Pandemi Hastanesi’nin yasallığını tartışma zamanı mı?

Açıklana son vakalar artık bu işin şaka kaldırır bir şey olmadığını ortaya koyuyor ama anlaşılan bazıları durumun vahametini bir türlü kabullenemiyor…

Şimdi kafaya taktılar Acil Durum Hastanesi’nin yasal boyutlarını gündem yapıyorlar!

Hele de bazı sağlık çalışanları o binada çalışmayacaklarını söylemeye başladılar…

O bina kaçak yapıymış çünkü!

Hadi öyle sayalım…

Böyle düşünenler için yasal mevzuatlar şimdi mi akıllarına geldi!

KKTC Hükümeti bu hastane için salgının ilk günlerinden 45 gün içinde bitecek dedi ama bunu başaramadı…

Tüm kesimler bunu şiddetle eleştirdi!

Derdimize çare yine Ankara’dan geldi…

Uzun bir bekleyişten sonra da hastane devreye girdi ve şu anda burada 30 hasta tedavi görmekte!

Artık bundan böyle binanın kaçak olup olmadığının ne önemi kaldı?

Elbette burada kaçak yapılara destek vermek kimsenin haddine değil ama ülkenin içinde bulunduğu zor şartlar göz önünde bulundurulduğunda ‘eyvallah’ demekten başka çaremiz de kalmıyor…

Amaca hizmet ediyor mu, kesinlikle öyle!

Vakalar rekor üstüne rekor kırıyor mu, açıklanan rakamlar ortada…

O binayı böyle bir dönemde mühürleyecek halimiz yok ya!

Hatta 100 yataklı hastane eğer vakalar bu hızla artarsa gün gelecek yeterli olmayacak, şimdi bunun düşünülmesi gerekir…

Bundan böyle hastane konusunda çatlak ses duymak istemiyoruz buna devam edenler ise bu ülke insanının sağlığına en büyük kötülüğü yapmış olacaktır…

Çok büyük ihtimalle alınan önlemler bugün yarın artırılacak ve tüm ülke genelince kapanma kararı üretilecektir…

Daha da ileri gitmeli tüm ülke genelinde olağanüstü hal ilan edilmelidir!

Ve kesinlikle artık Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da bu işin içinde olmalıdır ve özellikle de Ankara ile ilişkilerde öncülük etmelidir…

Gerekirse vakaların tamamen sıfırlanması için daha sert tedbirler alınmalı, insanların sokağa çıkması mümkün olduğu kadar kısıtlanmalıdır!

Zira ne yazık ki birçok insanımız market, kasap bahanesi ile dost ahbap ziyaretleri yapmakta bu nedenle vakaların tetiklenmesine neden olmaktadır…

Yaşanan bu süreçte ekonomik sıkıntılar da tavan yapacaktır, bu doğaldır bunu niçin de Cumhurbaşkanı Tatar ile Ankara ilişkilerinin hayli olumlu olduğu gerçeğiyle gerekli maddi kaynak ve tabi ki sağlık araç gereçleri ile aşı konusunda da yapılan destek artırılmalı ve süreç en az zararla kapatılmalıdır…

Bu dönemde Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın sağlın ile ilgili konularda toplanan Bakanlar Kurulu’na katılıp kararlara katkı koyması gerekmektedir.

Zira şu anki konumu toplumun lideri olarak belirlenmiştir!

Yine bu süreçte yaşanan ve gözle görülür halde olan panik ortamıdır…

Siyasetçisinden tutun da sivil toplum örgütlerine kadar hemen hepsi ülkede korku ve endişe yaratacak açıklamalar yapmaktadır!

Hatta bazı iş insanları bile sokaklardan ölü toplama noktasına bile gelinebileceğini konu eden paylaşımlarda bulunmaktadır…

Bunların hiç birine gerek yoktur!

Panik yapmak hataların en büyüğüdür…

Panik insanların ancak hata yapmasını sağlar!

Bir de tabi ki medyanın durumu su süreçte göze batmaktadır…

Tiraj ve reyting uğruna doğrulanmadan yapılan bazı haberler kamuoyunda endişe yaşanmasına neden olmakta, bazı kurum ve işletmeler doğru olmadığı halde damgalanmakta ve etik kurallar hiçe sayılmaktadır!

Biz de dahil tüm meslektaşlarımız yapılan hatalı haberlerin kimseye faydalı olmayacağı gerçeğini göz ardı etmemeli, kamuoyunda zaten yaşanmakta olan panik durumunu tetiklememeyi görev edinmeliyiz…

MESAJ KUTUSU

Sayın Ersin TATAR, bu işin artık şaka kaldırmadığı vakaların rekor kırmasıyla ortaya çıktı. Bir an önce gerekirse seferberlik ilan edip Ankara ile dirsek temasını da artırarak yeni bir strateji belirlenmesi ve sizin de inisiyatif üstlenmeniz gerekiyor. Geçen her gün boşa kürek çekilen zaman kaybı olarak hanemize işlenecek…

Sayın Önder SENNAROĞLU, meclis salonu ne yazık ki bazı sorumsuz vekiller nedeniyle tam anlamıyla Hababam sınıfını andırıyor. Bu konuda daha işin başındasınız ipin ucunu kaçırmamak gerek zira tüm vekiller o salonun kutsallığını idrak etme gibi bir sorumlulukları olduğunu kabul etmek zorundadırlar…

Sayın Ali PİLLİ, dün bir televizyon kanalında belediye başkanlarının aşı konusundaki çalışmaları hakkında konuşurken Geçitkale Belediyesini es geçmeniz belediye çalışanları tarafından yoğun eleştiri korusu oldu. Bu konuda daha fazla siyaset üstü olmanızı öneriyorlar…

Sayın Mehmet HASGÜLER, şu anda boşta olan YÖDAK Başkanlığı konusunda yoğun bir medya atağı başlattığınız gözleniyor. Bu arada eski başkanı kırmadan gücendirmeden bunu yaparsanız daha şık olacaktır. Sonuçta uzun bir süre kendisiyle kader birliği yaptınız!

Sayın Gürkan KARA, Bakan Evren tüm ağırlığını koydu ve bir hayli zora giren müsteşarlık göreviniz teslim edildi. Bu arada bu işe takoz koyanlarla büyük bir hesaplaşma içinde olacağınız söyleniyor, gazanız mübarek olsun artık…

Sayın Mehmet EZİÇ, geçen gün öyle birkaç kelimelik öyle bir paylaşımda bulundunuz ki millet korku filmi izler gibi bir ruh haline büründü. Sizin gibi iş dünyasının önemli kişileri böyle bir dönemde kanaat önderi gibidir, aman panik yapmayalım lütfen…

Sayın Asım AKANSOY, buradaki ihalelerin Türkiye’de açılmasından dolayı dün tepkinizi ortaya koydunuz ama AB’nin buradaki ihaleleri konusunu gözden kaçırdığınızı eleştiren mesajlarınız anında gelmeye başladı. Haberiniz olsun istedik!

Sayın Kemal Deniz DANA, görevden alınma yazınızın yakında imzalanacağı yönünde kulisler yapılmaya başlandı. Hatta sizin makama bir hanımefendinin ismi geçiyor, müşavirlik günleri başlıyor mu yoksa? En azından yüksek lisansı bitirme fırsatı bulacaksınız artık, her olmayacak işte bir hayır vardır…

Sayın Özlem GÜRKUT, bir grup meslektaşınız Acil Durum Hastanesi’ne Başhekim olarak atanmanız konusunda kampanyalar düzenlemeye başladı. Peki bu gerçekleşirse onlarca onkoloji hastanıza kimler bakacak acaba? Orada da size büyük ihtiyaç var çünkü!

Sayın Mehmet ÇAKICI, yaşanan pandemi süreci beraberinde bir takım ciddi ruhsal hastalıkları da beraberinde getirdi ve bundan en çok çocuklar etkilendi. Bu konuda hiç gecikmeden çareler üretmek durumundasınız!

Sayın Nur NADİR, değme programcılara taş çıkartan sorgulayıcı televizyon programlarınız dikkatlerden kaçmıyor. Bu konuda hayli başarılısınız, bunun devamını dileriz. Bizim meslek kana bir bulaştı mı bir daha asla çıkmaz!