Stockholm Sendromu yaşıyor HP’liler.

Celladına aşık kurban gibiler.

Bir yanda can çekişen bir HP.

Öte yanda kredibilitesi sıfırlanmış Özersay.

Üstelik “gideceğim, bırakacağım” demiş.

PM’de “%10 altı oy alırsam istifa” sözü vermiş.

Ama her zamanki gibi sözünden dönmüş.

Canı istedi “gideceğim” dedi.

Canı istedi “vazgeçtim” dedi.

Hırsı galebe gelmiş yine.

Uçurumda değiller ama artık.

Uçurumdan yuvarlanma başlamış.

Tabi Özersay’ı anlamaya çalışmak da boşuna.

Kendi biterken HP’yi de bitirmek mi amacı?

Yoksa “ben yarattım, ben yokederim” mantığı mı?

*****

Siyasi partiler saksı çiçeği değildir.

Ben ektim diye sahiplenemezsin.

Canın çektiğinde saksıyı alıp gidemezsin.

Keyfin istiyor diyesaksıyı da kıramazsın.

Ancak, Özersay bunu idrak edememiş belli ki.

Belli ki hırsına yine mağlup olmuş.

Ama peki ya diğerleri?

Özellikle Atakan, Baybars, Jale Refik ve Erek.

Neden sessizler?

Hade Özersay, HP’yi mütemmim cüz* görüyor.

Onlar da mı HP’yi Özersay’ın tapulusu görüyorlar?

Özersay ev sahibi, kendilerini kiracı mı sayıyorlar?

*****

Özersay, siyaseten tükenişi yaşıyor.

Çünkü söylem ve eylem yetmezliği var.

Çünkü “Ben, kendim, keyfim” zihniyetinden muzdarip.

Ancak, bazı “inananlara”yazık olacak.

Kalıcı olabilirlerdi belki.

Ama belki de beklenen son onlara da müstehak.

Bugün Özersay’a dur demiyorlar.

Boynu bükük“Küçük Emrah” modunda hepsi.

Peki, bugün boyun eğenler, yarın diklenebilir mi?

Bugün“Küçük Emrah” olan, yarın“Che” olabilir mi?

Bu yüzden belki de onlar da silinmeli sahneden.

Belki onlar da gitmeli.

*****

Susmak sırayı beklemektir.

Susuyorlar madem.

Sıralarını beklesinler.

Yakındır anlayacaklar neyi beklediklerini?

Ne uğruna kurban edildiklerini.

Veya ne uğruna kurban olmayı seçtiklerini.

*Mütemmim cüz : Ayrılmaz parça