Ulusal Birlik Partisi Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün, katıldığı bir televizyon programında hükümetin icraatlarını değerlendirdi. Hükümetin bu güne kadar icraatları hakkında değerlendirme yaparak başlayan Özgürgün, hükümetin ilk 100 gün icraatlarına atıfta bulunarak, sizin programınızda da izlediğimiz gibi hükümet 100 gününü ne zaman doldurduğuna dahi karar veremedi, her ortak ayrı telden çalıyor ifadesine yer verdi. Özgürgün, hükümet icraatlarına ilişkin soruya verdiği yanıtta , “yine hatırlanacağı üzere 2 Mart 2018 tarihli resmi gazetede yayınlandığı şekliyle daha bütçe onaylanmadan tüm harçlar %50’ye varan oranda zamlandı. Elektriğe, benzine, süt ve süt ürünlerine, doktor muayene ücretlerine %50’ye varan zamlar yapıldığı yetmezmiş gibi, bir de araç plakaları için bizim vermiş olduğumuz on yıllık süreyi yedi aya düşürerek halkın cebinden alel acele 100 TL daha çıkmasını sağladılar dedi. “MAZERET ÜRETMEDEN SONUCA GİTMEN LAZIM” “Halkın iradesi sandıkta böyle şekillenmedi” diyen Özgürgün şöyle devam etti: “Parlamenter sistemde birinci parti hükümeti kurar, eğer kin ve intikam ile birinci partiyi kenarda bırakıp inat hükümeti kuruyorsan şikayet etmemen lazım. Mazeret üretmeden sonuca gitmen lazım. Derme çatma hükümet kurup bahaneler üretmeyeceksin. Bundan sonra halk iradesine rağmen hükümet kurarsan hizmet edeceksin. Özgürgün devamında, hükümet edenler, kendi dönemlerinde “boş salon olmayacağı ve nisap sorunu yaşanmayacağı sözlerini daha 6 ay önce vermişken bugün bakıyoruz da haftalardır yaşadıkları ve yine muhalefetten başka bir parti ile çözdükleri nisap sorununu aşamamış ve iki gündür meclisi açamaz duruma gelmişlerdir. Bunun müsebbibi olarak da Ulusal Birlik Partisi’ni hedef göstermektedirler, Hükümet kurma aşamasında Ulusal Birlik Partisi ile “kahve içmek için bile görüşmeyiz” diyenlerin bugün meclisin nisap sağlayamamasından bizleri sorumlu tutmaları trajikomik bir meseledir dedi. “SAVCI MÜDAFAA ETMİYORUM DEDİ” Özgürgün, hükümetimizce yaklaşık 11,000 kişiye yasalar çerçevesinde verdiğimiz vatandaşlıklardan 174 kişinin vatandaşlığı hukuk dışı olduğu gerekçesiyle iptal edildi. İlk açıklanan liste ile resmi gazetede yayınlanan listede yaklaşık 50 isim değişti. Eğer yaklaşık 50 kişi hukuk dışı iseydi neden bir günde yurttaşlıkları tekrardan geri iade edildi? Resmi gazeteye eklenen diğer hukuk dışı olduğu iddia edilen kişiler neden ilk başta iptal edilmedi? Yani neden ilk başta 225 değil de 175 kişinin yurttaşlığı iptal edildi? 174 kişi iptal edilmesine ve 90 gün süre verilmesine rağmen neden 118 kişinin kimlikleri iptal edildi. Resmen komedi film izliyoruz, açılan davalarda hükümet kendisini savunacak avukat dahi bulmadı, bilindiği üzere başsavcılık hükümeti savunmayacağını önceden söylemişti diye vurgu yaptı. “KÜRSÜ DIŞINDA BÜTÜN DOKUNULMAZLIKLARI KALDIRIN” Dokunulmazlık konusunda net konuşan Özgürgün, şöyle dedi: “ Dokunulmazlık meselesine gelince, bana göre kürsü dokunulmazlığı dışında dokunulmazlıklar kalkmalı. Bir Milletvekili sadece kürsüde ortaya koyduğu ve halkın nabzını yansıtan fikir ve görüşlerinden yargılanmamalı. Geçen yerel seçimlerde referanduma götürdüğümüz konuydu. Ama referandumda hayır çıktı. Dokunulmazlıkları referanduma götürelim, Biz 21 vekille hazırız. Siyasi amaçla rant elde etme niyetine karşıyım. Dokunulmazlık kaldırılacak deyip siyaset yapılmasın, kaldıralım. Ülke yangın yeri. Döviz aldı başını gitti. Kurak bir yıl geçirdik herkes ağlıyor. Sorunlarına çözüm bekleyen bir ülke var. KKTC’de tüm sektöreler SOS veriyor ama bunlar dokunulmazlıkla uğraşıyor. Mecliste 6 saat sadece bu konuyu konuştular. Bana göre basit bir sebepten dokunulmazlık kaldırılsın diyorlar, kürsü dışında herkesin dokunulmazlığını kaldırın. Açık ve net söylüyorum. Herkesin dokunulmazlığı kaldırılsın ben varım. Sadece Aytaç Çaluda üzerinden gidersen, bu yarın seni de bulur, herkesi bulur. “SEÇİM BOYUNCA MALZEME YAPTILAR” Hakkındaki hesap hareketleriyle ilgili iddiaları yanıtlayan Özgürgün, Hesap hareketi dediğiniz şey benim şahsi hesaplarımdır diyerek, Aile mahkemesindeki hesapları alıp kara para akladı suçlamalarının yapıldığını, İddia edildiği gibi bir sonuç olsaydı Merkez Bankasının incelemesi gerektiğini söyledi ve ekledi : “Başbakan akrabalarına peşkeş çekti, yolsuzlukla ihale verdi, devleti zarara uğratacak şunları yaptı, bunun içinde bu kadar parası vardı diyerek kamuoyunun gündemine getirip seçim boyunca malzeme yaptılar. Savcılığa buyurun dedim. Herkes için de yapılsın dedim. Siyasi rant haline getirip seçimde kullanmayın dedim. O zaman Başbakanlık hizmetlerine bakacaksınız, pürüz bulursanız söyleyeceksiniz. Mal beyanında bulunduk. Büyük farklar yok. Öyle bir şey olsa soruşturmaya tabi tutulur.” “KURULTAY KASIM AYINDA” Kurultaya ilişkin de konuşan Özgürgün şöyle devam etti: “Kurultay Kasım ayında. Erkene çekemeyiz. Örgütlerin kurulması için en az 3 ay süre lazım. 1 Eylülde hazırlıklara başlamayı düşünüyoruz. Ocak 2018 Milletvekilliği erken genel seçimlerinden büyük bir farkla birinci çıkmış bir partinin Genel Başkanı olarak çekildim ve görevden kaçıyorum diyemem, biz sana inandık ve destek verdik diyecekler. Hükümet kuramadık desem inandırıcı olmaz. Ben aday değilim demek kaçıştır, adaylığım kesindir. Üyelerim gelir, Başkanım yeter derse kazanana saygı gösteririm. Partiye üyelik sistemini getiren benim. Delege sistemi vardı, bu parti üyelik sistemi geçene kadar en fazla 1400 kişiyle Genel Başkanını seçiyordu ve 400 kişiyi garantiye alan Genel Başkan oluyordu. Şimdi 12.500 üyeden kaç kişinin oy kullanacağını bilmiyorum, partide demokratik bir yapı yarattık. Kurultay’da aday olacak isimlerin kimler olduğuna dair sorulan bir soruya karşılık ise, hazırlanan 3 adayın olduğunu duydum. 6 adaylı kurultaya girdim. Parti içi seçimler araçtır, amaç değil. Seçimi kaybetsem de UBP’nin Milletvekiliyim” dedi. “SAYIN EROĞLU ÇABA HARCIYOR” Gencay Eroğlu’nun adaylığına ilişkin Derviş Eroğlu’nun duruşu hakkında sorulan soruya ise Özgürgün’ün cevabı netti. Özgürgün, Sayın Derviş Eroğlu UBP’nin yıllarca Genel Başkanlığı yapmış, şu anda da Onursal Başkanıdır. Ben UBP’de hiçbir partilinin parti kararları karşısında kavga vermeyeceğini, partinin zararı için çaba harcamayacağını düşünüyorum. Amaç, topluma hizmetse partinin zaferine katkı yapmak esastır. Parti bir karar aldı. Sayın Eroğlu da alınan kararlara saygı göstererek çaba harcamaktadır ve harcayacaktır. Şu anda Ulusal Birlik Partisi’nde olmayan bir belediyeyi almak için çaba harcıyoruz, Sertoğlu kaybettirilsin de Özgürgün de kaybedecek söylemlerine gerek yok, ben Sertoğlu’na güveniyorum ve yanındayım. Gelinen noktadan mutlu ve huzurluyum, dedi. “ÜLKE YÖNETMEK PROFESYONELLİK İSTER” Ülke yönetmenin profesyonellik istediğine dikkat çeken Özgürgün, “sorumluluğum gereği HP ile görüşürüm ama isteyerek mi yaparım, hayır. Kişisel bakışım ayrı bir değerlendirmedir. Duygusal hareket etmem, halka hizmet noktasında duygusal olunmaz. Ülke yönetimi Özgürgün’ün gitmesini gerektiriyorsa gitsin, yol açılsın, ekonomik olarak iyiye gitsin. Hükümet kurma çalışmalarında resmi bir teklif almadım, bana sensiz bir hükümet modeli arzu ediyoruz deselerdi ben yetkili kurullarımda bunu tartıştırmaya hazırdım, ben diye bir şey yok. Son sözü UBP yetkili kurulları söyler. Bunu dışarıdan biri söylerse UBP elbette buna itibar etmez” ifadelerini kullandı. “20 ADAYIMIZ VAR, İDDİALIYIZ” Belediye seçimlerinin genel seçimlere göre farklı olduğuna vurgu yapan Özgürgün, Parti yetkili kurullarının almış olduğu kararla Mevcut Belediye Başkanlarının tekrar aday çıkacağını, ancak buna karşı parti içerisinden adayların da görevlerinden istifa ederek bu adaylara karşı bağımsız aday çıktığını ifade ederek, Vadili, Gazimağusa, Büyükkonuk ve Serdarlı’yı örnek gösterdi. Özgürgün sözlerini şöyle tamamladı: “20 parti amblemli ve 7 de destek verdiğimiz bağımsız adayımız var, her bölgede iddialıyız” dedi.