Pire ısırdı çık yukarı, Kıbrıs’ta oynanan bir çocuk oyunu. İki çocuk tarafından oynanır. Ellerini üst üste koyan çocuklar, baş ve işaret parmakları ile birbirlerinin üst derilerini hafifçe sıkarlar. Bunu yaptıktan hemen sonra ‘Pire ısırdı çık yukarı’ derler. Bu durumda eli altta olan çocuk elini üste geçirip aynı hareketi tekrarlar. Oyun bu şekilde çocuklar sıkılıncaya kadar devam eder.
Geçmişte oynanan bu oyun bugün yerini teknoloji ürünü modern araç gereçli oyunlarına bıraktı. Bu yazıda sizlere çocuk oyunlarını aktarmak değil niyetim.
Buradan yola çıkarak ülke içinde yaşananlara değinmek istiyorum. Bakıyorsunuz, bir açıklama yapılır, onu değerlendirip gereğini yerine getirmek yerine bir karşı açıklama. Biri söyler, öteki söyler, bir yerde pire ısırdı çık yukarı oyununu andıran bir süreç devam edip gidiyor. Netice var mı? Hayır. Yani suni bir tartışma süreci devam edip gitmektedir.
Bakarsınız ansızın bir konu gündem olur herkes konuşur, akıl fikir verir. Ortalık bir toz duman olur. Netice, sıfır elde var sıfır. Siyasiler, sivil toplum örgütleri açıklama üstüne açıklama yaparlar ancak netice yok.
Bu sürece son bir örnek. Her evin ihtiyacı, kaçınılmaz olarak kullanılan tüp gaz. Yemek pişirme için kullanımı yanında kış aylarında ısınma amaçlı olarak yoğun şekilde kullanımı da söz konusu.
Elektrik ücretlerinin yüksekliği karşısında bir çok ev ısınma amaçlı olarak tüp gazı kullanıyor. Ayrıca yeni yeni gelişen bir kullanım şekli de var. Eve giren su hatlarına kurulan ve tüp gazla çalışan bir sistemle eve sıcak su sağlanmaktadır. Bu mutfak amaçları için kullanıldığı kadar banyoda sıcak su sağlanması için de oluyor.
İnsanımızın yaşamında önemli bir yeri olan tüp gaza bir süre önce üç kusur Türk lirası zam yapıldı. Hemen tepki açıklamaları yapıldı. ‘’Zam geri alınsın’’. Bu artış yerinde mi değil mi, bunun üzerinde duran olmadı. Her zamanki gibi sivil toplum örgütleri zamma karşı tepki bildirileri yayınladılar. Hepsinin ortak isteği yapılan fiyat artışının geri alınması.
Peki bunun için herhangi bir hareket var mı? Yok. Açıklamada zam eleştiriliyor, kış girişi yapılması eleştiriliyor ve de hemen geri alınması isteniyor. Otuz dokuz yıllık gazetecilik yaşamımda hep böyle oldu. Herhangi bir ürüne, mala zam geldi mi, sendikalar ve diğer sivil toplum örgütleri patlatıyorlar bildiriyi. Netice, bir çare yok.
Bir bildiri yayınlayarak zammı geri alın demekle gereği yapılmış görev tamamlanmış oluyor. Sonrası hiçbir şey olmamış gibi yaşama devam. Eğer haksız bir fiyat artışı ve zam varsa buna karşı mücadele etmek gerekmez mi?
Ne oldu iki gün konu gazetelerin manşetlerini işgal etti. Üçüncü gün ses seda yok. Konu unutuldu ve de kapandı gitti.
Benzin zammı da insanımızı bayağı sıkıntıya sokuyor. O, rutine bindiği için neredeyse kanıksandı. Tepki çekmez hale geldi. Haksız fiyat artışı yapıldığını bir bildiri ile duyurarak tepki koyan herhangi bir sivil toplum örgütünün ‘Bu zam geri alınmazsa greve gideceğiz’’ dediğini hatırlar mısınız? Ben hatırlamıyorum. Ciddi tepki gösterilmediği için zamlar yapılır, sivil toplum örgütleri de açıklamalar yaparak görevlerini yerine getirmiş olurlar. Neticesiz bir döngü devam edip gitmektedir.
Çocuk oyunundaki gibi pire ısırdı çık yukarı.