Öldüren koca emekli polis olunca…
Aşkın Şevketoğlu eşinden boşanmayı istediği için kocası tarafından yıllardır tehdit edilen bir kadındı. Beraber yaşadığı bir başka kadın olmasına rağmen kendisinden boşanmamakta ısrar eden bir kocadan kaçıyordu. Yaptığı şikayetler karşısında polis gerekli önlemleri hızla alamadığı için kocası tarafından dün öldürüldü. Ahmet Şevketoğlu’nun önce eşini ardından kendisini vurduğu düşünülüyor.
Polise 15 Ocak’ta şikayete bulunan Aşkın Şevketoğlu’nun yıllardır kocasından eziyet gördüğü iddia ediliyor. Eşinden ayrı yaşasa da senelerdir kocasının şiddetine maruz kaldığına tanık olan birçok kişi var. Aşkın Şevketoğlu’nun defalarca polise eşi hakkında şikayette bulunduğu ileri sürülüyor. 15 Ocak’tan daha önce, polise en azından bir başka şikayet daha yapmış olmalı ki, Sosyal Hizmetler Dairesi’ne aralık ayında başvurduğunda polise zaten gittiğini belirtmiş.
Hakkında ayrıca kayınpederini silahla vurmaya teşebbüs etmek, abisine silah çekmek gibi bir dizi şikayette bulunulmuş ve deneme sürüşü yaparken kazayla birini öldürmek gibi bir suçtan 6 ay hapis cezası almış biri olmasına karşın Ahmet Şevketoğlu emekli bir polis memuru olmasaydı, polis daha hızlı hareket eder miydi; daha fazla önlem alabilir miydi, bu yönde yapılan spekülasyonların doğruluk değerini şimdilik ölçemiyoruz.
Aydan Başkurt: “Aşkın Şevketoğlu aralık ayında bize 4 kez başvurdu”
Sosyal Hizmetler Dairesi Müdürü Aydan Başkurt’u bugün Sosyal Hizmetler Dairesi’nde ziyaret ederek, kendisinden bilgi aldım. Aşkın Şevketoğlu’nun kendilerine aralık ayında başvuruda bulunduğunu açıklayan Başkurt, öldürülen kadının 2 kez Kadın Çalışma Dairesi’ne, 2 kez de Sosyal Hizmetler Dairesi’ne geldiğini, uzmanlarla görüştüğünü belirtiyor.
Aşkın Şevketoğlu eşi tarafından tehdit edildiği ve eşinden resmen boşanmakk istediği için Sosyal Hizmetler Dairesi’nden nakdi yardım talebinde de bulunmuş. Bu talep üzerine Sosyal Hizmetler Dairesi Aşkın Şevketoğlu’nu evinde ziyaret etmiş. Aşkın Şevketoğlu’nun yaptığı başvuruya ilişkin hazırlanan raporun detaylarını gizlilik ilkesine uymak zorunda oldukları için açıklayamayacağını kaydeden Aydan Başkurt sözlerine şöyle devam ediyor: “Olay bizi derinden üzdü. Aşkın Şevketoğlu bize geldiğinde gerekli şikayetleri Polis Müdürlüğü’ne yaptığını ifade etti. Kendisini yönlendirdik, uzmanlarımız kendisi ile defalarca görüştü. Evinde ziyaret yapılarak nakdi yardım talebi de değerlendirmeye alınmıştı. Benzeri olayların bir daha yaşanmaması için yasalarda değişiklik yapılması gerekiyorsa kendi görev ve sorumluluk alanım çerçevesinde bu değişiklikleri destekleyeceğimizi ifade etmek isterim” diyor.
Şerife Ünverdi: “Aile Yasası’nın değişmesi için 1 ay içinde Kadın Danışma Konseyi toplanacak”
Aydan Başkurt’un hemen ardından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Şerife Ünverdi ile görüşüyorum. Ünverdi sorum üzerine, “Kadına yönelik şiddetin önlenmesi için yapılacak yasal değişiklikleri hızlandıracağız. Kadın Çalışmaları Dairesi için Maliye Bakanlığı’nda ayrılmış bir kalem var ve bu kalemin bütçeye geçmesini talep ederek eksiklikleri tamamlayacağız ve yasa tasarılarını hazırlayacağız. Bunun için kadın örgütlerinden, sivil toplum örgütü temsilcilerinden, akademisyenlerden ve hukukçulardan oluşacak bir Kadın Danışma Konseyi kurulması ve 1 ay içinde bu konseyin toplanması için çalışmalara başladık” diyor. Ünverdi, “Kadınların şiddete uğramasını önlemek için Türkiye’deki gibi ‘şiddet butonu’ uygulamasına geçmeyi” düşündüklerini sözlerine ekliyor.
Afet Özcafer: “Aile Yasası’nın değişmesi için kişisel inisiyatif almaya söz veriyorum”
Cumhuriyet Meclisi’nde Yasalardaki Cinsiyet Ayrımcılığını İzleme Komitesi Üyesi UBP Mağusa milletvekili Afet Özcafer ile görüşüyorum. Özcafer, “KKTC’deki yasaların birçoğunun güncellenmesi ve yeni yasaların yapılması elzemdir. Öncellikle bu yasaların ilgili bakanlıkların bünyesinde ciddiyetle gündeme gelmesi gerekir. Çalışmalar yapıldı ancak yeterli değil. Meclis’e geldiğimde gördüğüm eksikliklerden biri, bir milletvekiline 2-3 komiteden fazla komitede görev verilmesi ve komite çalışmalarında yetersizliklerin ortaya çıkmasıdır. Ben birçok komitede çalışıyorum. Cinsiyet Ayrımcılığı Komitesi’nde başta avukat Boysan Boyra ve birkaç kadın avukatla olmak üzere Aile Yasası’nın değişmesi için birçok toplantı yaptık. Ancak aniden Faiz Yasası ile ilgili Ad-Hoc Komite’de çalışmak üzere görev verildi. Zaten başka komitelerde de bana görev verilmişti. Aile Yasası’nın değişmesi için Fatma Güven Lisaniler gibi kadın çalışmaları yapan akademisyenlerden, hukuk alanında çalışmaları olan Emine Çolak gibi hukukçulardan destek alınması ve yasa tasarısı önerileri geliştirilmelidir. Avrupa’da yasal değişiklikler için sivil toplum örgütleri çok ciddi çalışmalar yapıyor ve öneri geliştiriyorlar. Sivil toplum örgütlerinin öneri geliştirmesi ve önerileri doğrultusunda yasal değişikliklerin bir an önce yapılması için ilgili bakanlıkları motive etmesi çok önemli. İlgili bakanlıkların da yasa değişiklik önerilerini ciddiyetle değerlendirmesi gerekir. Aile Yasası’nın değişmesi için öneriler ilgili bakanlıklarda hazırlanır ve Meclis’e gelirse ben kişisel insiyatif almaya söz veriyorum. Aile Yasası’nın değiştirilmesi için gerekirse sabaha kadar çalışırım. Biz maddi olarak sıkıntıları olan bir ülkeyiz ancak manevi anlamda bizlere sizvil toplum örgütü temsilcileri destek oluyor. Bizlerin milletvekilleri olarak en temel görevlerimizden biri yasal düzenlemeleri ivedilikle yapmaktır. Ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde değişmesi gereken çok fazla yasa var” diyor.
Doç Dr. Fatma Güven Lisaniler: “ Kadınlar Kadın Çalışma Dairesi’nde kamp kurmalı”
DAÜ Kadın Araştırmaları ve Eğitim Merkezi Başkanı ve DAÜ İşletme ve Ekonomi Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fatma Güven Lisaniler ile görüşüyorum son olarak. Fatma Güven Lisaniler, “Bugüne dek Aile Yasası’nın değiştirilmesi için birçok öneri yapıldı. Eşitlik Mekanizması için bir yığın çalışma yaptık ancak hala yasal değişiklikler yapılmadı. İstanbul Sözleşmesi olarak da bilinen ‘Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi’ Türkiye’nin ardından bizim Meclis’te de onaylandı. İstanbul Sözleşmesi’ni onayladıysan İstanbul Sözleşmesi’ne uygun yasal değişiklikleri, Ceza Yasası da dahil yapmak zorundasın. Kadınlar olarak Kadın Çalışma Dairesi’nin önünde kamp mı kuralım bilmem ama yasal değişikliklerin yapılması için baskı kurmamız şart” diyor.
Bugüne dek başta kadına yönelik şiddeti önlemek üzere mevcut yasaların değiştirilmesi için birçok öneri geliştirildi. Hükümetin elinde bu konuyla ilgili pek çok değişiklik dosyası var. Türkiye’de Kadın Hareketi’nin yıllardır sürdürdüğü istikrarlı mücadele sayesinde şiddete uğrayan kadın için polis mahkeme kararı aramadan önlem almak zorunda bırakıldığı gibi, kadınlar kendilerine koruma talep edebiliyor ve şiddet uygulayan her kimse elindeki silaha devlet el koyabiliyor.
Ülkemizde kadınların (ve tabii ki çocukların ve yaşlıların da) şiddete uğrayarak hayatlarına son verilmesini engellemek istiyorsak kadınlar olarak mevcut yasaların derhal değiştirilmesi için baskı kurmalıyız. Şu ana kadar şiddeti önlemek üzere gerekli yasal değişiklikleri yapmadığı için hükümeti protesto ediyor ve bundan sonraki her yazımda, her televizyon programımda başta Aile Yasası olmak üzere bir dizi önerilmiş değişiklik yapılana kadar konuyu seçilmiş siyasilere anımsatmayı görev biliyorum.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Şerife Ünverdi’nin 1 ay içinde Kadın Danışma Konseyi’ni toplaması ve yasa değişiklik tasarılarını hızla hazırlayacağına ilişkin sözünü tutacağına inanmak istiyorum. Afet Özcafer’i, son derece çalışkan bir milletvekili olarak ilgili yasa tasarılarının Meclis’ten hızla geçmesi için kişisel inisiyatif alma sözünü tuttuğunda alkışlamak istiyorum.