Çok değil, tarihler 4 Ocak 2019’u gösteriyordu…

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Tolga Atakan, BRT’de katıldığı bir programda kendisine rüşvet teklif edildiğini açıklamıştı!

Ağzının paylarını vermiş oturdukları yere oturmuşlar rüşvet teklif edenler…

Birkaç kere konuyu gündeme getirdik!

Bakandan açıklama yapmasını istedik…

Ses çıkmadı!

Hadi bize cevap vermedi diyelim…

Peki bu ülkenin polisi ya da savcısı gidip de bakandan ifade alma gereği bile duymadı mı?

Duymamıştır çünkü bakan Atakan bu durumu polise gidip şikayetçi olmadı…

Bizde kural böyle çünkü!

Gidip şikayet etmek gerek…

Şikayet etmezsen polisin umurunda bile olmaz çünkü kurallar böyle diyor!

O zaman biz buradan polise suç duyurusunda bulunalım…

Bu ülkenin bir bakanına kim hangi nedenlerden dolayı rüşvet teklif edebilir ki!

Gitsinler bakanla konuşsunlar rüşvet teklif edenleri ortaya çıkarsınlar…

Tabi ki suç duyurumuz kabul görürse!

15 Ocak 2019 tarihinde…

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Zeki Çeler Genç TV’de katıldığı programda bazı işletmelerden tehdit aldığını açıkladı, gazeteler de bunu ön sayfalarında haber yaptı…

Demesine göre ülkeye işçi getiren sözde danışmanlık şirketlerinden alıyordu tehditleri!

Ne dedi Çeler;

“Bir canım var alacaklarsa onu da alsınlar, yeter ki ben doğrudan şaşmayayım…”

Tebrikler doğrusu, ülkesi için canını bile ortaya koyduğu için!

Ama işte gelin görün ki olay orada kapandı…

Çünkü Çeler durumu gidip de polise şikayet etmedi!

Etse muhakkak ki polis olayın peşine düşecek, bakanı canıyla tehdit edenleri enseleyecekti…

Canına kastedenleri niye şikayet etmedi ki!

Bana böyle bir tehdit gelse soluğu poliste alır, tehdit edenlerin canına okunması için elimden geleni yapardım…

Niye şikayetçi olmadı ki!

Maden olmadı onun yerine ben şikayet ediyorum polise…

Benim bakanımı tehdit edenleri ortaya çıkarsın diye!

Burası Dingo’nun hanı mı?

Daha da kötüleri var…

YÖDAK Başkan Yardımcısı Prof.Dr.Mehmet Hasgüler’in yaptığı açıklamaya bakar mısınız?

“Beni ayağımdan vuracaklar…”

Yasalara uygun kararları uyguladıkları için bundan birileri rahatsız oluyormuş ve iş tehdit etmeye kadar varmış…

Hem de yağından vuracaklarmış bizim hocayı!

Mafya da ayaktan vurmaz mı korkutmak için…

Demek ki hocanın başı mafya ile dertte, ayaklarından vurma tehdidi aldığı için!

Peki hocamız gidip durumu polise şikayet etti mi?

Muhakkak ki etmedi…

İsterse hemen bu sabah kendisiyle birlikte polise ben de gider yanında bulunurum!

Yok gitmezse de onun adına buradan suç duyurusunda bulunuyorum polis teşkilatımıza…

Mehmet hocamızı kimler ayaklarından vurmak istiyor polis peşlerine düşsün!

Anıtlar Yüksek Kurulu üyelerinden Merter Refikoğlu, bu kurumdan apar topar görevden alındı, dün gazetelerde bu konuda açıklamaları vardı…

Diyor ki Refikoğlu;

“Suçumuz peşkeşleri engellemek mi?”

Daha he desin işte…

Birilerini rahatsız etmiş olmalı ki bu görevinden alınmış!

Bu kurul önemli çünkü ülkenin tarihi değerlerine sahip çıkıyor, yasal olmayan yapılaşmaları önlüyor…

Birileri demiş ama isim vermemiş!

Belki de bilmiyor olabilir ama muhakkak ki bir bildiği vardır…

Kim bu ülkenin sit alanları içine göz dikti, kapmaya çalışıyor!

Kim bunlara engel olmak için Refikoğlu’nu görevden alıyor…

Hem de kendisine bile bildirmeden!

Vardır elbette bir bit yeniği…

Çünkü Refikoğlu bu işi iyi biliyor, konusunda uzman olmuş, yeri gelince de konuşuyor, yasal olmayan işleri engellemeye çalışıyor!

Ben olsam onun yerine durumu gider polise şikayet ederim…

Ülkenin tarihi değerleri peşkeş çekilecek diye!

Şimdiye kadar yapmadıysa da yanlış yapmış…

Sevgili okuyucular…

Ne yazık ki ülkemizin geldiği durum bu ahvaldedir!

Tehdit eden var şikayetçi olan yok…

Rüşvet teklif ediyorlar konu kapatılıp gidiyor!

Hocayı ayaklarından vurmak tehdit eden densizler şikayet olmadığı için aramızda cirit atıyor…

Ülkenin tarihi değerleri birilerine peşkeş çekilmeye çalışılıyor ve buna engel olması beklene temiz insanlar görevlerinden alınıyor!

İyi de madem ki bunları polise şikayet etmeyecektiniz, niye ortaya attınız ve kenara çekildiniz ki?

Sadece merak işte?

LİMAK’ın ilanı!

Dün gazetelerde Bafra’daki Limak Hotel’in ilanı vardı…

Yaz sezonu öncesi belli ki hazırlık yapıyorlar tam 28 kişi istihdam edecekler!

Hani şu hep denir ya, otellerde çalışan KKTC’li sayısı yüzde 20’yi geçmiyor diye…

Bir de olaya tersten bakmak gerek!

Acaba bizim KKTC’li gençler bu tür işlere nasıl bakıyor…

Haliyle böyle olunca da oteller çalışanlarının büyük kısmını Türkiye’den ya da başka ülkelerden getirmek zorunda kalıyorlar!

Bizim babaların başı kel mi?

Doğum izni var, emzirme izni var, kadınlar için bazı sosyal haklar muhakkak ki olacak, olmalıdır da…

Ama artık AB bu konuda babaları da düşünmeye başladı!

Alınan bir kararla bundan böyle AB üyesi ülkelerde babalara da doğum izni veriliyor…

Çocuğu olan babalar 10 gün izinli sayılacak!

Biz de AB yolunda gidiyoruz ya…

Bizim babaların başı kel değildir inşallah!

Nihayet?

Kaymakamlık karar almış duyurdu…

Bundan böyle Lefkoşa’da derelere çöp ve moloz atılmayacakmış!

Bu da demektir ki şimdiye kadar bu konuda bir yasak yokmuş…

Bu kararı tebrik ederiz de!

Şimdiye kadar niye kimsenin aklına gelmedi bunu da yargılamak durumundayız…

Beyaz kimlikler ne oldu?

Bazı kesimler hatta hükümetin bir kesimi bile fazla nüfustan şikayet ediyor da…

Bunun önüne geçmek için ne yapıyor?

Kocaman bir sıfır elbette!

Yıllardan beridir bu ülkede beyaz kimlikten bahsedilir ama…

Kimse de bunu icraata geçiremedi!

Haliyle insanlar buraya geldikten belli bir süre sonra vatandaş olmanın yollarını arıyor…

MESAJ KUTUSU

Sayın Filiz BESİM, Dipkarpaz yıllar sonra sizin de sayenizde tam mesai yapan bir çocuk doktoruna kavuştu ancak ne yazık ki birileri bu doktorun vatandaşlıktan çıkmaması halinde hekimlik yapma izninin iptal edileceği tehdidinde bulunuyor. Haliyle top bir kez daha sizin kucağınızda haberiniz olsun istedik!

Sayın Mehmet HASGÜLER, sizi ayaklarınızdan vurmak isteyenler konusunda polise suç duyurusunda bulundunuz mu? Bulunmadıysanız hemen bu sabah birlikte gidelim bu görevi yerine getirelim ki kimmiş bu densiz ya da densizler kamuoyu da duymuş olsun!

Sayın Tufan ERHÜRMAN, 2007 yılında kayıplara karışan tarihi halıların akıbeti de artık sizin başınıza kaldı gibi görülüyor. Karıştırın bakalım defterleri bu halılara kim nerelere uçmuş bu işten ne kadar para kazanmış!

Sayın Yusuf SUİÇMEZ, bir zamanlar epey peşine düştüğünüz tarihi halılar tam 12 yıl sonra tekrar gündeme geldi ya hadi bakalım bunu fırsat bilip elinizdeki belgeleri hükümetle paylaşın ki iyi bir amme hizmeti yapmış olasınız!

Sayın Sıla Usar İNCİRLİ, Sağlık Bakanlığı müsteşarlık makamı için bastırdınız ve sonunda adayınızı kabul ettirdiniz. Pek dışarıdan görünmese de demek ki parti içinde epey bir gücünüz olmuş değil mi? Ağır ve emin adımlarla tırmanıyorsunuz demektir…

Sayın Özdil NAMİ, kablo ile elektrik konusunda maliyetlerin dörtte bir fiyatına düşeceği yönündeki açıklamanız heyecan yaratmış olama ki, bu konuda fazla gecikmeden fzibilite raporunun hazırlanması ve eğer rakam gerçekse projeye başlanması isteniyor. Zira millet her fatura zamanı cinnet geçirmeye başladı…

Sayın Ramazan ÖZÇELİK, Türkiye’de yerel seçimlere katılmak ve aktif siyasete dönmek için valiz hazırladığınızı duyduk, hayırlara vesile olsun artık. Zaten burada iyice körelmiştiniz hareketli günler sizi bekliyor desenize…

Sayın Serdar DENKTAŞ, dün mecliste muhalefete sinirlenip söylediklerinize inanmayacakları için kürsüye çıkıp anına geri inmeniz verilecek en iyi mesajdı. Zaten bu sıralar siyasetten daha ziyade Aydın annemizle ilgilenmeniz çok daha yerinde olacaktır. Allah en kısa zamanda şifalar versin…

Sayın Kudret ÖZERSAY, parti içinde bu konuda neler konuşuluyor bilemiyoruz ama dışarıda artık partinin ikinci adamı için bir çalışma yapmanız tartışılmaya başlandı. Sizden sonra partiyi taşıyacak kişinin şimdiden belirlenmesinde yarar görüyoruz…

Sayın Mehmet ÇAKICI, Şeker Sigorta dosyasını yakından takip ettiğiniz ve hatta şimdiye dek açıklanmayan bazı bulgulara rastladığınız ve birkaç güne kadar da bunları kamuoyuyla paylaşacağınız söyleniyor. Merakla bekleyeceğiz!

Sayın İbrahim BENTER, Vakıflar İdaresine ait gayrimenkullerin kira bedellerinde diren uçurumlar olduğu ve bazılarının çok eskiden beri çerez parasına bina kiraladıkları yönünde iddialar ortaya atılmaya başlandı. Hepsini birden mercek altına almak artık şart oldu değil mi?

Sayın Burhan CANBAZ, meclis kürsüsünde konuşan vekillerin fotoğraflarının basına servis edilmesi ile medyaya büyük çok önemli bir hizmet vermeye başladınız tebrik ederiz. Zira basın arşiv resimlerini kullanmaktan el aman etmişti…

Sayın Erhan ARIKLI, sosyal medya takibi konusunda kesinlikle sizin gibi düşünmüyoruz. Ama gelin görün ki bizim sosyal medyadan daha önemli işlerimiz de var! Hele de bir kara kaplıdakileri görseniz dudağınız uçuklardı!

Sayın Erkan EĞMEZ, halen masada olan ve yıllardır Ankara’nın da desteklediği federasyon konusuna FETÖ çamuru atmak çok da hoş olmadı. Bu konuda sanırız kamuoyuna bir özür borcunuz doğdu gecikmeyin deriz…

Sayın Ceyhun ÜMİTER, müsteşarlık konusu istediğiniz gibi sonuçlanmadığı için biraz kırgın olabilirsiniz ama siz bir görev adamısınız onun için fazla da takıntı yapmayın deriz. Memleket insanı hizmet bekliyor oraya odaklanın deriz…

Sayın Mehmet BOLKAN, Kadıköy’de haftalar sonra galibiyet yüzü görünce yine diliniz açıldı diye duyduk. Ara sıra puan durumuna bakmanız tavsiye ediliyor ki gerçeklerle yüzleşmeniz için. Elbette bu günlerde bir gün geçecektir…