"Halkın Partisi Genel Başkanı, Başbakan yardımcısı, Dışişleri Bakanı Kudret Özersay ile bir saati aşkın bir süre sohbet ettik. Çok kapsamlı ve geniş bir söyleşi oldu. Kıbrıs konusundan, ülke gündemine Dışişleri Bakanı Özersay’ın açıklamaları şöyle; “Üçüncü ülkelere suçlu iadesi yapıyoruz” “Federal çözüm olamazsa ne olacak sorusunun cevabı bellidir. Bugünkü durum yani statüko devam ediyor. Statükoyu perdeleyen müzakerelerin kendisidir. Sonuç alınmayacağını bilerek devam ettirilen müzakere süreci Kıbrıslı Türklere zarar veriyor. Denenmiş bir model olarak federasyon tüketildi. Farklı bir modeli Rum tarafı kabul eder mi deniyor. Peki, federasyonu kabul ediyor mu? Rum tarafını farklı işbirliklerine yönelten bazı nüveler var. Mesela enerji de bir işbirliği yapılıyor. Bunu farklı konulara yaymak gerek. Örneğin doğal gaz. Kültürel mirasla ilgili ortak restorasyonlar yapıyoruz. Bu da bir işbirliğidir. Demek ki olabiliyor. Suç ve suça yönelik komite var. Bir tarafta suç işleyip, diğere tarafa kaçanlarla ilgili bilgi alış verişi yapılıyor. Biz son bir yılda, başka ülkelerle, bizi tanımamalarına rağmen suçlu alış verişi yapıyoruz. Bu ülkeler, Türkiye dışında üçüncü ülkeler. Bize kendi mahkeme kararlarını yolluyorlar, burada yerleşmiş ve kendi ülkesinde suç işlemiş birisini iade ettik biz. Bu işbirliğidir, birbirini siyasi tanıma değil. Mesele siyasetin içinde hapsolmaktır. Biz, Rum tarafına gayrı resmi mesaj da yolladık. Biz elimizdeki suçluları vermeye hazırız, ama karşılığını da bekliyoruz.” “Çoklu tarifeyi destekledik, ama zamla beraber olmasından rahatsızız” “HP olarak çoklu tarifeyi destekledik. Ama zamla beraber olmasından rahatsızız. KIB-TEK bu ülkenin malıdır. Yaşatılmalıdır, her türlü desteği de verdik. Çalışanların “biz de elimizi taşın altına koymaya hazırız” söyleminin karşılığını görmek istiyoruz. Siyasi bedel riskini almaktan da çekinmedik. KIB-TEK bu yapıyla gidemeyeceği ortadadır. Alınması gereken tedbirler, alınmalıdır.” “Nüfus konusu yapay bir gündem yapıldı” “ Nüfus konusu devletin kurumlarını da zedeleyen, yapay bir gündem haline getirildi. Hükümet vatandaşlığı önemsiyor ve bir hazırlığı var. Sayın Cumhurbaşkanının açıklamaları hükümet vatandaşlık konusunda çalışmıyor algısı yarattı. Bizim alengirli işimiz yok. Sanki hükümet ve İçişleri Bakanı bu konuda duyarsız gibi bir algı oluştu. Bu algı bizzat Sayın Cumhurbaşkanının açıklamaları ile oluştu. Bu hükümete de, İçişleri Bakanına da haksızlık. Kıbrıslı Türk kimliği erozyona uğratılıyor şeklinde haklı bir kaygı var. Hükümet bu kaygıdan dolayı vatandaşlık yasasını değiştiriyor. Elden gidiyor görüntüsü çizerek, bunun üzerinden bir politika güderek, Cumhurbaşkanlığı seçimi için bir söylem geliştirilecekse, bu beni üzer. Birileri bu politikalar üzerinden, Cumhurbaşkanlığı seçimi tasarlıyorsa bu topluma zarar verir.” “Adaylık için karar vermedim” “Parti olarak Cumhurbaşkanlığı seçimini konuşmaya başladık. Fakat ben henüz bir karar vermedim. Halka katkım olacağına inanırsam aday olurum. Bir seçim için hükümet bozmak, kurmak, pazarlık yapmak bize göre değil. Şuan için, evet, icraat yapmakta zorlanıyoruz. Protokol ve katkı gelmemesi, hizmet üretmemizi engelliyor. Biz HP olarak icraat yapabildiğimiz sürece hükümetteyiz. Bunun tıkandığını gördüğümüz takdirde, ortaklarımızın karşısına geçip, “arkadaşlar olmuyor” diyecek bir parti anlayışımız var. İçinde bulunduğumuz finans ortamında icraat yapmak çok zor. Ama sonuna kadar zorlamaya çalışacağız. Mali açıdan ülkede sıkıntı var. Çözemezsek koltuklarda kalmanın anlamı yok. Hayat pahalılığının reel olarak yansıtılması da bir hataydı.” “Bir işadamından avans alınması konusunda önceden bilgimiz ve onayımız alınmadı” “Keşke böyle bir şey yapılmasaydı. Piyasada bir işadamından avans alınması konusunda önceden bilgimiz ve onayımız alınmadı. Maliye’nin avans almak yönünde bir adım atması kaçınılmazdı ve zaten bizler daha önce, Merkez Bankasından avans alınmasını konuştuk ve onay verdik. Ancak özel sektörden bir avans konusu gündemimize gelmedi. Bir şirketin ciro paylaşımı bağlamında devlete vereceği para zaten devletin parasıdır. Buraya kadar bir sorun yok. Öte yandan bazı açılardan, kendisini denetlemekten de sorumlu olduğumuz, Maliye ile borç-alacak bağlamında kamuoyuna da mal olmuş olan bir uyuşmazlığı bulunan bir şirketten avans almamız ne kadar doğrudur emin değilim. Nihayetinde bu konu istismara açıktır. Ve tam da bu nedenle meselenin “bir şirketten avans alıp memuru ödediler” şeklinde aktarılması devletin itibarı açısından da sorunlu bir durum ortaya çıkarmıştır”. “İmza aşamasına gelmiş bir protokol yoktur” “Ekonomik protokol müzakeresi devam ediyor. Henüz taslak sonuçlandırılmadı. Yani imza aşamasına gelmiş bir metin yoktur. Bu nedenle sen imzalamadın, ben imzaladım, ya da tam tersi gibi bir durum yoktur. Metin henüz imza aşmasına gelmemiştir. Aslında bu tartışmalar kısır tartışmalardır, önemli olan içeriktir. Elektrik, telekomünikasyon, bunlarla ilgili biz neler yapacağız, bunlar da içinde olacak. Süresi tartışılıyor. Bu ülkede önce yatırımların yapılmasını, halka hizmet götürülmesini sağlayacak, gelirlerimizi artıracak, giderlerimizi de kontrol altına alacak adımlara ihtiyacımız var”. “Hükümet yolsuzluk konusunda ısrarlı ve takipçi” “Yolsuzluk konusunu takibimiz sonuç vermeye başladı. Mal bildirimi ile ilgili iki dosya incelendi, savcılık suç var dedi. Bu dosya Meclise geldi. Mal bildirimi bağlamında tamamlanan dosyalar var. Onlarda meclise gelecek, komite kurulacak. Geçmişte vekil ve Bakan olan iki kişi ile ilgili devam eden soruşturmalar var. Daha önce hiç dosya gelmedi ve dokunulmazlık kaldırılmadı. İlk defa bu hükümet zamanında dosya geldi, dokunulmazlık kaldırıldı. Devam edecek, gene gelecek, yine dokunulmazlık kaldırılacak. Bu hükümet bu konuda ısrarlı, takipçi ve sonuç alıcı adımları atıyor, atacak”. Erçin ŞAHMARAN- STAR KIBRIS