Ne kadar çirkin yayılıyor bilgiler.

Ne kadar panik ediyor bizi bu dedikodu çalkantıları ile whatsup grupları ve sosyal medya aracılığı ile asılsız iletilerle zaman kaybetmek.

Beden sağlığımızı bırakıp ruh sağlığımızla uğraşmamıza ramak kaldı.

İngiltere’den gelen çocukların sağ salim gelmesini bırakıp Akıncı-Tatar-Özersay’ın Bermuda üçgeni gibi çatışmalarına odaklanma zamanı mıydı şimdi?

Bir polisin olmadığı halde korona pozitif çıktığı çirkin bilgilerine de aslını hiçbir yer onaylamadan biz onayladık, isim bilgilerine ulaşıp linç olmasına katkı sağladık.

İki tane çocuğun Karşıyaka’da konakladıkları karantina otelinden kaçıp kaçmadığından şüphe etmeksizin, kimlik bilgilerini araştırmaya başladık. Hatta bazılarımız, eriştiğini de iddia etti. Dahası otelde kalan çocuklarıyla konuşup bilgileri doğrulattığını söyleyenlerin ilettiğine inandırılmaya çalışıldığımız mesajlar bile aldık. Hem de ne provokatif iletileridi bazıları görseniz…

Ayyuka çıkan nokta önceki gece, Harmancı’ya mal edilmeye çalışılan yardım dağıtımı ile ilgilenmiş bir genç kadın hakkında oldu. Neredeyse 24 saat geçtiği halde sonucunu bilmediğimiz bir testin yargısız infazı çoktan yapılmıştı…

Niyetim hiç de Harmancı’yı savunmak değil. Bunu kendisi de bilir. Lakin objektivite her zaman için izlemek istediğim yoldur.

Önceki gece, gönüllü bir ekipteki genç kadının korona pozitif olma ihtimali karşısında hem ispat edilmemiş hem de doğrudan ve tek başına Belediye ile alakalı olmayan bir konuda, sanal linç edilmesi girişimini sağlıklı bir şekilde değerlendirmeyi deneyin.

Sonra şu soruyu da ekleyin: Bu test gönüllü çalışanların kaçına, hangi sıklıkla yapıldı? Bugüne kadar bunu sorgulamak akla gelmedi de yakaladığımız noktadan mal bulmuş mağribî gibi malzemeye yumulmak neden?

***

Bu bilgi kirliliği ürkütücü.

Bu bilgi kirliliğinin içinde, Ekim’de yapılması planlanan Cumhurbaşkanlığı için çalıştığını zanneden aymazlar da olabilir.

Bu bilgi kirliliği pek çok cehaleti barındırıyor.

Bu bilgi kirliliği en iyi tanıdığımız, en entelektüel, en yurtsever, en vatanperver, en duyarlı bildiklerimizin başka bir yüzünü görmemize yardımcı oluyor.

Bir kurum düşününüz ki, müşterilerinin isimlerini liste halinde yayınlayarak veya üyelerini liste halinde deşifre ederek kendilerinden uzak durulmasını salık veriyor diğer üyelerine ve çalışanlarına.

Bunun sonrası yokmuş gibi davranıyorlar.

***

Değerli dostlar!

Korona pozitif olanlarımız bunu isteyerek yapmadılar.

Bunun sonucunda bilerek hiç kimseye zarar vermek istemezler/istemediler.

Hiç kimsenin canına, malına, namusuna, onuruna kast etmediler.

Hiç kimse hakkında kötü düşünmediler.

Hatta çok büyük ihtimalle ölmeyecekler.

Bu süreç bittiğinde, bundan kurtulduğumuzda gene birbirimize bakacak, gene birbirimizle yaşayacağız. Bundan sükunetle, bilinçle, sorumlulukla en ucuz atlatılacak kuralları bilerek hareket ederek kurtulmak yerine; toplum olma bilincini kaybetmiş, dostluk, arkadaşlık, aile, nihayetinde de toplum olma bilincinden uzaklaşarak yaşamımızı sürdürmeye hazır mıyız?

Bazılarımız hazır zannediyor ki böyle davranıyorlar sanırım!

***

Ey ahali!

Bu siyasetçileri bizler vekil tayin ettik, bakan yaptık, başbakan yaptık, cumhurbaşkanı yaptık.

Şimdi neden görevlerini yapabilmeleri için çalışmalarına izin vermiyoruz. Onlar çatıştıkça, onlar bilinçsiz, amatör davrandıkça onları istifaya davet etmek değil, uzmanlarla ve en doğru şekilde hareket etmeye biz davet etmeliyiz.

Hatalı davranıyorlar elbette… Hem de çok.

Ama onlar da insan. Ve onların da hasta olma ihtimalleri var. Onların da sevdikleri, çoluk çocukları var. Galiba ilk önce bunu unutuyoruz.

Hele siyasal partilerin kurduğu whatsup gruplarında holiganlar gibi karşıt siyasetçiyi linç etme girişimine soyunup provoke eden tavırları asla anlamıyorum.

***

Siyasetçilerin en büyük eksiği hala profesyonelleşmemiş olmak!

Siyasetçilerin önemli bir eksikleri de profesyonel medyayı doğru kullanamamak. Halkın doğru bilgilendirilmesini doğru yönetememek!

Bilimsel çalışmalar için doğru kanalları kullanamamak.

Bir de kati kararları öyle ya da böyle sebeplerle doğru yönlendirememek.

***

Bundan sonraki süreçte yapılması gereken şey, hepimizin sağduyuyla, bize yakışır şekilde, etik değerleri unutmadan süreci yaşamaktır.

Sosyal medyadan okuduğunuz hiçbir doğrulanmamış bilgiyi yaymayın!

Hasta olduğu iddia edilen kişileri, hatta doğrulanmış olsa bile deşifre etmeyin.

Siz sadece kendinizden ve çocuklarınızdan sorumlusunuz. Bununla ilgilenin, çevrenize dikkat edin, hijyeni tarif edildiği şekilde sağlayın ve gerisine karışmayın.

Sağduyu ve birlik beraberlik gereken bu süreci bu şekli ile yönetemeden çirkin bir şekilde devam ettiririrsek, koronadan kurtulduğumuzda, geride içinde varlığımızı iddia edebileceğimiz bir düzenimiz, bir toplumumuz ya da bir birlikteliğimiz olamayacak.

Hal böyle olunca ne yurtseverlik ne vatanperverlik ne devletçilik ne Kıbrıs sorunu ne de diğer hiçbir değerimiz kalmayacağı gibi sosyal bilincimiz de başka bir hal alacak!

***

Evde oturup bütün iletileri gerçek haber sayıp dedikodu ortamında malzeme etmeyin/ettirmeyin. Bu haberlerin kaynakları büyük ihtimalle bu haber size erişmeden bunun gerçek olmadığını öğrenmiş veya kendisi bile inanmamıştır.

Medya da öncelikli telefon ve internet aracılığıyla eriştikleri okurlarına doğru ve sakin bir haber kaynağı olmayı ilke edinsinler.

Yoksa bizi korona sonrasında da dinmek bilmeyen bir psiko-korona ve/veya sosyo-korona sendromu bekliyor olacak!

Dr. Çiğdem DÜRÜST