Başbakan ve UBP Genel Başkanı Ersin Tatar şu sıralar hayli sıkıntılı ama…

Hüseyin Özgürgün tam aksi!

Günün çoğunu evde geçiriyor…

Minik kızı artık 6 aylık oldu ve neredeyse tüm gününü onunla geçirmeye çalışıyor!

Hatta biraz da şakayla karışık ‘İnci hanım benden daha fazla dışarı’ çıkıyor diye de ev halinden epey memnun olduğunu ifade ediyor…

Elbette belli bir yaştan sonra çocuk sahibi olmanın tadı bambaşka!

Bütün gününü onunla geçirmek, oyunlar oynamak, birlikte havuz keyfi yapmak, aile kültürünün ilk derslerini vermek…

Dün uzun bir telefon konuşması yaptık kendisiyle mutluluğu sesine yansıyordu!

Bir de parti içinde beklentisi olmayan neredeyse tek milletvekili durumunda…

Hangi makamda olacağım kaygısı yok!

Parti başkanı ve başbakanın önünde esas duruşta durma gaylesi hiç yok…

Bu arada UBP kurultayında rakibi olan Ersin Tatar ile de ilişkileri hayli iyi, zaman zaman görüşüp parti hakkında konuşuyorlar, kendi ifadesiyle!

Mutlu ama partiye de kırgın değil ama bir hayli kızgın…

Telefon sohbetimizde en önemli vurgusu şu oldu;

“UBP artık tek başına iktidar olma şansını yitirmiştir…”

UBP hükümet değil memleketi erken genel seçime götürmeliydi diye ekliyor…

Bunu zaten Tatar’a açıkça söylemiş!

10 gün önceki UBP ile bugünkü UBP’nin arasında dağlar kadar fark olduğunu iddia ediyor…

Bunun ilk nedeni ise HP ile birlikte hükümet kurması!

Çünkü Özgürgün’e göre HP ve Kudret Özersay artık bitmiş ve tükenmiştir…

Can simidi olarak da UBP’ye sarılmıştır!

Altını çizerek vurguluyor:

“HP yarın seçim olsa 1-2 vekil ya çıkarır ya çıkarmaz” diye…

Daha da iddialı düşünceleri var:

“UBP içinde tek bir kişi bile yoktur Kudret Özersay’ı isteyen, seven…”

Elbette kahve meselesine de takılı kalan bir Özgürgün var ama inancı odur ki Özersay’ın devlet adamlığından çok uzak bir tavır sergilediğini düşünüyor…

Dün bize dedi ki;

“Bu hükümete güvenoyu verip vermemek arasında gidip geliyorum çünkü vicdanım rahat değil…”

Biz kendisiyle konuştuktan yarım saat sonra sosyal medyada açıklama yaptı:

Çaresini bulmuştu Özgürgün…

“Hayır” dememek için güven oylamasına gitmeyeceğini duyurdu kamuoyuna!

Ama UBP’de bir de parti disiplini meselesi olduğunu da vurguluyor…

Umarız ki meclis toplantısına katılmamanın aslında güvenoyuna ret kararı vermekle eş anlamlı olacağını da biliyordur…

21 yılını bu partide geçirmiş, bakanlık, başbakanlık yapmış, gider mi gitmez mi artık elini yüreğine koyacak ve son kararı kendisi verecek!

Özersay’a gücenip de partiye güven beyan etmemek, eğer siyasette devam edecekse kendisine zarar verebilir…

Bu arada kendisine yolsuzluk dosyalarını da sormayı ihmal etmedik…

“Bir sorun olsa savcılık çoktan çağırır ifade alırdı” diye cevapladı!

Demesine göre o iddialardan hiçbir şey çıkmayacak…

Çıkmayacaksa da bunun resmi bir açıklaması olmalıdır, en azından kamuoyu ününde aklanması için!

Bu önemlidir çünkü 10 kadar sonra ülkede Cumhurbaşkanlığı seçimleri var…

Şimdilik tek aday adayı Zorlu Töre gibi gözükse de önümüzdeki günler bu konuda çok şeye gebe!

Derviş Eroğlu da bu konuda kesinlikle aday olmayacağını açıkladığına göre Hüseyin Özgürgün de bize göre en azından şimdilik gizli aday adayı konumundadır…

Tabi bir de çok önceleri konuşulan Kudret Özersay’ın çatı adaylığı meselesi var!

Özersay Cumhurbaşkanlığına aday olur mu bu konuda kesin bir karar yok ortada ama belli ki en azından artık çatı adayı olmayacağı ya da olamayacağı gün gibi ortadadır…

İlerleyen günler bize gösterecektir ki hem UBP’liler hem de kamuoyu Hüseyin Özgürgün’ün ismini çok daha fazla duyacaklardır…

Bu arada Özgürgün’e naçizane bir tavsiye;

Eğer gönlünde Cumhurbaşkanlığı adaylığı varsa, şu güvenoyu meselesini bir kere daha, hatta çok kere daha düşünmek durumundadır…

MERAKLI KÖŞE?

Özersay kendini suçlu mu hissediyor?

HP Genel Başkanı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay şu sıralar kendini yiyip bitiriyor…

Hükümetin niye bozulduğunu anlatmak için yoğun efor sarf ediyor!

Bunun için de kanal kanal geziyor…

Bize göre yanlış yapıyor!

Çünkü ne zaman ağzını açsa özellikle de sosyal medyada büyük tepki topluyor…

Bize göre artık susmalı!

Aksine bu konuda hiç konuşmayıp 3 bakanlığı icraat bakanlığı yapmalı ve vatandaşın gönlünü kazanmalıdır…

Cuma günü kaç kişi hasta olacak!

Kamu çalışanları 9 günlük bayram tatili bekliyordu ama hayal kırıklığı yaşadı…

Hükümet 7 Haziran Cuma günü de mesai olacağını açıkladı da!

Merakımız şudur:

Bu gün kaç kamu çalışanı sözde hasta olup çalıştığı kuruma rapor götürecektir…

Takip edilmeye değer bir konu olarak görüyoruz!

Ambulans niye gecikti?

Kesinlikle soruşturulması gereken bir konudur bu…

Cezaevinde kalbi duran mahkumun niçin rahatsızlıktan tam 5 saat sonra ambülansla hastaneye kaldırıldığı!

Çünkü mahkum yakınları son günlerde sürekli bu olayı ihbar eden mesajlar gönderiyor…

Bu arada;

Bu konu hakkında soruşturma açıldı da…

Orada karar mercii olan birileri bir süreliğine görevden alınmazsa nasıl sağlıklı bir sonuca ulaşılır ki?

MESAJ KUTUSU

Sayın Ayşegül BAYBARS, dünkü gün cezaevindeki mahkumlar söz verdiğiniz üzere kendileriyle görüşmek için gideceğinizi bekliyorlardı ama yoğunluktan dolayı gitmeyip sergi açılışına katılınca da epey öfkelendiler. Umarız kosa sürede telafi edersiniz!

Sayın Sunat ATUN, son üç gündür telefonlarınızın kapalı olması ve iftar sofralarına katılmamanız parti içinde merak konusu olmuş. Siyasette ciddi bir operasyon için Ankara’da önemli ziyaretler yaptığınızı düşünenlerin sayısı bir hayli fazla!

Sayın Hüseyin YEŞİLDAĞLI, çok kısa bir süre sonra polis teşkilatının başına getirileceğiniz yönünde haberler gelmeye başladı. Heyecan ve özlemle beklenen günler nihayet geliyor desenize. Hayırlara vesile olsun artık!

Sayın Narin Ferdi ŞEFİK, yargıya olan güvenin bazı medya kuruluşları tarafından olumsuz yayınlarda güven kaybı şikayetinizde yerden göğe kadar haklısınız da bunları açıkça deşifre etseniz ve tüm medyayı suçlamasaydınız daha iyi olmaz mıydı?

Sayın Mustafa AKÇABA, Sağlık Bakanlığı müsteşarlığınız için bazı iş çevrelerinin bastırması çok da etik olmayan bir durum olarak algılanmaya başladı. Aman bu konuda dikkatli olun ki bir takım söylentiler beraberinde gelmesin…

Sayın Olsan ORAN, UBP Mağusa İlçe Başkanı olarak kabine ve bürokrat atamaları konusunda örgütlerin fena halde bastırdığı konuşuluyor. Bu konuda toplantı üstüne toplantı yapıyormuşsunuz, bakalım hangi birini memnun edeceksiniz?

Sayın Barış TİLKİ, sürücü eğitimliğinden başka pek yakında solar enerji sektörüne de girmek için yoğun bir çalışma içine girdiğiniz söyleniyor. En doğru sektörü seçmişsiniz zira elektrik faturaları artık halkı böyle alternatiflere sürüklemeye başladı…

Sayın Önder SENNAROĞLU, UBP-HP hükümetine güvenoyu vermemek için meclis oturumuna katılmayacağınız yönünde mesajlar gelmeye başladı. Usta bir politikacı olarak karar verirken birden fazla düşünün deriz…

Sayın Fikri ATAOĞLU, bakanlık sonrası hızlı bir telefon trafiği yaşadığınız ve bakanlık dönemi sürecinde destek gördüklerinize teşekkür ettiğinizi duyduk, her zaman ki gibi ince ve kibarsınız. Bu arada parti gazetesini yayına sokmak için de kolları sıvamışsınız, doğrusu da buydu zaten…

Sayın Derviş GEZER, yuvaya dönüş için hazırlıklara başladınız mı? Zira Turizm Bakanlığı’nın sizin gibi deneyimli bürokratlara ihtiyacı var ve pek yakında teklif de geliyor diye duyduk. Hayırlı olacaksa olsun deriz…

Sayın Kutlu EVREN, Özgürgün’ün dünkü açıklamasından sonra meclisteki güven oylamasına gidip gitmemekte sizin de tereddüt yaşadığınız konuşuluyor. Sizinki kabine oluşumundan dolayı mı yoksa Özersay’a karşı bir duruş mu acaba?