Onların koğuşlarında öyle klima filan yok…

Günün sıcağı gece oturuyor 60 kişilik odalara!

Bu arada 60 kişiye sadece 2 tuvalet düşüyor orada…

Sabah kalktıklarında hepsini birden ihtiyaçlarını yapmak için kuyruk oluşturduklarını bir düşünün!

Bazen kuyrukta saatlerce bekliyorlar…

Tamam onların adı mahkum, suçlular ama zaten o binadan içeri girdikten sonra bedelini ödemeye başlamışlar cezalarının!

Deyim yerindeyse koyun sürüsü halinde yaşıyorlar…

Her türlü insanlıktan uzak!

Başlarında birkaç tane çoban…

Her geçen bir gün onlar için özgürlüğe yaklaşılan adım!

Merkezi Cezaevi yıllar önce 180 mahkumun barınması için yapılmış…

Şu anda 515 mahkum kullanıyor aynı binayı!

Mahkum sayısı arttıkça başka işlevleri olan odalar anında koğuşa çevriliyor…

Gün geliyor yerlerde yatan oluyor!

Standart şu;

Günde üç öğün yemeğini ver suyunu ver…

Onlar her türlü rezil şartta yaşamaya devam etsinler!

Burada hangi suçlunun hangi suçluyla aynı koğuşta yatması derdi yok…

Çünkü koyun sürüsü ya bunlar!

Gardiyan nereyi gösterirse orada yatacaklar…

İster uyuşturucu suçlusu olsun ister hırsız!

Ya da tecavüzcü ya da sadece iki ekmek çalıp kodese giren…

Rehabilite diye bir şey yok, zaten o köhne bina buna yetersiz!

180 kişilik cezaevinde 515 kişi ancak bizim gibi çok da ileriyi göremeyen, ya da görmek istemeyen yöneticilerinin bulunduğu bir ülkede insanlık dışı muamele görür…

İnsan hakları filan hak getire!

Burada Türkiye ile yapılan anlaşmalara göre süresi dolan 50’den fazla mahkum var…

İade edilmeleri gerekiyor ama!

Konuyu Bakanlar Kurulu’nun önüne koyacak bir babayiğit yok işte aralarında…

Hatta çok bilmiş işgüzarlar da var!

KKTC’de 6 ay yatmaları kafi değilmiş, daha fazla süre burada kalmalılarmış…

Zihniyete bakar mısınız Allah için!

Biraz mahkum gönderilse iade olarak içeride kalanlar az da olsa nefes alacak bunu düşünen kimse yok…

İla ki onlar biliyor her şeyin en iyisini!

Allah vere ki tanınmamış bir ülke olduğunuz için AB’den gelip denetim yapan filan da yok…

Öyle olsa Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne verecekler bizi hem ceza kesecekler hem de bütün dünyaya rezil edecekler!

Tamam mahkum damgası yemişler bir kere ama her şeyden önce insan olduklarını unutmuşuz biz…

Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ya da tüm bakanlaradır sözümüz!

Onlara cezalarını çektirirken bir de Çin işkencesi yapmak niye?

Oraya bayramlarda seyranlarda değil lütfen ani baskınlarla gidin, kendi gözünüzle görün yaşanan insan hakları ihlallerini!

Hasan Topal gidici mi?

Halkın Partisi’nde artık yüksek sesle konuşanlar da ortaya çıkmaya başladı.

G.Mağusa Milletvekili Hasan Topal dün çıktığı televizyon programında resmen esti yağdı!

Kudret hoca yerel seçim yorumunda oylarını koruduklarını söylemişti ya…

Hasan Topal bunun tam tersini söyleyerek başarısız olduklarını açıkladı!

Böyle bir açıklamaya Özersay sessiz kalır mı?

Bize göre kalmaz!

Peki Hasan Topal’ı parti disiplin kuruluna sevk eder mi?

İşte o zaman kıyametler kopar…

Bu arada Hasan Topal’ın başlattığı parti içi muhalefete çok yakında yeni isimlerin de katılacağı iddia ediliyor!

“Kıyma yapalım…”

“…Vahşi mi?

Evet vahşi!

Çok vahşi!

Ama hayatımda belki de ilk defa, değerli hocam Devlet Bahçeli ile aynı şeyi düşünür haldeyim!

Hatta Kenan Evren faşistinin de dediği gibi, “asmayalım da besleyelim mi?” noktasındayım?

Yani, bunları yazdığım için dahi çok üzgünüm ama, “... 8 yaşındaki bir kız çocuğuna hadi sapıksın, sapıklığını yaptın; boğarak öldürmek niye lan hayvan?”

Evet evet, kesinlikle asmamak lazım!

Asılmasına karşıyım!

Yok, kesinlikle kurşuna da dizmemeli!

Şırıngayla, elektrikle idam edilmesini de doğru bulmuyorum!

Dediğim gibi, ayaklardan başlayarak, kıyma yapılmasından yanayım!

Sorry ama böyle!..”

(Serhat İNCİRLİ)

Sadece Merak İşte?

Baz istasyonları?

Yıllardır tartışılan bir konu…

Baz istasyonları ve kanser!

Son olarak K.T.Tabipleri Birliği Asbaşkanı Teksen Köroğlu yaptığı açıklamayla hepimizi derin derin düşündürmeye başladı…

Başta kanser olmak üzere bazı hastalıklarda baz istasyonlarının neden olduğunu ifade etti!

Ülkemizdeki kanser hastalıklarının tavan yaptığı bu süreçte bu tür açıklamalar tüylerimizi diken diken ediyor…

Bu işin tamamen bilimsel bir açıklaması yok mu?

Yoksa kapitalist sistem böyle bir şey mi?

Cami açılışına kimler gidecek?

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan söz verdiği gibi yeni dönemde ilk ziyaretini KKTC’ye gerçekleştirecek.

Bu kez çok farklı bir ziyaret olacak bu!

Zira Erdoğan burada Hala Sultan Camisi’nin de açılışını yapacak…

Ve gözler bizimkilere çevrilecek!

Kimler gidecek,kimler gitmeyecek ya da kaytaracak doğrusu merak etmemek olası değil…

Turizm polisi niye yok?

Yıllar önce vardı…

Ülkeni tarihi ve turistik yerlerinde devriye halinde gezerler ve bazı olaylara anında müdahale ederlerdi ve çok da başarılı bir uygulama olmuştu!

Ama turizmin lokomotif sektör olduğu ülkemizde turizm polisi uygulamasına hala geçilememiş olması büyük kayıptır…

Bir kez daha gündeme getirilerse ne ala!

Aşıyı ihmal ettirmeyin!

Bakanlık yetkilileri ısrarla çocuklarda aşının takip edilmesini aşı olmayan çocuğun kalmaması çağrısında bulunuyor.

Doğru bir istek ama…

Ülkede yaşayan her aileyi aynı kefeye koymamak gerek!

Ne yazık ki bazı aileler bu hayati sağlık olayını hiç takmıyor bile…

Onun içindir;

Devlet bu konuda sadece uyarmamalı aynı zamanda denetleyici de olmalıdır!

MESAJ KUTUSU

Sayın Filiz BESİM, dün akşam çok sayıda serbest çalışan hekim bir masa etrafında toplandı ve bir bakan olarak hakkınızda karar üretmeye çalıştı. Özellikle dokunulmazlığın olmadığı için niyetleri epey kararlıydı haberiniz olsun. İkinci iş konusunda alınacak kararlar fazlasıyla canınızı sıkabilir…

Sayın Zeki ÇELER, ilgili sendika 2005 yılından beridir bakanlığa müfettiş alınmadığı için eleştiri ve eylemlerine devam edeceğini ve bu konuda da çok kararlı olduklarını ifade ediyor. Konuyu ciddi olarak masaya yatırmanız ve eski hükümetlerin hatasına düşmemeniz öneriliyor!

Sayın Mehmet HARMANCI, başkent şu anda tamamen sivrisineklere teslim olmuş durumda. Ne yapın ne edin konuyu gündemin birinci maddesi yapın deriz zira özellikle çocuklar en faza etkilene kesim oluyorlar!

Sayın Fuat NAMSOY, Lapta Belediyesi’nde devir teslim işlemleri için ziyaretiniz bekleniyormuş ama siz hala belediyenin sokağından bile geçmiyormuşsunuz. Bur ara uğrayıp artık şu işi bitirin deriz ki yeni başkan da artık kendine bir yol haritası çizsin!

Sayın Faiz SUCUOĞLU, yarın öğlen bir televizyon kanalında genel başkan adaylığınızı resmen açıklayacağınızı duyduk. Bu arada kurultay için bir de anket yaptırdığınız söyleniyor, sonuçları kamuoyuyla paylaşmak istemez miydiniz?

Sayın Ersoy ÖLÇTER, KKTC Başsavcılık göreviniz hayırlı ve uğurlu olsun. Yaşanan süreçte en hassas makamın başında olacaksınız hukuk çevreleri başarılı olacağınızdan hiç kuşku duymuyor. Umarız medya ile de çok iyi ilişkiler içinde olursunuz…

Sayın Teksen KÖROĞLU, baz istasyonlarının sağlık sorunları ile bağlantısı konusunda yaptığınız açıklamalar hemen herkesi dehşete düşürdü. Konuyla ilgili bir komite kurulması ve olayın bilimsel olarak araştırılması isteniyor…

Sayın Suat YELDENER, yaptığınız tüm projeler ve çalışmalara rağmen verilen sözler tutulmayınca ABD’ye geri dönüş yaptığınızı üzülerek duyduk. Zaten bu ülkede iş yapan insana niçin görev versinler ki? Allah’a havale edin deriz!

Sayın Mehmet ADAHAN, ülkenin en yaşlı belediye başkanı unvanına sahip olunca biraz gönül koyduğunuz söyleniyor. Madem ki sağlık ve afiyetler yerinde hiç de dert etmeyin deriz. Yeni başlangıçlar her zaman insana iyi gelir…

Sayın Erdoğan ÇELEBİ, çok başarılı bir iki yıllık görev süresinden sonra şimdi Adana’da görev almak için valizleri topladığınız ve yakında ülkeye veda edeceğiniz konuşuluyor. Bundan böyle canı kebap çeken atlayıp yanınıza gelip kapınızı çalacak bilesiniz…

Sayın Hasan TOPAL, dün televizyon programında bayramlık ağzınız ile konuşup acı gerçekleri açıklayınca partinizde epey hareketli saatler yaşanmış. Fitili siz ateşlediniz bakalım nereye kadar yanacak hep birlikte göreceğiz artık…

Sayın Gencay EROĞLU, yerel seçim yorgunluğunu sevdikleriniz ile birlikte İstanbul’da küçük bir tatille attığınızı ve dönüşte çalışmalara hiç ara vermeden devam edeceğiniz konuşuluyor. Hırs ve azim birleşince elbette başarı kaçınılmaz olacaktır…

Sayın Mert ÖZDEŞ, tarihi güne artık sayılı saatler kalmış ve düğün heyecanı ütün aileye kaplamış. Şimdiden bir ömür boyu sağlık ve mutluluklar dileriz, Allah bir yastıkta kocatsın. En kısa zamanda ülke nüfusuna katkılarınızı bekleyeceğiz…

Sayın Kemal Deniz DANA, başarılı bir mide ameliyatı operasyonundan sonra ülkeye döndüğünüz ve şimdi de kurultay çalışmaları için kolları sıvadığınızı duyduk. Bu arada hazır o pamuk sakallar uzamışken bir umre yapmayı düşünmez miydiniz?

Sayın Sıdıka ATALAY, KKTC’de biriken alacaklılarınız sadece ülkede değil Türkiye’nin çeşitli merkezlerinde de mahkemelere başvurmaya başladı. Biz de acırız da o yarım kalan koca binanın ortada kalışına acırız…