Özersay ayrıca Kamu Araçları İşletmecileri Birliği’ni (KAR-İŞ) de ziyaret etti. <br /> Özersay “bu ülkeyi yönetenler, Cumhurbaşkanından hükümetine Lefke’nin sesine kulak vermelidir, Lefke sadece Cengiz Topel Hastanesi konusunda değil başka pek çok konuda kendini yalnız hisseden, unutulmuş hisseden bir bölgeye dönüştürüldü. Zaten genel anlamda siyasete ciddi bir güvensizlik var, şimdi Lefke konusunda kendi içinde çelişkili o kadar çok şey söyleniyor ve yapılmıyor ki o güvensizlik burada artık hat savhaya ulaşmış durumdadır” dedi.<br /> <br /> Özersay, “maalesef bugüne değin Cumhurbaşkanlığı sadece müzakerecilik olarak görüldü, oysa iç sorunların çözümü konusunda ciddi yetkileri ve görevleri bulunan bu makamın sorunların çözümü, hükümetlerin hizmet üretmesi için ciddi adımlar atabileceği ortadadır. Göreve gelmem durumunda bu adımları atmaktan çekinmeyeceğim. Neden mi? Çünkü küstürmekten çekindiğim bir hükümet ya da özel yakınlık duyduğum bir siyasi parti olmayacak” ifadelerini kullandı.<br /> <br /> Bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Kudret Özersay, ülkede çözümsüzlüğün yarattığı belirsizliğin Lefke bölgesinde çok daha ağır ve derinden hissedildiğini, farklı milletvekillerinin oy hesabı yaparak bu bölgeyi göz ardı ettiği yönünde ciddi bir rahatsızlık bulunduğunu vurgulayarak “tüm vatandaşlar gibi Lefke ve bölgesinde yaşayan insanların da sosyal devlet anlayışının en temel unsurlarından olan sağlık hizmetini insanca almak istiyor, oysa devlet kendi doktorunun dahi görev yerini belirlemekte aciz kalıyorsa bu devletin hükümetinin de, Anayasada “devletin başı” olarak tanımlanan Cumhurbaşkanının da bu durumdan rahatsız olması ve bu sorunun çözümü için sözler vermek ya da çelişkili açıklamalar yapmak yerine somut adımlar atması gerekir” dedi.<br /> <br /> <strong>“Çekineceğim Bir Hükümet Yahut Siyasi Parti Olmayacak”</strong><br /> Özersay Cumhurbaşkanlığı görevine gelmesi durumunda, gerek Meclis’e gerekse Bakanlar Kurulu’na bu bölgenin sorunlarının palyatif tedbirlerle değil bütüncül bir eylem planı ile çözümlenebilmesi için bir öneri getireceğini ve adım atılmasını sağlamak için ağırlığını koyacağını vurguladı. Özersay, “maalesef bugüne değin Cumhurbaşkanlığı sadece müzakerecilik olarak görüldü, oysa iç sorunların çözümü konusunda ciddi yetkileri ve görevleri bulunan bu makamın sorunların çözümü, hükümetlerin hizmet üretmesi için ciddi adımlar atabileceği ortadadır. Göreve gelmem durumunda bu adımları atmaktan çekinmeyeceğim. Neden mi? Çünkü küstürmekten çekindiğim bir hükümet ya da özel yakınlık duyduğum bir siyasi parti olmayacak” dedi. <br /> Özersay, Lefke bölgesi sivil toplum örgütleri temsilcilerinin siyasilere dönük olarak çok ciddi bir güvensizlik yaşadıklarını, sadece Cengiz Topel Hastanesi konusunda değil, CMC’den Üniversiteye, petrol dolum tesisinden, bölgede yapılabilecek yeni bir limana ve daha başka pek çok soruna ilişkin olarak sürekli birbiriyle çelişkili açıklamalar gördüklerine ve haklı olarak tüm huzurlarının kaçtığına dikkat çekti. Özersay ayrıca Lefke Aplıç kapısının açılması konusunda da bölgedeki sivil toplum örgütü temsilcileriyle görüş alış-verişinde bulunarak müzakere sürecinde Aplıç konusunun masada ne şekilde ele alındığını, sıkıntının nereden kaynaklandığını anlattı, önerileri dinledi. <br /> <br /> Özersay KAR-İŞ Ziyaretinde vurguladı: <br /> <br /> <strong>“Hakimiyetçi Bir Anlayışı Kabul Etmeyiz”</strong><br /> Bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Kudret Özersay Kamu Araçları İşletmecileri Birliği’ni (KAR-İŞ) de ziyaret etti.<br /> Özersay, KAR-İŞ başkanı Menteş Aytaç ve üyelerini ziyaret ederek, vizyonunu ve neden aday olduğunu da anlattı.<br /> KAR-İŞ üyelerinin sorunlarını da dinleyen Özersay, ülkede taşımacılık alalnında yaşanan sorunlardan, güneye araçların geçişine dair var olan sıkıntılara dair soruları da yanıtladı. Özersay, geçmişte kamu araçlarının güneye geçişi konusunda birtakım görüşmeler gerçekleştirdiklerini belirterek, Rum tarafının tavrının paylaşımcı değil çoğu zaman hâkimiyetçi olduğunu söyledi. Özersay Rum tarafının paylaşımcı olma yönünde açık olması halinde kapsamlı bir çözümün daha kolay bulunabileceğine dikkatleri çekti. <br /> <br /> Çözümün olması için her iki tarafın da paylaşmaya hazır olması gerektiğini belirten Özersay, hâkimiyetçi bir yaklaşımı bizim de kabul edemeyeceğimize dikkat çekti. Kapalı Maraş’ın Kıbrıs Türk yönetimi altında açılması şeklindeki düşüncesini açıklaması istenen Özersay bu konuda atmayı planladığı adımın detaylarını da KAR-İŞ üyeleriyle paylaştı. Özersay, artık bir adım atılması gerektiğini ve bu yönde atılacak bir adımla sadece Kıbrıs Türkü’nün değil, herkesin pek çok kazanımı olabileceğine dikkatleri çekti.<br />