Artık bu ülkede bazı işleri ve ilişkileri garipsememek lazım.

Bunlardan birisi de, Sayın Sağlık Bakanı’nın sağlık alanında örgütlü sendika ve sivil toplum örgütlerine ziyaret başlatması!

Pardon ama, Sağlık Bakanı görevine üç gün önce mi atandı? Tam bir yıl oldu, yeni mi aklına geldi bu ziyaretler?

Ama bu ziyaretlerin başlangıç durağının anlamı ve önemi büyük aslında.

Tıp-İş.

Hani, tüm kamu hekimlerini temsil ettiği söylense de, toplantılarına yönetim kurulunun bile tam kadro katılımın sağlanamadığı, kamudaki sözleşmeli ve hizmet satın alınan hekimleri temsil etmeyen, sağlıktaki statikonun sığınağı olan Tıp-İş.

Hani, ikinci iş yasağını uygulayacağını söyleyen sağlık bakanlarına, grev ve sendikal mücadeleyi yükseltme tehditleri savuran Tıp-İş.

Hani grev(aslında eylem) yaptıklarında, vatandaşın burnundan getirircesine, sağlık kurullarını kilitleyen, hastalara ilaç raporu çıkarmayarak sağlıklarını riske atan, sevkleri durduran, acillerde hasta bakmayacakları tehditini bile yapacak kadar etik değerleri ayaklar altına alan Tıp-İş.

Devletin kadrosunu almak için elinden geleni yapıp, kadroyu aldıktan sonra da, örgütlenmesinin gerçek amaçlarından saparak, devletin kendilerine tanıdıkları olanakları, vatandaşa adeta ‘’sağlık silahı’’ olarak doğrultan Tıp-İş.

Kendi kazanımlarına ulaştıktan sonra, eylemleri için bahane ettikleri sağlığın aksayan yönlerini unutan, bu yüzden de bir türlü sendikal mücadelesini tarihinde hiç yükseltememiş Tıp-İş.

İşte böyle bir sendikayı ziyaret etti Sayın Sağlık Bakanı.

Ziyaret değildi bu.

Geç kalınmış bir teşekkür, bir vefa borcu idi aslında.

Nitekim de bunun bir karşılığı verildi Tıp-İş’e.

Onkoloji Merkezi’nin en üst katının Tıp-İş tarafından lokal olarak kullanılmasına dair protokol imzaladı Sayın Sağlık Bakanı, yoldaşları Tıp-İş yöneticileri ile.

Onkoloji Merkezi’nin tepesinde, Tıp-İş’e ait yeni bir lokal!

Oysa ki Tıp-İş’in, Devlet Hastanesi’nde bir odası var!

Oysa ki Tıp-İş’in, Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği (KTTB)’nin binasında, toplantı için kullanabilecekleri ve kapısının üzerinde adının yazıldığı bir oda da var!

Oysa ki, tüm hekimlerin birlikte kullanabileceği bir lokal de var yine KTTB binasında!

Peki bu lokal de nereden çıktı?

Yeni bir karargah, yeni bir güç gösterisidir sağlıkta bu lokal!

Statikonun saltanatının yeni sırça köşküdür bu lokal!

Tüm hekimlerin değil, Tıp-İş’e biat eden kamu hekimlerinin ‘’arasıra’’ uğrak yeri olabileceği, tamamen lüzumsuz bir israftır bu lokal!

Oysa ki Onkoloji Merkezi’nin tepesindeki bu odayı, yine onkoloji hastalarına tahsis etmek de vardı! Çünkü bu bina, onlar için yapılmıştı!

Onkoloji hastaları için bir lokal olabilirdi.

Çocuk onkoloji hastaları için bir kütüphane, eğitsel faaliyet alanı da olabilirdi.

Minik bir sinema salonu bile olabilirdi mesela!

Ama Tıp-İş’e altın tepside sunulmamalıydı bu lokal!

Ve bu fotoğraf!

Sağlık sistemimizin, halkımızdan saklanan ‘’gerçek’’ yüzüdür!

Ülkemizin en önemli değerlerinden biri olan Onkoloji Merkezi’nin tam da ‘’tepesinde’’ çekilmiş bu fotoğraf, hastalarımızın ‘’tepesindeki’’ KARA BULUT’un en güzel göstergesidir!

Bu kara bulutun adı ‘’ego’’dur, ‘’hırs’’tır!

Dr. H. İlker İpekdal

İletişim: 0542-8529899