın üzerinde ameliyat kıyafeti, elinde eldivenler, yüzünde ameliyat maskesi…

Ortam gözlendi, her yer sakindi.

Koridorun sonundaki kapının dışına çıkarıldı Rauf Denktaş.

Siyah bir araba yanaştı kapının yakınına.

İçinden Boncuk çıktı birinin kucağında…

Ve… İki dost, sırdaş buluştu Rauf Denktaş’ın kucağında…

Tamı tamına tarım saat sürdü buluşma…

İkisinin de gözleri parlıyordu… Rauf Denktaş gülümsedi, konuştu, sevdi hep…

Boncuk, tıpkı bir insan gibi derin derin baktı gözlerine, dinledi O’nu. Başını dizlerine koydu zaman zaman…

Ve ayrılık vakti…

Vedalaştılar, tekrar buluşmak üzere…

O gece harika uyudu Rauf Denktaş…

Sabahki performansı da harika idi…

Aile fertleri, sevdikleri pır dönüyordu etrafında… Mutluydu elbette…

Ama bu mutluluk, bu sevgi ayrı idi…

Hayvan sevgisi, ‘’hayvanın sevgisi’’…

Herkesin yüzü bir başka gülüyordu…

İyileştirici gücüyle birlikte gelmişti Rauf Denktaş’ın Boncuk’u…

Ne güzel bir andı, bir ‘’insan’’ ile bir ‘’hayvan’’ın buluşması…

Modern tıp, hayvanların iyileştirici gücünü belki de daha fazla kullanmalı…

Dr. H. İlker İpekdal

İletişim: 0542-8529899