Üretimden koparıldığımıza en güzel örnek…

Türkiye’den ithal edilecek patates 3.5 TL’den satışa sunulacağı için bir bayram yapmadığımız kaldı!

Oysa bu ülkede yılın belirli günlerinde patates festivalli yapılıyor…

Çünkü bize özgü bir sebze olduğu için!

Sadece özgü filan değil…

Dünyanın en lezzetli patatesi suyundan ya da toprağından olsa gerek bu ülkede yetişiyor!

Bizdeki patatesin suyu mu çıktı da ithal kararı alındı…

Doğrudur geçmiş yıllarda çuvalı 20 TL’den satılıyordu!

Pek rağbet etmedik…

Şimdi fiyat 8-10 TL’ye çıkınca ithal kararı çıkarttık!

Vatandaş ucuz yesin diye…

Yesin de!

Göreceksiniz ki bu alışkanlık haline gelecek ve işin kolayı olduğu için bir zamanlar ihraç edilen patates bundan sonra hep ithal edilecek…

Patates mutfaklara 3.5TL’den girecek diye kimse sevinmesin lütfen!

Aksine toplum olarak üzülmemiz gereken bir husustur bu…

Peki bizde patates fiyatları neden bu sene havalara uçtu?

Uçtu da cüzdanımızı bu kadar etkiledi!

Bunun bilimsel çalışması yapıldı mı?

Üretici son aylarda tehlike geliyor diye feryat etti bunu duyan oldu mu?

Duysalar önlemlerini çoktan alırlardı…

Ama önlem almak zor da!

Dışarıdan getirtip satmak kolay yol olarak seçildi…

Her zamanki hastalığımız yani!

Domateste de aynısı yaşandı…

Nedenleri pek de araştırılmadan çarşıda domates pahalı olunca ithal kararı çıktı!

Tamam hele de son zamanlardaki domatesler hastalıklı mahluklara benzerdi ama…

Neden böyle oldu kim araştırdı, soruşturdu!

Domates dışarıdan, patates dışarıdan ya sonra?

Yazın bir yana lütfen…

Sırada başka ürünler olacak!

En büyük korumuz da narenciye ürünleri…

Artık onlar da çarşıda eskisi gibi ucuz değil!

Zaten olması da beklenemez…

Eğer elimizdeki 70 bin dönüm narenciye bahçelerini biz 30 bin dönüme düşürdüysek asıl tehlike pey yakında narenciyede demektir!

Bu ilgisizlik bu sorumsuzluk devam ettiği müddetçe narenciye bahçeleri daha da azalacak ve sonunda ithal eder duruma geleceğiz…

Bari bunu kurtarın diyeceğiz ama buna kendimiz bile inanmayacağız ne yazık ki!

Eğer üretim desteklenmez, çağdaş normlarda yapılmazsa sıra zeytine de gelecektir diğer bizim olan tüm ürünlere de…

Durumun özeti de şudur…

Hani hep şikayet ederiz ya!

Türkiye’ye yapılan ithalat ve ihracat arasında dev bir uçurum var diye…

Hatta bunu birileri siyaset aracı olarak da kullanır!

Bu uçurum ileriki yıllarda daha da artacaktır…

Bunu hem ekonomiden hem de ticarettin zerresinden anlamayan birisi olarak söylüyoruz!

Ama kaçınılmaz son budur…

Çünkü burada üretimden kopuyoruz!

Hatta üretimden kopuk bir toplum haline getiriliyoruz…

Haliyle ihracat azalırla ithalat artacaktır!

Gün gelip üretici kesim bitip tükenecektir…

Allah’ın patatesini bile ithal etmeye başladıysak, gerisini de gelin siz düşünün!

“Seçmen de sorumlu!”

“İster hükümette ister cumhurbaşkanlığı makamında olsun bir şey fark etmiyor. Muhalefette iken atmasyon tutmasyon vaadler ve iddialar... Makama gelince gerçekler, hayalperest olmamak, doğru ne ise odur vs...

Bu durum İster Kıbrıs meselesi ister ülkenin refahı ve temizliği konusu olsun. Acaba makama talip olanlar gerçek ve doğruyu makama oturunca mı öğreniyorlar yoksa önceden bilip hayalperest vaadlerle makamı mı hedefliyorlar?

Kanımca esas sorgulanması gereken önemli sorulardan birincisi budur.

İkincisi ise bu makamlara adayları yerleştiren seçmenlerdir. Seçmenler gerçekten bu hayalperest vaadlere inanan saftirikler kitlesi mi? Yoksa her şeyin bilincinde olan ancak acı reçete yerine fırsat bu fırsat ne kopartırsam zihniyetinde olan ikiyüzlü çıkarcılar topluluğu mu?

Bu sorular üzerinde bir yerlerde unutulan sağduyu ve vicdanımızı çıkartarak biraz düşünsek resmin net bir şekilde gözümüzün önünde durduğunu göreceğiz de işimize gelmiyor.

Ya da daha o noktaya gelememişiz!..”

(Bir okur)

Sadece Merak İşte?

200 Milyon nereye gidecek?

Hükümetin şu anda en büyük beklentisi Türkiye’den gelecek olan 200 Milyon TL’lik katkı…

Şu anda TC teknik heyeti de burada hesap kitap yapıyorlar!

Bu para nereye akacak işte o tartışılır…

Müteahhitler 160 Milyon TL istiyor!

Çiftçi ve hayvancı da 60 Milyon TL…

Eder mi 200 Milyon TL!

Alın size 20 Milyon TL açık…

Peki ya çarşı ne olacak?

Narenciye de gelir mi?

Şimdiye kadar gelmedi ama…

Patates de gelmemişti!

Şimdi dünyanın en lezzetli patatesi bizde üretilmesine rağmen ithal olanı yemek zorunda kalacağız…

Peki sırada ne var?

Portakal ve limon mu?

Olursa şaşmayız çünkü hem üretim düşüyor hem fiyatlar çıkıyor…

O zaman sırada ki gelsin!

Bakanlık istemeyen var mı?

UBP kurultayında artık son iki gün…

Hem açıklamalar hem suçlamalar hem de anketler iyice kafa karıştırdı!

Hele de perde gerisinde yaşananlar…

4 aday bir yana, 17 vekil var kurultayda etkili olacak!

17’sinin de gözü aslında kimin seçileceğinde filan değil…

Hükümet olunduktan sonra kimin bakan olacağında…

Ciddi pazarlıklar kurultay saatine kadar devam edecek diyorlar!

Oy ver, verdir ve bakanlığı kap meselesi…

Öğretmen eksikliği için eylem mi olur?

Sendikaların bugün yapacakları eylem ve greve saygı duymaya çalışıyoruz…

Öğretmen eksikliklerini gündeme getirmek istedikleri için!

Peki okul kapatıp grev yapınca eksiklikler tamamlanacak mı?

Kesinlikte tamamlanmayacak çünkü eğitimde bu yılın öğretmen limiti doldu…

Bunu bile bile grev yapmak doğru mu peki?

Bize göre değil…

Artık sendikalar da elin taşın altına koymalı!

Grev yapıp okul kapatmak yerine öğretmen eksikliklerini pek ala ki özveri gösterip kapatabilirler…

Amaç bağcı dövmek değilse tabi ki!

MESAJ KUTUSU

Sayın Erkut ŞAHALİ, bu ülke artık ithalattan daha ziyade üretim ve ihracat üzerinde plan ve proje üretmek zorundadır. Hükümet olarak sürekli olarak daha fazla üretmeliyiz diyorsunuz ama nedense söylemler ve eylemler birbirini pek tutmuyor değil mi?

Sayın Özgül GÜRKUT, yarın yapılacak olan K.T. Tabipleri Birliği genel kurulunda sadece devlet hekimleri değil serbest çalışanlar da size destek kararı almışlar. Bir de değişim için etkili bir konuşma yaparsanız ipi göğüslemeniz hiç zor olmayacak, şimdiden hayırlara vesile olsun…

Sayın Ahmet BENLİ, Kim ne derse desin yeni bisiklet yolları diğer belediyeleri kıskandıracak derecede güzel oldu da buralarda niye biz bisiklet sürenler yerine park edilmiş araçları görüyoruz bu da önemli bir mesele değil mi? Şu cezaları arttırsanız mı acaba?

Sayın Remzi GARDİYANOĞLU, yarın yapılacak olan genel kurultayda serbest hekimler olarak eksiksiz katılım sağlayacağınız ve eski yönetimi postalamak için yoğun kulisler yaparken görülüyormuşsunuz. Bu arada yeni yönetimde siz de olacak mısınız?

Sayın Mehmet KIRAL, hırsızlık olayı konusunda kamuoyuna açıklama yapmanız yerinde oldu çünkü bazıları neredeyse hırsızlık yapanı kahraman istihdam yapanı da vatan haini ilan edecekti. Sapla samanın karıştırıldığı bir durum oldu değil mi?

Sayın Fehmi TOKAY, gelenek yine devam etti ve Lefkoşa TMK bir dünya şampiyonluğunu da sizin ve ekibiniz sayesinde memlekete kazandırdı. Bu arada artık emeklilik de yaklaşıyor bakalım yerinizi dolduracak birilerini bulacaklar mı?

Sayın Murat GEZİCİ, son kurultay anket çalışması hem herkesi çileden çıkardı hem de son dakika değiştirildi iddiaları yapılmaya başlandı. Acaba diyoruz bu ülkede bu çalışmalara biraz ara mı verseniz? Zira ne şu sıralar kimseye yaranamıyorsunuz!

Sayın Faiz SUCUOĞLU, yani kurultay çalışmalarında epey yorgun düştüğünüzü biliyoruz ama şu anket sonuçlarında yaşlılığınız vurgulandı ya acaba diyoruz bu konuda bir açıklama mı yapsanız! İnsanın haklı olarak morali bozuluyor değil mi?

Sayın Sibel TATAR, Kanal T çalışanlarının bundan böyle sendikalı olması gerçekten medya için büyük bir gelişme olarak nitelendirildi. Hoş bu durumu diğer rakip sendika ile de görüşseniz belki daha iyi olacaktı ama buna da şükür artık diyelim, kutlarız…

Sayın Hasan ERÇEN, pek yakında kokoreç işine gireceğiniz hatta bunu tescilli marka olarak yapacağınızı duyduk. Yanında bir de kelle paça ve meyde dolma da olursa fena mı olur yani! Hadi bakalım hayırlısı hayırlı işler bol kazançlar dileriz…

Sayın Mehmet BİCEN, burada dünyanın en kaliteli patatesi dururken dışarıdan ithal edilmesine  onay verdiniz ya artık diyecek pek bir şey bulamıyoruz. Üretici kesimi bu kadar kolay pes ederse yakında hepiniz sadece tüketici konumuna geçersiniz!

Sayın Ali PİLLİ, kurultay sürecinde pek fazla ortalıklarda görülmediniz ama yer altında yoğun bir çalışma gerçekleştirdiğinizi de bilmeyen yok gibi değil mi? Bakılım hükümete gelince bakanlık gelecek mi yoksa diğer rakip vekil mi koltuğa oturacak?

Sayın Serdar DENKTAŞ, evden bakanlığa bisikletle gidiş gelişler devam mı ediyor yoksa havalar yağmurlu diye bu işten vaz mı geçtiniz. Ne güzel epey de kilo vermiştiniz bakalım diyeti şimdi ne ile destekleyeceksiniz?

Sayın Ergül KIZILOKGİL, by-pass konusunda hekimlerin tavsiyesine uyup yakında bıçak altına alacağınız konuşuluyor. Vazgeçmeyin deriz zira bazı kesimler bu konuyu yakından takip ediyor ve ağzı olan da konuşuyor işte…

Sayın İlker İPEKDAL, yeni bir hasta hakları derneği için yakın arkadaşlarınızla birlikte yoğun bir çalışma temposunda olduğunuz gözlemleniyor. Bu konuda rekabet olursa tabi ki sonuçta hastalar ve yakınları kazanacaktır değil mi?