Başbakan Erhürman önceki günkü basın açıklamasında çok şey söyledi ama bize göre en önemlisi şunlardı;

“Çomağı sokunca o teker dönemiyor artık. Dolayısıyla tek tek her noktada o çomakların sokulması gerekiyor ve bunları yapmak zorundayız. Bunları yaptığımız zaman, evet, bir takım şikayetler gündeme gelecek; çünkü herkes çok alıştı bu işin böyle devam etmesine… Herkes diyorum, sadece siyasetçi, sadece kamu görevlisi değil, yurttaşların her kesimi de çok alıştı ama madem ki hep beraber şikayet ediyoruz, bunu bir fırsat bilmemiz ve o çomakları sokmamız lazım. Soktuğumuz zaman gelecek şikayetlere de dirayetli bir şekilde ‘evet biz bunu yapacağız çünkü bu sistemin değişmesi lazım’ demeliyiz.”

Herkese her kesime mesaj verdi Erhürman…

Devletin tüm kurumlarına, çalışanlara, hatta kendi partilisine bile!

Demek ki reçeteyi artık çözmüş…

Güzel bir gelişme bu!

Reçete doğru olursa tedavi de doğru olur…

Yıllardan beridir sadece yönetenler değil yönetilenler de sistemin artık sistemsizlik olduğundan şikayetçi oldular!

Ama sistemi değiştirmek için de parmaklarını bile kıpırdatmadılar…

Sistem statükonun ta kendisidir!

Sistemden nemalanmak…

Pay kapmak!

Götürebildiğince götürmek…

Ama sistemsizlikten şikayet etmek!

Bundan böyle artık bu hükümetin parolası belli olmuştur;

Çomak sokmak!

Nerede ne kötü gidiyorsa çomağı oraya batırmak…

Arıkovanı olsa dahi!

Gerekirse bedel ödeyerek, arılar sizi soksa da…

Bu bedel koltuktan gitmek olsa da!

Ağlasak da sızlasak da…

Bize başka reçete gerekmez!

Statükoyu yık geç, yepyeni tertemiz bir sistem yarat…

Erhürman bunu söylerken aslında ateşten gömleği de sırtına geçirmiştir!

Bunun geri dönüşü yoktur…

Nerede iltihaplı bir yara varsa o çomak oraya sokulacaktır!

Çünkü bu işin başka bir tedavi yolu kalmamıştır…

Burada tek tek sıralamaya hiç gerek yok!

Çünkü neremiz doğru ki sorusu artık gündemdedir…

Sistemi yıkıp yenisini kurmak!

Ayrıca bu reçetenin uygulanması için de bu toplumun tüm kesimlerine ihtiyaç vardır…

Bedeli ne olursa olsun!

Kanser hastalarına bir damla umut…

“Zamanlar oldu
Sizlere seslenmedim can Dostlar
Şu anda hastalarımıza yardım etmekte ilaçlarının parasını gününde ödemekte çok zorlanır olduk
Seslenecek yine yardım çağrısını yapacağım Sizlersiniz Can Dostlarım 
Meclisimiz
Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığımız
Belediyelerimizin ve
Üniversitelerimizin tümü
Aslında eski ama şu anda
Yeni kampanyamızı desteklemeyi kabul ederek çalışma başlattılar
Konser Tiyatro Piyango Balo Bileti satmaktan Yorulduk 
Siz almaktan yorulsanız da almaktan vazgeç geçmediniz
Ama gelir bütçeleri küçüldükçe sizi de bizi de rahatlatacak bir kampanya başlattık
Eskiniz Hastaya ŞİFA
Eskiniz Hastaya İLAÇ
olacaktır
Küçülmüş, Modası Geçmiş, Eskimiş, her türlü giysinizi alıyoruz
Bu nedenle evinizde fazlalık olarak gördüğünüz 
HERŞEY 
bozulmuş bir çatal bıçak yada yemek seti kahve ve çay setinden kalan tek bir çatal, tek bir fincan, bir tabak alım gücü dar olan bir kardeşimizin bir işçimizin sofrasında kullanılabilir 
Ucuza satılacak bu üründen gelecek her TL hastalarımızın ilaç parasına bir damla UMUT Olacaktır
CANLARIM 
HERBİRİNİZE Sesleniyorum
Ben Mahallemden İşyerimden Eş Dosttan toplayarak bu kampanya ile hastalarımıza destek olmak istiyorum diyenler lütfen 05428531121 Arayınız
Topladığınız ürünlerle çektireceğiniz bir fotoğrafla da Sosyal Medya ve Yazılı Görsel Basın aracılığıyla da Kampanyamızı hem duyurmak hem de teşvik için haberde yer alabilirsiniz 
Bizi Yine yalnız bırakmayacağınızdan eminim 
05428531121’i
Lütfen arayınız CANLARIM…”

(Raziye KOCAİSMAİL)

Sadece Merak İşte?

MK ve ML kim?

Artık iyice azıttılar…

Aradaki et fiyatlarında uçurum olunca bazıları güneyden et getirmek için her yolu deniyorlar!

Yakalananlar ne ala…

Kim bilir ne kadar yakalanmayan var!

En son 500 kilo ile yakalandılar…

Suçları sabit görümlü olsa ki 21 Bin TL de ceza kestiler!

MK ve ML’ye…

Kim bunlar!

İsimleri niye açıklanmıyor?

Bir daha bu suçu işlesinler diye mi?

Belediyelere özel af mı?

Bazı sendikalar batan belediyelere sahip çıkıyorlar…

Hatta kucaklıyorlar!

Borçların ertelenmesi sadece geçici bir önlemiş…

Borçları silinsin diyorlar!

Akıl mantık almaz bu tür açıklamalar…

Belediyeler durup dururken batmamış, batırılmışlardır!

Siyaset adına, popülizm adına…

Özel af da neyin nesi Allah aşkına?

Geçmişi ne çabuk unuttuk?

Doğrudur, bakım nedeniyle Lefkoşa-Girne yolu artık 15 dakikada değil, 40-60 dakika arasında gidilmektedir…

Devletten hizmet bekleyenler ise nedense buna hep birlikte karşı çıkıyor!

Geçmişi çabuk unuttular tabi ki…

O zaman da tek gidiş-tek geliş vardı!

Konvoy olduğu zaman 1 saati buluyordu…

Vazgeçin artık şikayetten!

Hemen her konuda her şeyin bir bedeli vardır…

Açın radyonuzu keyif yapmayı deneyin, ölmezsiniz ya!

Mobeseler ne oldu?

Eski hükümet Ankara temasları sonucu mobese uygulamasına imza atmış ve artık u cihazların takılmasına sıra gelmişti…

Onlar gitti şimdi yenileri geldi!

Ülkede yaşanan asayiş olayları malumunuz…

Bunları daha kolay ortaya çıkarmak da bu cihazların görevi!

Bu hükümet dünyanın her yerinde olan bu cihazları getirmekten vazgeçmedi değil mi?

MESAJ KUTUSU

Sayın Tufan ERHÜRMAN, ‘çomak’ mesajı yeni hükümetin yol gösterici bir parolası olarak algılandı. Bunun için önce sizin ve ekibinizin, daha sonra hükümet ortaklarının tabi ki en önemlisi de kamuoyunun yürekten inanması gerekiyor. Bu konuda kendinizi anlatabilirseniz yolun yarısını zaten geçmiş olacaksınız, gazanız mübarek olsun…

Sayın Derya KANBAY, bu devletin ne yazıktır ki en büyük ayıplarından bir tanesi yanan tiyatro binasının 19 yıl geçmesine rağmen yenisinin yapılmamasıdır! Sanırız bu hükümette de bu duyarlılık yok gibi geldi bize! Anlayacağınız yine size işimiz düştü, hadi bir destek çıkıverin şu işe!

Sayın Asım İDRİS, dünden itibaren Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarlığı görevine resmen başladığınızı memnuniyetle öğrendik. Bazı eski dostlarınız bunu ne kadar karalamak istese de doğru bir karardı ve bu konuda büyük katkılarınız olacağından kuşkumuz yoktur. Hadi artık utandırın onları olur mu?

Sayın Kemal ALTUNCOĞLU, YDP’den Lefkoşa Belediye Başkan aday adaylığınız hayırlı uğurlu olsun ama bizim duyduklarımıza göre partiniz Lefkoşa’dan aday göstermeyip bir başka parti adayını destekleyecekmiş. Onun için çok fazla heyecan yapmayın deriz!

Sayın Ahmet HAVUTÇU, ne mutlu size ki çok uzun bir kamu görevinden sonra alnınız açık ve başınız dik olarak emeklilik mertebesine erişiyorsunuz! Bu arada bakanız biraz cimrilik yapıp çok fazla küçük bir hediye etti değil mi?

Sayın Ayşegül AYBARS, bazı önemli çevreler gece kulüplerinin denetlenme komitesinden tek bir erkeğin bile olmaması, üyelerin tamamen kadınlardan oluşmasını öneriyorlar! Bunun gerekçelerini söylemeye hiç gerek yok değil mi?

Sayın Kemal Deniz DANA, özel bir ekip kurarak Sağlık Bakanlığı’nı mercek altına aldığınız ve burada artık uçan kuştan haberiniz olacağı konuşuluyor. Bu arada size yakın olan bazı yetkililerin de görevlerinden alınacağını hesaba katmayı unutmayın olur mu?

Sayın Arzu PÜRTÜL, Dipkarpaz belediye başkan adayları arasında sizin de adınız anılmaya başlandı! Bu arada birden fazla partiden teklif geldiği de söyleniyor. Bundan böyle artık yüreğinizin götürdüğü yere gidin deriz…

Sayın Fikri ATAOĞLU, demek ki Rum kesimim bizim turizm faaliyetlerinden iyice rahatsız olmaya başladılar doğru yoldasınız demektir! Şu Alaçatı modelini de bir gündeme getirebilirseniz bundan böyle kim tutar sizi…

Sayın Hulisi MANİSOY, bizim siyasilerin gece kulüplerine dokunmasının hiç imkan ve ihtimal var mı? Sora seçim öncelerinde kimlerden yardım toplayacaklar? Buyurun siz çıkın ortaya kapatın bunların hepsinin kapısını sonra omuzlarda taşınırsınız! Tabi bunu riskleri de yok değil yani!

Sayın Nidai GÜNGÖRDÜ, iki adet yeni çöp kamyonundan sonra temizlik için yeni cihazları da kadroya dahil edince artık seçimlere hazır olduğunuz konuşuluyor! Bakalım diğer rakipler hangi projelerle gündeme gelecekler?

Sayın Ahmet MURATOĞLU, Başbakan ile görüşmeye gelen bazı ziyaretçiler güvenliği geçtikten sonra bazı memurların engeline takılıyorlarmış. Bu arada konuşma tarzları da o makama hiç de uygun değil, önleminizi alın deriz…

Sayın Alihan PEHLİVAN, belli ki bu döne sizin için kızak dönemi olacak ve daireden daha çok evdeki bahçede yeşillik yetiştirmekle uğraşacaksınız! Demek ki sadece müdür müsteşardan müşavir olmuyormuş değil mi? Organik ürünlerden biz de isteriz…