Önce dün Hasibe Şahoğlu’nun paylaştığı ve bizim de yayınladığımız iddiayı yayınlayalım;

“GAÜ' de yangın yaşadık. Ben artık eleştirmekten usandım , ama memleketimizin hiçbir biriminde hayır yok. Yangın üçüncü katta 9.15 de başladı. İtfaiye arandı. Nuhun zamanından kalma bir itfaiye aracı geldi. İnanamadım, merdiveni yoktu. Hortumu iple yukarı çektiler. Tam bir komediydi.

Bir süre sonra bir van araç üzerinde merdivenler geldi. Bir saat sonra başka bir itfaiye aracı geldi merdivenli, sonra akabinde sivil savunmanın da gayet donanımlı yangın arabası geldi. Çok şükür kimseye bir şey olmadan atlattık.

Ancak çalışanlar o arada okul güvenlik görevlileri tarafından tahliye edilemese ve üçüncü katta birileri kalsaydı o merdivensiz itfaiye aracı ne yapacaktı merak ediyorum…”

Aslında bugünkü yazımız başka bir konudaydı ama polis basın subaylığından Yılmaz bey aradığı için ve itfaiyeci arkadaşların üzüldüğünü söylediği için bu açıklamayı bugün yayınlama gereği gördük…

Hoş bizi dünkü konumuz aslında GAÜ’den daha ziyade Girne’nin bu tür olaylar karşısındaki ne kadar savunma sahibi olduğu idi ama, zaten o konuda hala ısrarcıyız!

Felaketler yaşanmadan önlem alınsın diye…

İşte polis basın subaylığının o açıklaması:

“Sayın Levent Özadam;

            Bugün, (dün) Kıbrıs Postasında sizin köşenizde “GAÜ Yangını ve Düşündürdükleri” başlığı ile kaleme alınan yazıda, 05.03.2019 tarihinde, Girne Amerikan Üniversitesinin milenyum binasının üçüncü katındaki çalışma ofisinde başlayan yangına, merdiveni olmayan eski bir itfaye aracı ile müdahale edildiği ve yangına müdahalede itfaiyenin yetersiz kaldığı yönünde iddialar yer almaktadır.

             Yangın ihbarının Girne İtfaiye Şubesine saat 09:25’de gelmesi üzerine olay yerine tam donanımlı (arazöz) iki adet itfaiye aracı, ardından da su takviyesi yapmak üzere bir adet tanker olay yerine intikal etmiştir. Yangın yerine kısa zamanda ulaşan ekiplerimiz, en kısa sürede yangına müdahale etmişler ve saat 09:55 sıralarında yangını tamamen kontrol altına alarak soğutma çalışmalarına başlanmıştır.   

            Öte yandan olay yerine Sivil Savunma Teşkilat Başkanlığı ve askeri birliğe ait itfaiye araçları gelmiş ancak yangın kontrol altına alındığından dolayı herhangi bir müdahalede bulunmamışlardır.

            Olay yerine giden aracın eski olduğu ve merdiveni olmadığı, merdivenin ise başka van bir araçla olay yerine getirildiği iddiaları ise gerçeği yansıtmamaktadır. 

            Olay yerine giden itfaiye araçlarının birisi 2007 diğeri ise 2013 yılında Polis Teşkilatına alınmış tam donanımlı (merdiven dahil tüm aksamları tam) arazözler olup, iddia edildiği gibi eski araçlar değildirler.    

            Yangının üçüncü katta olmasının öğrenilmesi üzerine Lefkoşa İtfaiye Şubesinde bulunan hidrolik merdivenli itfaiye aracı yola çıkarılmış ancak yangının kısa sürede kontrol altına alınmasından dolayı araç geri döndürülmüştür.

            Yine olay yerinde itfaiyecilerin hortumu iple bağlayıp yukarı çekmeleri ve yangına müdahale etme şekilleri ayrı bir eleştiri konusu olmuştur. Yangının yüksek binalarda olaması durumunda, suyun oluşturacağı basınç ve ağırlığı göz önüne bulundurularak itfaiyeciyi aşağıya doğru çekme ihtimali üzerine hortumun sabitlenmesi yangın söndürmede emniyet amaçlı olarak kullanılan bir tekniktir.

            Söz konusu binada çalışanlar yangına ilk müdahaleyi yapmışlar ancak söndürmeyi başaramayacaklarını anlayınca binanın merdivenlerini kullanarak bina dışına çıkmışlardır....”

Polis teşkilatımıza gösterdikleri duyarlılıktan ötürü teşekkür ederiz…

Hayretler içinde kaldım!

8 Mart Dünya Kadınlar Günüymüş bugün…

Benim çok değer vermediğim bir konu ama!

Dünkü basın bildirilerini tek tek okuyunca önce gülümsedim…

Sonra da kızdım!

Tamamen laf ola torba dolu açıklamalar bunlar…

Siyasi partiler ve sivil toplum örgütleri genelde ne yaparlar bilir misiniz?

Bir sene önce yayınladıkları basın bildirilerinin tarihlerini değiştirirler ve bunları basına servis ederler…

Basın da güya yutar!

Çünkü kadına verdikleri değer bu kadardır…

Gösterişten öte bir şey değil!

Peki niye hayretler içinde kaldım onu da anlatayım…

Birisi karısına şiddetten biliniyor konuyla ilgili mahkemeden döndüler, kadına şiddet nutukları atmış!

Diğeri de eşi hastalandığı için onu boşamış ve başka birisi ile yakında yüzük takacakmış…

Utanmadan sıkılmadan nasıl 8 Mart mesajı yayınlıyorlar gelin de hayret etmeyin!

Sadece Merak İşte?

Ödül ister misiniz?

K.T. Gazeteciler Birliği’nin geleneksel olarak her yıl gerçekleştirdiği etkinlik…

Medya başarı ödülleri!

Yöntem de hala aynı ve düşündürücü…

Başarı ödülü mü istiyorsunuz, bunun için müracaat edeceksiniz!

Jüri de oturup karar verecek…

Bu yöntem artık değişmeli!

Kaç CAS çalışanı istihdam edildi?

CAS çalışanları çoktan beridir sessiz…

Hükümet onlara söz vermişti, devletin çeşitli birimlerinde öncelik onlara verilecekti!

Bu konuda şimdilik ne bir açıkla var ne de bir şikayet…

İstihdam edilmeye başladılar mı?

Kaç kişi nereler istihdam edildi!

Hükümet sözünün ardında duracak mı?

Market reklamına devam!

Doğru bir karar ve işe de yaradı…

Naylon poşet kullanımında yüzde 50’den fazla azalma görüldü!

Çünkü artık marketlere poşet başına 25 kuruş ödüyoruz…

Bir kısmı devlete giderken bir kısmı da marketlere gidiyor ve onlar naylonları beleşe getiriyorlar!

Üstüne kendi paramızda marketlerin reklamını yapmış oluyoruz…

Nasıl güvendiler?

Emlak ofisinde çalışan Yasemin Taşkıran adlı kadın…

Selçuk Yöntem’i dolandırdıktan sonra başka birinin da parasını gasp ettiği ortaya çıktı!

Suçunun cezası neyse artık çekecek ama…

Bu kadar yüklü paralar, elde yazılı bir şey olmadan nasıl bir emlakçıya teslim edilir bu da çok ayrı bir tartışma konusu!

Bu arada Selçuk Yöntem konusunda bilinmeyen başka şeylerin de olduğu konuşuluyor…

Bunu bir kenara yazmak gerek!

MESAJ KUTUSU

Sayın Serdar DENKTAŞ, Ankara’dan randevu alamayan iki bakandan birisi olunca haliyle bunun sıkıntılarını da yaşamaya başladığınız konuşuluyor. Bu arada ortaklar çeşitli dedikodularla ortaklığa hiç de yakışmayan söylemlerde bulunuyorlar haberiniz olsun dedik!

Sayın Talip ATALAY, ada genelinde genellikle de kırsal kesimlerde İncil dağıtımlarının hızlandığı ve misyonerlik çalışmalarının vatandaşa artık sıkıntı yaratmaya başladığını biliyor muydunuz? Birileri dinler arası diyaloğu fazla mı abarttı dersiniz acaba?

Sayın Akile BÜKE, bir üniversitenin diş hekimliği izni müracaatına halen yanıt vermemeniz beraberinde bir takım söylentileri de getirmeye başladı! Umarız makamınızı tehlikeye atacak bilerek ya da bilmeyerek bir takım yanlış kararlar almıyorsunuzdur! Zira yakında kokusu çıkacak gibi görülüyor!

Sayın Yusuf KISA, KKTC devletinden yeteri kadar ilgi görmeyince yatırımlarınızı yurt dışına çevirdiğiniz ve hatta ABD borsasında da yer alıp puanlarınızın her geçen gün arttığını duyduk. Hayırlara vesile olsun artık!

Sayın Tufan ERHÜRMAN, kamu reformunun hazırlanmasında öğretmen sendikalarından görüş ve öneri almamanız tepkiyle karşılandı! Umarız bunun özel bir nedeni yoktur, zira onların eylemleri hiçbirine benzemez bilesiniz!

Sayın Dilek KIRICI, pek yakında bir günlük gazetede köşe yazılarına başlayacağınızı memnuniyetle öğrendik. Bu konuda geç bile kalmıştınız, objektif yazılarınızı merakla bekleyeceğiz, kaleminize kuvvet…

Sayın Meral AKINCI, bugün Cumhurbaşkanlığı’nda kadınlar onuruna verilecek olan resepsiyonu iki kadın sürücünün hayatını yitirmesi nedeniyle iptal ettirdiğiniz iddia ediliyor! Aksine trafik konulu çok değişik bir etkinlik yapabilirdiniz!

Sayın Adil ÖZYILKAN, Başhekimliğinizin ilk günlerinde hayli başarı olduğunuz ve çalışanların epey memnun olduğu konuşuluyor. Bu arada ameliyathane bölümünün daha çağdaş hale getirilmesini isteyen bir takım hekimler de yok değil…

Sayın Asil NADİR 2 oğlan evlattan sonra üçüncüsünün kız gelecek olmasının heyecan ve coşkusunu yaşadığınız söyleniyor. Hele de anne adayının her türlü kış hastalıklarına karşı çok ciddi önlemler aldığınızı öğrendik, hayırlısıyla inşallah…

Sayın Tolga ATAKAN, çok ciddi ve disiplinli bir diyet programından sonra kısa sürede 35 kilo vererek rekor kırdığınız söyleniyor. Modaya sonunda siz de uydunuz desenize! Yeni takım elbiseler için artık ciddi bir bütçe ayırmanız gerekecek…

Sayın Reşat AKAR, dün itibarıyla ikiz dedesi olunca mutluluktan ayaklarınız yerden kesilmiş. Minik yavrulara bir ömür boyu sağlık ve mutluluklar dileriz bahtları açık olsun. Artık onlar için bir takım yatırımlar yapmaya da başlarsınız değil mi?

Sayın Sonat ALTUĞ, çok sağlam bir nikotin tüketicisiyken günlük sigara sayısını ikiye düşürdüğünüze göre onları da hayatınızdan çıkarmaya ne dersiniz? Biraz irade biraz da hırs ile pek ala ki onları da başınızdan defedebilirsiniz…

Sayın Hasan CANPOLAT, üçüncü torun da nihayet dünyaya gelmiş ve artık 3 kız torunu sahibi olma ünvanına ulaşmışsınız. Hatta eşinizle bu konuda minik bir meyhane kutlaması da yapmışsınız, şimdi sırada 4’nca ama inşallah erkek torunda. Sağlık ve afiyetle inşallah…

Sayın Ramazan ÖZÇELİK, uzun bir süredir haber alamayıp merak etmeye başlarken İstanbul’da rahatsızlandığınızı ve tedavi altına alındığınızı üzülerek öğrendik. Büyük geçmiş olsun Kıbrıs dışında hiçbir hava size yaramıyor, erken zamanda geri bekleriz…

Sayın Bülent DİZDARLI, büyük bir titizlikle kale aldığınız kitabınızın basılması için matbaaya verdiğinizi ve bu nedenle heyecanında dorukta olduğu konuşuluyor. İmza günü yapacaksınız inşallah değil mi?